Yeni Gündem

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Yamaç Kona

Genel Seçim ve Cumhurbaşkanlığı Seçimi atlatıldıktan sonra yeni meclis kendini belli etmeye, rengini ortaya çıkarmaya başladı. Yine gündem eskiye dönecek, yine PKK'dan, Güneydoğu'dan ve sınır ötesi operasyondan bahsedecek medya. Ama artık mecliste DTP ve MHP var. DTP beklenildiği gibi “Kimyasal Silah” iddiasıyla çalışmalarına (!) başladı. Ama şu an için sınır ötesi operasyon daha önemli.

İran, Kuzey Irak'ı bombalıyor ve ABD çıt çıkarmıyor. Çünkü artık anladı ki Dünya'nın en zayıf ordusu bile onu yıllarca uğraştırıyor. Hala yaşanmakta olan 2 savaştan sonra ABD hükumeti çok tepki topladı vatandaşlarından. Peki biz neden hala toprak bütünlüğümüzü tehdit eden hatta meclisimize bile sızmış olan bu teröristlere, bölücülere bir dur demiyoruz. Neden Kuzey Irak'a giremiyoruz?

Amerika'nın İran'ı engellememesinin bir başka ve önemli nedeni de İran'ın bombalayıp çekilecek olduğunu bilmesi. Ama biz sınır ötesinden bahsedince işler değişiyor. Çünkü Türkiye'nin Irak'ta kalıcılığından korkuluyor. Aslında bir ülkenin bütünlüğünü korumak için yapılması düşünülen harekat için başka ülkeler hakkında konuşmak mantıksız. Bunlar Türk ulusunun şanına yakışmayan davranışlar. Bunların nedeni de kuşkusuz AKP iktidarı. AKP askerin elini kolunu bağlıyor. Askerin baskılarına rağmen AKP iktidarı hala dayanıyor. Irak'a girmemekte ısrar ediyor. Aynı zamanda Amerika'yla işbirliği yapıp gittikçe baskılarını artıran askere yapmacık sözler veriyor. Arada da ABD'ye “sahte” uyarılarda bulunuyor. Askeri yatıştırmaya çalışıyor.

Sınır ötesi operasyonu geçin içeridekilere bile “dokundurtmuyor”! Baydemir'in Diyarbakır hakkında “Diyarbakır bir kaledir ve düşmeyecektir!” sözüne tepki verilmiyor. Verilen tavizler sayılamayacak kadar çok. Bunlara rağmen hala AKP'nin açık yüzünü göremeyenler var.

ABD gittikçe daha çok yüz buluyor AKP'den. Konuşmalarında İsrail için: “Kendini savunma hakkı olduğuna inanıyoruz” diyor ama söz bize gelince “sorunlar söz ile çözümlenmek zorunda kalıyor”! ABD adamına göre davranıyor.

Hala “demokrasi” kullanılarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin temellerine saldırılıyor. Karşı çıkıldığı an “Burası demokratik bir ülke değil mi!?” deniyor. Hatta bu ülkenin şimdiki cumhurbaşkanı bile ülkesini AİHM'ne şikayet ediyor, dava açıyor- ardından cumhurbaşkanı oluyor! Halkın %50'si hala uyuyor mu!? Türkiye gittikçe dibe çekilmeye çalışılıyor, gittikçe itibarı düşüyor, kendi kararlarını kendi veremez duruma düşüyor. AKP'nin “hatası” diyemeyiz. Çünkü bu bir hata değil istemli bir hareket.

Asıl amaç ülkeyi ABD'ye satmak da değil, ABD sadece bir aracı. Çünkü ikisi de ülkeyi “teokratik” bir yönetime sokmak istiyor, her ne kadar amaçları farklı olsa da. Çünkü ABD'nin isteği ülkeyi dinselleştirip aynı zamanda bölünme yaratarak (kemalist – dinci bölünmesi) ülkeyi yok etmek. Ama AKP'nin isteği açıkça: “Ülkeyi şeriat düzeni içine sokalım, böyle götürürüz biz!”. Osmanlı bölünürken de buna benzerdi durum. Padişah kendi hayatını kurtarmak, rahat içinde yaşamak peşindeydi ve düşman devletlere sığındı, onlar da altından Osmanlı'yı aldı.

Zamanında Çinliler de hep Türk devletlerinden kurtulmak için “içeriden yıkma, içeriden bölme” yoluna başvurmuştur, başarılı da olmuştur. Bu yöntemde hep halk arasındaki küçük farklılıklar bulunur bu büyütülür büyütülür ve sonunda halk 2'ye ayrılırdı. Aslında büyütmek değil de, aradaki farklılıkları fark ettirirdi. Şimdi de bu yapılıyor. Meclise her 2'sinin temsilcisi sokuluyor( tabii ki işbirlikçi iktidar oluyor ) ortam kızıştırılıyor ve bu halka yansıyor. Ama bunun üstesinden gelmesi bilinirse bu farklılıkları fark etmek yararlı olur.

Aslında medya belki gerçekleşecek olan “gizli” sınır ötesi operasyonu önlemiştir. Bu, Doğan medyasının vatanına yaptığı gelmiş geçmiş en büyük kötülüktür/hainliktir. Doğan medyası Türkiye'de tekel olmak istemektedir. Doğan medyası asla gerçekleri yansıtmamaktadır, hep gizliden gizliye Türkiye'nin aleyhine çalışmaktadır. Ama ileride Doğan medyası 180 derece dönebilir. Herşey paraya bağlı.

PKK'yı sadece Kuzey Irak'ta düşünmemek lazım. PKK Danimarka'da, İsveç'te, İsviçre'de kürdistan bayrağı açarak kendi kutlamalarını(!) yapıyor. Yani her yere yuvalanmıştır PKK'lılar. Ve bu yuvalandığı devletler de onlara yataklık yapmaktadırlar, kucak açmaktadırlar. PKK'yı ülkemizden ve Kuzey Irak'tan (ve diğer yayıldığı, çoğaldığı yerlerden) yok etmek için öncelikle AKP hükumetine son verilmelidir. Çünkü ancak o zaman askerimiz ülkenin bölünmezliği için elinden geleni yapabilir.

Sonuç olarak PKK ve kürtler bir sorundur. Ancak PKK ve kürt sorunu sadece bir araçtır. ABD,AKP ve yuvalandığı diğer ülkelerin ortak amacıdır. Ve 2002'den beri destekçisi meclistedir(hatta iktidardır) ve 22 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra da hiç saklanma gereği duymayan PKK temsilcileri vardır. Ve şu an için tek güvenilebilir(bizim için) kurum olan TSK'ya saldırmaya başlamıştır. Ordu müdahale etmediği sürece de bu saldırılar sürecektir. Buna karşın TSK tepkisini koymak zorundadır. Aksi takdirde bu oluşum gittikçe güçlenecektir.

Yamaç KONA

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.