12 Eylül’ü Önemli Kılan Unsur

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Başbakan
- Halka gitmek demokrasinin esasıdır, diyor.
Ve hemen ardından;
- Demokrasilerde ülkenin temel sorunları halka sorulmalıdır, buyuruyor…
Tamam, diyor muhalefet… O zaman dokunulmazlıkları da halkoyuna sunalım…
- Hayır, diyor, Başbakan, Ben bu tuzağa düşmem…
Günlerdir sürdürülmekte olan bu karşılıklı bu atışmayı ayrıca yorumlamaya bir gerek var mı, bilemiyoruz?
Gerçek apaçık ortada.

Gerçeğin külahını ters giydirmek isteyen zihniyet de yine ortada…
Başbakan,
- Venedik kriterleri demokrasinin temelidir. Biz bu ilkeleri düstur belledik, diyor…
Açıyor ve bakıyoruz: Venedik Kriterleri ne diyor?..
- Birden çok maddeli bir metin halkoyuna sunulamaz… Böyle bir metni halkoyuna sunma zarureti varsa, mutlaka madde madde oylayacaksınız!..
Başbakan ne diyor bu konuda?..
Hep beraber biliyoruz… Yan çiziyor; yok sayıyor, görmezden geliyor, kıvırtıyor…
İşte gerçek 12 Eylül kafası budur.
Bugün Başbakan’ın izlediği zihniyet, amaç, hedef ve niyet, 12 Eylül cuntasını yönetenlerin zihniyet, amaç, hedef ve niyeti ile aynıdır…
Dolayısıyla 12 Eylül’ün generalleri de bugün yapılmak istenenin aynısını yapmıştı.
12 Eylül Anayasası, cunta başkanı Kenan Evren’in cumhurbaşkanlığı ile birlikte aynı paketin içinde halkoyuna sunulmuştu.
Şimdi de yapılan aynı şeydir..
12 Eylül’de halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişikliği paketi içinde olması gereken maddeler de vardır. Ancak bunların hemen yanı başına Türkiye’yi demokrasiden ve hukuk devleti ilkesinden uzaklaştıracak son derece tehlikeli maddeler de...
Başbakan, 12 Eylül Anayasa’sına karşı olduğunu ifade ederek ve O’nu değiştirmek istediğinden dem vurmaktadır…
Ama Başbakan, gerçekte 12 Eylül zihniyetinin odak noktasında oturmaktadır.
O’nun gerçek niyeti, 12 Eylül Anayasa’sını daha da geriye götürmektir.
Esas hedef, 1961 Anayasası’dır
1961 Anayasa’sının getirdiği demokratik haklar, hukukun bağımsızlığını sağlayan müesseseler, idarenin her türlü eylem ve işleminin denetlendiği idari yargı [Danıştay] ve TBMM’nin çıkardığı yasaların Anayasa’ya uygunluğunu denetleyen Anayasa Mahkemesi’dir esas hedef…
Asıl amaç, demokrasiyi, hukuk devletini ve laik Cumhuriyetin temel esaslarını rafa kaldırarak, yerine hükümetin emir kulu olan bir adalet mekanizması ile TBMM’de çoğunluğun her şeyi yapabileceği bir baskı rejimi kurmaktır.
Laiklik karşıtı eylemlerin odağı” durumundaki bir kadronun başka bir hedef benimsemesi ve daha farklı bir amaca yönelmesini beklemek zaten olanak dışıdır.
Türkiye halkı için temel mesele, bu kadrodan ne zaman ve nasıl kurtulunacağı ile ilgili oluşturulacak bir mutabakattan ibarettir.
Bu mutabakatın merkezinde ise, 12 Eylülde önümüze konacak olan sandık bulunmaktadır.
İşte önümüzdeki referandumu önemli kılan unsur ya da nitelik bu basit ve yalın gerçektir…
 
Faruk.Haksal@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.