Zeki Ergezen; İstifa Et!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

   Bir milletvekili görevine nasıl başlar?

   Tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ettiği milletvekili yeminiyle. Peki, milletvekili yeminin tam metni ne?

   “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasa'ya sadakatten ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim.”

   Bu yemine kaç milletvekilinin uyup uymadığını bilmiyorum; ama birçok milletvekilinin bu yemine sadık kalmadığını biliyorum.

   Nereden mi biliyorum? Tabii ki ekranlardan ve benzerlerinden.

   Geçen günlerde yine ekranlara bir milletin vekilinin görüntüleri yansıdı. Çıkmış nutuk atıyordu.

   Yer kutsal topraklar. Tarih 27 Mayıs 1993.

   Mikrofondaki kişi AKP’nin bu dönemdeki (23. Dönem) Bitlis Milletvekili Zeki Ergezen. Kendisi ayrıca Abdullah Gül’ün Başbakanlığındaki hükümetin bakanı. Yani eski bir bakan.

   Bu zat milletvekili yeminini ederken ne demişti?

   laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma (…) büyük Türk milleti önünde namusun ve şerefim üzerine yemin ederim.”

   AKP seçtiği milletvekillerini ismine göre seçiyor. Biri gerçekten Dişli çıkmıştı, biri de adı gibi kendini çok Zeki sanıyor.

   Bakın, Hac ziyaretinde eskinin bakanı, şimdinin milletvekili neler diyor.

   Yeniden İslam nizamının (düzeninin) devlet nizamına hâkim olmasını, laik sistemin biran evvel defolup gitmesi için canı gönülden dua etmenizi, bu duanın da kabulünü cenabı haktan temenni ediyorum.

   Ne denilebilir ki? Bugün, ortaya, namusunu ve şerefini laik için koyacaksın; ama dün laikliğin defolup gitmesi için dua edeceksin.

   Söyle bize! “Laikliğe sarılır mı, yoksa milletvekili olup laikliği yok etmek için, laikliğin arkasına sığınır mı oldun?

   Bize namusun ve şerefin üzerine yemin ederek lütfen bunu açıkla.

   Dün, laiklik hakkında konuştuğun sözlerle beynini yıkadığın insanların, bugün laikliğe sarılmaları için nasıl bir çaba gösteriyorsun?” bunu da bir güzel açıkla! Çünkü namusun ve şerefin için bunu yapmalısın. 

   Ben sana soruyorum: “Ey benim vekilim olacak adam hangi taraftasın çık bunu adam gibi söyle. Hala laikliğe beddualar mı ediyorsun, yoksa laik cumhuriyetten taraf mısın?”

   AKP’li Zeki Ergezen’in söyledikleri bunlarla da sınırlı değil. Peki, bu vekil daha neler söyledi? Aynen aktarıyorum.

   Gelin dağa, taşa Ne Mutlu Türküm diye yazacağınıza; gelin dağa, taşa Ne Mutlu Müslüman’ım diye yazalım.

   Anlaşılan Zeki Ergezen hızını alamamış. Hac için kutsal topraklarda bulunan Müslümanlarımızı galeyana getirmeye devam ediyor.

   Bakın daha neler diyor kendisi: “Ben size şunu söyleyeyim. Kim gelirse gelsin, değişmez. Hırsızın birisi gider, biri gelir. Vurguncunun biri gider, biri gelir. Sadece isimler değişir.

   Zeki Ergezen’e hatırlatalım. Ne yaptı Zeki Ergezen?

   Geçmişte biri gidince, birisinin yerine geldi. E o zaman hiç de hoş gelmedi.

   Zeki Ergezen konuşmasına devam ediyor: “Parlamentonun bu milletin dertlerine çözüm bulacağına da inanmıyorum; çünkü parlamento binasının duvarında bir yazı var. ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ diye. Tabii o söz laftan ibarettir. Hakimiyet; kayıtsız, şartsız 3.5 mutlu azınlığın, batının ve Bush amcalarınındır. Hakimiyet bu milletin değil, parlamentodaki milletvekillerinin de bir iradesi yoktur. Ancak parmak kaldır, kaldır; parmak indir, indir. Emrivakilerle. Ülkenin durumu bu.

   Karşımıza 4 soru çıkıyor.

   Zeki Ergezen, şu an parlamentonun bir çözüm bulacağına inanıyor mu?

   Hakimiyet, şu an Bush amcanın oğlunda mı, yoksa millette mi?

   Zeki Ergezen gibi milletvekillerinin bir iradesi var mı?

   Zeki Ergezen, parmağını kendi iradesiyle mi kaldırıp indiriyor, yoksa parmağını birilerimi kaldırtıyor?

   Zeki Ergezen bu soruları da çıkıp ekranlarda adam gibi cevaplamalıdır.

