Velev ki İftira Olsun!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Şu “velev ki” kelimesi de Başbakanımızın türban için İspanya’da söylediği "velev ki siyasi simge olsun" dan sonra siyasilerimiz tarafından pek bir kullanılır oldu. Açık söylüyorum, siyasilerimiz kullanıncaya kadar ben bu “velev ki” kelimesinin ne anlama geldiğini bilmiyordum. TDK’nın sitesini açıp baktığımda da şu anlamlar karşıma çıktı; “İsterse, olsa da, kaldı ki, hatta, her ne kadar” Yine de “binaenaleyh” den iyi… En azından kolay söyleniyor…
 
            Neyse konum bu değil… Konum Başbakanımızın “PKK ile anlaşma yapıldı” iddialarına karşı miting alanlarında “vallah billah böyle bir şey yok” mealindeki sözleri…
 
            Başbakandan bu sözleri duydum ya; artık huzur içinde uyuyabiliyorum… Ha sakın Başbakanın haklı olduğunu bunun bir iftira olup olmadığını düşündüğüm için rahat uyuduğumu sanmayın. Tamamen “keser döner sap döner” deyiminin şu aralar Başbakanımızın başına gelmiş; keserin Başbakanımıza dönmüş olması…
 
            Başbakanımıza şunu söylemek isterdim; “Ne oldu Recep Bey, neden kızıyorsunuz… Dua edin size atılan bu iftira yüzünden Silivri’ye tıkılma ihtimaliniz yok…”
 
            Evet… İspatlanamamış iddialar ve iftiralar bu ülkenin birçok asker, bürokrat ve akademisyenlerine atılırken, hatta sırf bu iftiralar yüzünden haklarında iddianame bile hazırlanmadan Silivri’ye tıkılan ve bir yılı geçkin bir süredir üzerine atılan iftiralar yüzünden içeride tutulan insanlar varken ve sizin o zamanlar hiç sesiniz çıkmazken, şimdi anladınız mı insanın üzerine iftira atılınca kendini ne kadar kötü hissettiğini… Tekrar ediyorum, siz oturup kalkıp, bu iftira yüzünden hapse tıkılamadığınıza dua edin…
 
            Son konuşmanızda (21.08.2010) diyorsunuz ki “Bu iddiayı ispatlayamayan şerefsizdir…” Yok öyle Başbakanım… Siz bu ülkeye Başbakan olduğunuzdan beri artık iddia sahipleri iddialarını ispatlamak yerine, üzerine iftira atılan kişiler bunun bir iftira olduğunu ispatlamak zorunda, hem de hapisteyken… Siz en azından hapiste değilsiniz… Bunun iftira olduğunu sizin rahatlıkla ispatlamanız gerek… Hem Ergenekon sanıkları için iddia ve iftira üreten medya ve savcılarınız var. Onlar belki bu iddianın bir iftira olduğunu ispatlayabilir. Ama belki de o medya ve savcılarınız sadece iftira üretmeyi biliyor, bir kişiyi aklamayı bilemiyor da olabilirler…
 
            Sizi en çok zorlayacak şey, bu iddialar için dava açamayacak olmanız… Çünkü dava açmanız halinde mahkeme tüm delilleri isteyecek ve deliller karşısında bunun iftira olma ya da olmama ihtimali güçlenecek. Bu riski alabilecek misiniz?
 
            Bu arada dava açarsanız, siz yine de üzerlerine iftira atılmış Ergenekon sanıklarından daha şanslı olacaksınız. En azından davanız görülüyor olacak… Peki daha davasının ne zaman başlayacağı bile belli olmayan Ergenekon sanıkları ne yapsın?
 
            Neyse… Artık bu PKK ile anlaşma olayı iftira olsun ya da gerçek olsun beni ilgilendirmiyor. Başbakanımız da iftiraya uğramanın ve bunu yapanların yanına nasıl kar kaldığını anladı ya… Artık rahat uyurum…
 
Velev ki iftira olsun… Nasılmış PKK ile ilişkilendirilmek… PKK üzerinden iftira atılmak…
 
Umit.Minel@PolitikaDergisi.com
 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.