Vatandaş Olma Bilinci Referandumda Ne Diyecek?..

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Vatandaş hangi partiye oy vermeli?..
Hangi siyasal görüşü benimsemeli?
Referandumda “Evet” mi; yoksa “Hayır” mı demeli?..
Hangi sözü ve söylemi desteklemeli; hangisini alkışlamalı; hangisini ıslıklamalı?..
Ne dersiniz?
Kavun değil ki, ensesine bastırıp, balını, kabağını ayırt edebilesiniz….
Ekmek değil ki, bayatını, tazesini bir dokunuşta anlayabilesiniz.
İnsan bu... Düşünce bu... Siyaset bu... Dikenleri çok, seçenekleri çeşitli, tuzakları, çukurları sayamadığınız kadar…
Ancak, siyasetin de bir kıstası ve kriteri olmalı…
Siyasal söylemin ya da eylemin bir ayırıcı niteliği bulunmalı…
Türkiye, her şeyden önce bir “cumhuriyet”tir.

Laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti ilkelleri bu Cumhuriyet’in aslıdır; esasıdır...
Eğer, bu tarife ve bu tanımlamaya bir diyeceğiniz yoksa mesele bitmiştir. Türkiye çağ atlamıştır, üzerindeki kara bulutları bir çırpıda dağıtmıştır…
Gelin sözünü ettiğimiz kriterleri alt alta yazıp toplayalım:
Türkiye,
1.- Cumhuriyet’tir.
2.- Türkiye, tam bağımsız bir Cumhuriyet’tir.
3.- Laik’tir.
4.- Demokratik’tir.
5.- Bir hukuk devletidir.
6.- Ve bu hukuk devleti, sosyal bir nitelik taşır..
Şimdi bu niteliklerle bakın çevrenize...
Partilere, politikacılara, siyasal nutuklara, söylemlere ve de en önemlisi yapılan işlere, atılan imzalara ve nutuklara…
Türkiye’nin bağımsızlığını kim savunmaktadır; kim ya da kimler, bağımsızlıkla bağdaşması mümkün olmayan iş ve işlemlere girişmekte; imzalar atmakta, tavırlar ortaya koymaktadır?..
Kim bağımsızlık mücadelesi veren yargıyı köleleştirmeye çalışmakta ve kendi emrindeki bir memurlar ordusu haline getirmek için uğraş vermektedir?..
Kim, kendisini yargılayacak hakimleri kendisi belirleyecek bir düzenin peşindedir?..
Türkiye’de laikliği gerçekten savunanlar kimlerdir; laiklik karşıtı eylemlerin odağı durumunda olanlar kimlerdir?..
Türkiye’de gerçek demokrasiden yana olan kimdir ve kimlerdir?..
Ağalığın tasfiyesi ve toprak reformu gibi gerçek demokrasiye yönelen yolu ve programı kimler uygulamak istemekte ve kimler kösteklemektedir?..
Demokrasiyi ve demokratik hakları, kendi kişisel politik çıkarlarının kalkanı yaparak siyaset yapanlar kimlerdir?..
Halk egemenliğinin gerçekleşmesi için demokratik mücadele yolunu seçmiş olanlar kimlerdir; hangi siyasal kuruluşlardır?
Türkiye’nin hukuki kurumlarına saldıranlar, bu uğurda cinayetler de dahil her türlü oyunu, düzeni, tertibi ve provokasyonu sahneye koyanlar kimlerdir; hangi mihraklar ve hangi odaklardır?..
Ve Türkiye’nin gerçekten bir “sosyal hukuk devleti” olması yönünde, hukukun, emeğin ve sosyal adaletin, ülkenin yönetiminde en temel esas olmasını savunan, bu uğurda mücadele veren kimlerdir?..
Emek düşmanı, yabancı sermayeden yana ve emperyalist çıkarlarının ortağı, çıkarcı, hortumcu bir yeni dünya düzeninden yana olan kimlerdir?..
Lütfen tespit edin onları… Lütfen teşhis edin… Ve lütfen en sonunda da, bu insanları, bu güçleri ve bu kuruluşları bertaraf edin!..
Kriterler bellidir… Açıktır; nettir…
Bu kriterleri hayata uygulayarak insanları, politikacıları ve tüm siyasi partileri değerlendirmek, deşifre etmek ya da omuz vererek başa getirmek sorumluluğu, vatandaşa ait “devredilemez, terk edilemez ve ertelenemez” bir görev ve bir sorumluluktur...
Eğer insanımız, bu görev ve sorumluluğun bilincine varıp, gereğini icra ederse, vatandaş olurlar; yurttaş olurlar.
Demokrasiler, vatandaş olma bilincine ermiş, yurttaşlar üzerine bina edilir...
Bu bilinç ve bu sorumluluk mevcut değilse... Üstlenilmiyorsa... O zaman, o ülke demokratik de olamaz, laik de... Bağımsız da...
Hukuk devleti mi?... Vatandaş olma sorumluluğunu üstlenmemiş yurttaşların olmadığı yerde, hukuk devleti de olmaz, sosyal devlet de...
Çünkü bu saydığımız tüm kıstas ve kriterler, vatandaşlık bilincine ermiş, yurttaşların eseridir ve onların hakkıdır... Ve ancak onların katılımı ile var olur ve yaşatılabilir.
Üstü laf-ı güzaftır bu “söylem”lerin... Söylesek ne olur; söylemesek ne olur?..
Faruk.Haksal@PolitikaDergisi.com
 

