“Balyoz” Sonrasında Baltalaşarak Demokratikleşmek

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Öğr. Gör. Erhan Ayaz
Yazının Yazıldığı Tarih: 
23 Eylül 2012

Geçtiğimiz hafta sonuçlanarak karara bağlanan “Balyoz” davası ardından nelerin değiştiği sorusu eminim zihinlerinizi meşgul eden bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır.

 

Öncelikli olarak davadaki delillerin yanlışlığı ya da hataları birçok kez medyada kendine yer buldu, 2007 yılındaki yazı karakteriyle 2003 yılında bir darbe hazırlığı yapılamayacağı, var olmamış oteller, sokak isimleri gibi yanlışlıklara, savunma hakkı tanınmadan, eksik darbe teşebbüsünü sağlamış komutanları tanık olarak dinlenmemelerine rağmen birçok kişi cezalandırıldı. Türkiye’de maalesef adalet her zaman adil olmamıştır. Tarihimiz çok defa siyasallaşmış davalara sahne olmuş bu davalarda durumsal aktörlerin istediği doğrultuda kararlar vermişlerdir. Bu kararların en ünlüleri kuşkusuz hepimizin bildiği idamlarla sonuçlanmış siyasal davalardır. Bu davada da diğer önceki örneklerde olduğu gibi hukuki açıdan tatmin edici bir yanı yoktur.

Siyasallaşmış bir yargı sisteminden daha başka bir sonuç beklemek sanırım aklımızı peynir ekmekle yemek olacaktı. İşte sistemin sorunu bu noktada kendini göstermektedir. Yargı bağımsız değildir –belki de hiç olmadı-  fakat bize algılatılmak istenen daha da demokratikleştiğimizdir. Bunu sağlayanın da bağımsız yargı olması iddiasıdır. Herhangi bir siyasal partinin aldığı oy oranı ile yargının halktan ve haktan yana karar aldığını söylemek çok abestir. Tartışma programlarına çıkıp Türkiye’nin yüzde 50’sinin oy verdiği iktidarın egemen olduğu gibi söylemlerin, maalesef hukukçu olduğunu iddia eden kişiler tarafından dile getirilmesi ne yazık ki güç toplanmasının en güzel örneklerinden biridir. Hukuk seçim sonuçlarına göre mi karar verecektir? Herhangi bir yargısal süreç ile bir siyasi partinin aldığı oy oranın daha fazla demokratik rejime sahip olmak ile ne alakası vardır? Yâda yaratılmış deliller ile masum insanların mahkûm edilmesi sayesinde askerin kışlasında kalmasını sağlayacaksak bunun adı demokrasi değildir. Balyoz kararlarından demokrasi çıkmayacaktır. Aksine balta ile ormana dalarak, rövanş duygusuyla kendinden olmayan her şeye haddini bildirerek, yıkarak, keserek sorunların çözülmeyecektir. Bir başka gerçekte daha fazla kutuplaşmanın yaşanacağıdır. Ergenekon, Balyoz, Oda Tv ve KCK davalarının toplumu gün geçtikçe kutuplaştırdığı bir gerçektir. Aynı adalet Hrant Dink davasında veya Uludere niçin adil olamıyor veya adil olunması için talimat verilmiyor? Sorular çok, sorunlar çok.

Türkiye’de bir vesayetin yanlış yollarla da olsa ortadan kalkması sağlanmıştır. Fakat 28 Şubat sürecinin yaşattıklarının bir kopyası aktörler değişerek yaşanmaya devam etmektedir.  Vesayetçi anlayış sonuna ne yazık ki bu kutuplaşmayla ulaşamayacak oluşumuz gelecek on yılın gerçeğidir. 28 Şubat sürecinde ifade özgürlüğünün kısıtlandığından dem vuran yazarların gazetelerin köşelerinde, kendinden bir önceki sayfada yazan arkadaşlarının yazılarına son verildiği halde “Darbecilikle ilk Hesaplaşma” başlıklı yazılar yazmaları durumun özetidir. Darbecilikle böyle hesaplaşanın demokrasiden anladığı da bu kadar olur.  Balyoz ile darbecilik yargılanmamıştır sonuçları da giderek kutuplaşmış bir Türkiye olacaktır. Kuşkusuz darbeler bu ülkeye çok acılar çektirmiştir, askerin siyasete müdahalesi kabul edilemez, siyaset siyasetçilere bırakılmalıdır.  Sağlamlaştırılmış demokrasiye erişmenin yolu adil, tarafsız ve rövanşist olmayan bir düzenden geçer. Yoksa herkesi, muhalefeti, medyayı, öğrencileri düşman sayan, okul açılışlarında dahi düşman arayan söylemlerle, kendinden olmayan herkesi kendine düşman görmekle ve susturmaya çalışmakla demokrasi gelmeyecektir. Kuşkusuz her sistem kendini muhafazaya dönüktür ama kendini muhafaza ederken başkalarını “kesmeden” yapmaktır önemli olan. Demokrasinin önemi budur. Demokrasi iktidarda olmayanın iktidardaki kadar da söz hakkı olduğu, adil yargılanabildiği bir rejim olmalıdır. Diğeri bir vesayetten diğer vesayete göç etmek olacaktır.

 

Öğr. Gör. Erhan AYAZ

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.