   Zeki Ergezen’in salvoları bu söyledikleriyle de sınırlı değil. Bakın devamında neler konuşuyor: “Yıllardır bizi sarhoş Bekri Mustafalar idare ediyor. Sarhoşun biri gider, biri gelir. Onun için Ankara’da pek farklı şey yok. Bunlar istedikleri zaman kendi çıkardıkları anayasalara riayet ediyorlar, istedikleri zaman da çıkardıkları anayasaları ayaklarının altına alıyorlar. Aynen müşrikler gibi. Hani helvadan putlar yaparlardı, onlara taparlardı. Acıktıkları zaman da kırar yerlerdi. Bizi idare edenler o müşriklere benziyorlar.

   Peki, Zeki Ergezen neye benziyor? Namusuyla, şerefiyle yemin ettiğini hatırlayarak lütfen bize açıklasın.

   Ergezen, açıklamalarına devam ediyor: “Müslümanların kafasındaki ve kalbindeki İslam devleti anlayışını nasıl sileriz diye yasaları bunun için çıkartıyorlar. Dünyanın hiçbir ülkesi yoktur ki anayasasında, dini yazılı olmasın. (Anayasasında) Dini yazılı olmayan tek ülke biziz. Biz aslında dinsiz bir millet haline getirilmişiz. Bizim dinimiz laiklik, bizim dinimiz Atatürkçülük. E şimdi laikliğe mi uyulsun, Allah’ın emrine mi uyulsun? İki Allah’lı, iki peygamberli millet olur mu? Yeryüzünde iki Allah’lı millet haline getirilmişiz biz. Bir tarafta kendi inandığımız Allah’ımız, kendi inandığımız peygamberimiz ve ahretimiz; diğer tarafta devletin bize zorla kabul ettirdiği laiklik. Müslüman hem laik hem de Müslüman olamaz. Biz bu laiklikten kurtulmalıyız.   

   Bu son söyledikleri Zeki Ergezen’in şu anda nasıl bir karaktere sahip olduğunu gösteriyor. Müslümanlığı dağlara taşlara yazacak kadar seveceksin; ama laik bir Müslüman olamayacağını belirttikten sonra, milletvekili olabilmek için laikliğe bağlı kalacağına namusun ve şerefin üzerine yemin edeceksin.

   Peki, AKP’nin yönetim kadrosu bu söylemlere nasıl bir yorum getirdi? Tabii ki sözünü bile etmediler. Çünkü birçoğunun laiklik hakkında düşündükleri belli.

   Ben eğer bu Türkiye Cumhuriyeti’nin bir yurttaşıysam ve bu milletvekili benim önümde namusum ve şerefim üzerine yemin ettiyse, ben bu vekilin yeminin doğruluğuna inanmıyorum.

   Bu vekil, benim vekilliğimi yapmayı hak etmediği için ben kendisinin istifa etmesini istiyorum.

   İstifa et, Zeki Ergezen! Namusun ve şerefin hakkında konuşturtma.

   Saygılarımla…

   Not: Bu arada aşağıda söz konusu videoyu izleyebilirsiniz.

 

   gokhan.dag@politikadergisi.com

Telefon: 0555 557 0000

 

 

 

Yorumlar

Doğru yanları da var...

Sayın Başbakan' ın da zamanında yaptığı, içinde bolca 'cami'nin, 'minare'nin, 'kubbe'nin geçtiği buna benzer bir konuşması var. Sanırım anımsadınız. Kendisi değiştiğini söyledi. Zeki Ergezen de 'değişmiş' olabilir, 'milli görüş gömleğini çıkartmış' olabilir. Tıpkı milletvekili olduğu partinin başkanı gibi. Benim vekilim bunu, vekili olduğu milletinin karşısına çıkıp, ant içerek söylemesi gerekir(Andına nasıl güveneceksem?). Söyleyemezse, yeminin ne anlama geldiğini birilerinin ona anlatması gerekir. Buna rağmen söyleyemiyorsa -ki söyleyebileceğini hiç sanmıyorum- Şaban Dişli' nin yaptığı gibi istifa etmelidir. 'En azından' Şaban Dişli kadar olabilmelidir. Bu arada milletvekilimizin söylemleri içinde bir bölüm var ki; kesinlikle gözden kaçmamalı ve üzerinde düşünülmeli: 'Ben şunu söyleyeyim. Kim gelirse gelsin, değişmez. Yani; hırsızın birisi gider, biri gelir. Vurguncunun biri gider, biri gelir. Sadece isimler değişir.'

Neyin Üzerine Yemin Etti?

Vekilimiz için neyin üzerine yemin ettiğinin önemi var kanımca.

Kuran üzerine yemin etseydi haklısınız derdik.

Namusu ve şerefi üzerine...

Takiyye denen bir şey var. Bu tavırları gayet normal.

Saygılar

Fazla yoruma gerek yok.Çok

Fazla yoruma gerek yok.Çok kolay yemin ediliyor sanırım dinimizce işimize yarayan duruma göre.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.