Yorumlar

BU MEMLEKETTE , SİTTİN SENE DAHA SEMER SATARIM

şeyini şey ettiğimin şeyi , lafının muciti olan sy muhterem ,
geçtiğimiz aylarda yine lugat parçalayıp şey ettirmişti.
gebze de bir toplantıya katılan bir devlet büyüğümüz ,
chp ve mhp nin ne zaman iktidara gelebileceğini açıklamıştı.
tabiki kendine yakışan bir uslup şekilde.
ona göre , sittin sene sonra yapılacak olan seçimlerden sonra ,
mhp ve chp iktidar olabilecekmiş.
yani mhp sitin sene iktidar olamayı bekleyecekmiş.
yani chp sitin sene iktidar olamayı bekleyecekmiş.
yapılan toplantıda , mhp ve chp nin ne zaman iktidara geleceğinisanki ona sorulmuş ya.
millet merakından çatlıyor ya.
devlet büyüğümüz de , kırmamış onları.
cevap vermeyi uygun görmüş.
mhp ne zaman iktidar olacakmış , sittin sene sonra.
chp ne zaman iktidar olacakmış , sittin sene sonra.

kendisi iktidar olmak ve nimetlerinden yararlanmak için ,
sittin sene sabırla bekledi ya.
biz tarih yapıyoruz demişlerdi.
bugün kahve toplantılarda sittin sene tarihi yapıyorlar.
sittin sene iktidarda hep kendileri kalacakmış.
dedikleri doğruysa sittinsene işimiz kötü.
yolsulluk ve yoksulluk , sittin sene daha devam edecek.
işçisi , memuru , emeklisi , esnafı ve köylüsü ,
sittin sene daha rezil olacak.
sittin sene daha , şeyini şey ettirmeye devam edecekler.
seçimler yaklaştı ya , sittin sene iktidarda kalmaları , onlara göre garanti.
beş yüz , altı yüz milyar dolar dış borç yaptılar.
ekonomistlerin hepsi , sittin sene bu borç ödenmez diyor.
onlara göre hava hoş.
sittin sene yola devam diyorlar.

ben anlamam siyasetten , miyasetten.
ben saf köylüyüm.
ben semer yapar , çorbamı kaynatırım.
şimdilik işlerim şükürler olsun çok iyi.
bu ülkede ben , sittin sene daha semer satarım.
________(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)_________SEMERCİ_KUBİ

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.