Türkiye’nin Bölgesel Liderliği

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Türkiye belli ki artık büyük oynamaya karar vermiş. Yüzünü hem Doğu’ya çevirmiş, hem de Batı’ya, biraz da Kuzey’e.Siyasette ve ekonomide, durdurulamayan bir yükseliş trendine girdiği tartışılmaz bir doğru.

Yılların yalnız Türkiyesi, şimdi yanına birçok ülkeyi almış dolu dizgin ilerliyor ve uluslararası arenada oyununu kendi kurallarına göre oynuyor. Sadece oynamıyor, oynatıyor da.

Genel Sekreterliğe Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçilmesinden sonra İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) Kıbrıs konusuna ve Kıbrıs Türk halkına bakışı ve yaklaşımı değişti. Bu değişimin kökeninde Türkiye Cumhuriyeti’nin son on yılda uygulamaya koyduğu geçmiştekinden çok farklı “Dış Politikası” ve yeni vizyonu yatıyor aslında.

İKÖ’nün Tacikistan’ın Başkenti Duşanbe’de Mayıs ayında yaptığı toplantıda, “Kıbrıs’taki Durum” başlıklı bir oturum yapması olağan üstü bir gelişme.
Geçmişte bu tür, özellikle de “Kıbrıs” başlıklı toplantılar hiç olmamıştı. Olanlarda da yüzeysel kararlar alınmıştı.

20 Mayıs tarihli, 7/37-POL sayılı Duşanbe kararının girişinde yer alan 15 paragrafa ilaveten, içinde yaptırımların da bulunduğu 13 madde, Kıbrıs Türk halkına büyük destek vermekte.

İKÖ’deki bu olumlu gelişmeye ilaveten yeni bir adım da “Arap Parlamentosu”nda atıldı.Arap Parlamentosu, Arap Ligi'nde yer alan 22 Arap ülkesinin parlamentolarından 4’er üyenin katılımı ile oluşan 88 sandalyeli uluslararası nitelikte bir Parlamento. İlk toplantısını 28 Aralık 2005 tarihinde Kahire’de yaptı ve hedeflerinden biri de Avrupa Birliği Parlamentosu gibi, milletvekillerinin kendi ülkelerinde ayrı bir seçimle seçilerek Arap Parlamentosunu oluşturması.

Arap dünyası ile ilişkilerin geliştirilmesine önem veren Türkiye, Arap ülkelerinin kurduğu uluslararası örgütlerde etkinliğini artırma girişimleri çerçevesinde, önce Arap Ligi’ne gözlemci üye oldu şimdi de Arap Parlamentosu'na gözlemci üye olacak. Kararı Şam’da alındı ve Aralık ayından itibaren de Arap Parlamentosu’nun sandalye sayısı, Türkiye’nin “Gözlemci Statüsü”nde katılımı ile 92’ye çıkacak.

Şam'da Cumartesi günü başlayan ve Arap Parlamentosu üyeleri ile yapılan toplantılarda, Türkiye’nin katılımı ile gerçekleşecek ikinci toplantının Aralık ayı içinde Kuveyt'te yapılması konusunda mutabakat kararı alındı.
Kuveyt'te yapılacak Türk-Arap Parlamenterler Diyaloğu toplantısının gündeminde, “Kıbrıs Sorunu” ile “Orta Doğu'nun Nükleer Silahlardan Arındırılması” ve “İslamofobi” başlıkları yer alıyor.

Böylece Türkiye ile Arap dünyası arasında gelişen ilişkilere yeni bir halka daha eklenecek.

Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin Dış İlişkiler gündeminde, Kıbrıs meselesinin, İKÖ’de ve Arap Ligi’ne üye Arap ülkelerinin parlamentolarında iyi anlaşılmasını sağlamak var ve her iki yerde de öncelik taşıyor bu hedef.
Bu ilişkileri ile Türkiye, dünya üzerinde hem Avrupa Birliği ile hem de İKÖ ve Arap Parlamentosu ile birebir bağı olan tek ülke konumunda.
AB’nin Orta Doğu ilişkileri ile Arap ülkelerinin AB ile ilişkilerinde tam bir “Elçi” görevi yapacak.

En önemlisi ise Kıbrıs konusundaki gerçek durumun ve bilgilerin, birinci ağızdan ve Türk tezi olarak Arap ülkelerine aktarılacağı ve gerektiğinde de tam desteğin alınabilecek olması.

Geçmiş yıllarda Rumlar, özellikle de Makarios, “Bağlantısızlar Bloku” kanalı ile Arap ülkelerine Kıbrıs konusunda Rum tezlerini istediği gibi aktarabiliyordu ve bu yöntem 2000 yıllara kadar da devam etti.

Artık koşullar değişti, olanaklar da farklılaştı ve de en önemlisi de Kıbrıs konusunda ortaya yeni etkin güçler çıktı.

Görünen o ki, bundan böyle Kıbrıs konusunda Türkiye’nin istedikleri gerçekleşecek, iflas etmiş Yunanistan’ın ve AB’nin Don Kişot’u Rumların değil.
Prof. Dr. Ata ATUN
http://www.ataatun.com
11 Ağustos 2010

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.