Türk ve Kürtlerin Kardeşliği

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

“Kürtler kardeş sözünden tiksindiğini, artık kusacağını” söylemiş Sırrı Süreyya Önder ve eklemiş:

‘‘Siz, bu topraklara gelmeden önce Kürtler, bu toprakların kadim halklarından biriydi. Cenazeye, cenaze cemaatine bu yapılır mı?’’

Benim anlamadığım şu:

Nedense o bahsettikleri Kürtler sahip oldukları o topraklarda binlerce yıl devlet kuramamış(Mervaniler, Şeddadiler, hatta Selçukluları, Sümerleri bile kendileri Kürt olarak adlandırsalar da), ama Türkler Osmanlı’yı geçelim;

Diyarbakır’da Akkoyunlular,
Erciş’te Karakoyunlular,
Elbistan’da Dulkadiroğulları,
Ahlat’ta Ahlatşahlılar Beyliği,
Erzurum’da Saltuklu Beyliği,
Sivas’ta Danişmentliler

ve diğer Anadolu topraklarında irili ufaklı onlarca beylik-devlet kurmuş, son olarak bu topraklarda yaşayan tüm halkların ortak hareketi, mücadelesi ve kararıyla(onlar kendi Kürtlerini hain olarak adlandırsa da) Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuşlar,
kendi anlayışlarında ki Kürtler -bırakın sadece doğuyu- tüm Anadolu’yu Türkler sonradan geldi ithamlarıyla sahiplenirlerken Türklerin doğuda ki varlığını ve tarihini inkar edecekler! (ki artık tarihi gerçeklerle biliyoruz ki Türkler Anadolu’ya 1071 Malazgirt’ten önce gelmişlerdir)

Bu toprakların aydınlanma devrimi olan Cumhuriyet döneminde ki eksiklikleri, haksızlıkları, eşitsizlikleri, sadece kendilerine yapılmış gibi ve büyük bir devrimin sonucu olarak görmeyerek, Fransız İhtilali, Bolşevik İhtilali gibi devrimlerin milyonlarca insanın kanıyla gerçekleştiğini unutarak, bu Cumhuriyet’i bir ayrıştırma aracı olarak kullanan Türk ve Kürt ırkçılarının yaptıkları ve söylemleri ile bu tarz sonuçlara varmak PKK-BDP çizgisindeki solculuk maskesi takanların siyasi anlayışıdır..

 
Bu arada kardeşlik söylemleri sadece sağ iktidarlara aitmiş gibi Sırrı Süreyya’nın bizden iyi tanıdığı Deniz Gezmiş’in de, Yılmaz Güney’in de ‘halkların kardeşliği’ söylemini kullandıklarını unutması ilginç. Hele Nazım’ın daha genel anlamda olsa bile ‘yaşamak bir orman gibi kardeşçesine’ sözünü hatırlatmaya gerek var mı bilmem..

Sırrı Süreyya’nın Demokratik Özerkliği bir bütünleştirme çabası olarak görmesi de  evet sadece zorlama bir çabadır.Tarihten ve coğrafyasından ders almayan milletlerin, halkların yüreklerine saplanan bir çapa gibi..!

Bu noktada bizim iki taraftan ayrılan noktamız Mustafa Kemal Atatürk’ün kardeşlikten ve eşitlikten de öte bir vurgu olan şu sözleridir:

Tek vatan, tek millet ve tek dil ilkesini esas alan Cumhuriyet ideolojisi, ayrıştırmacı değil, bütünleştiricidir. Farklılıkları normal karşılayarak daha çok benzerlikler üzerinde yoğunlaşan Cumhuriyet ideolojisi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarını, hangi kökenden gelirlerse gelsinler, Türk olarak kabul etmiş; millet, vatan ve devlet bütünlüğüne kast edebilecek her türlü etnik ve dinsel yapılanmyı bölücülük ve ayrıştırmacılık olarak nitelendirmiştir. Cumhuriyet ideolojisi, milliyetçilik ideolojisidir; fakat, bu milliyetçilik, vatan toprakları içerisinde 'öteki'leri yaratan, başka milletlere düşmanlık besleyen bir milliyetçilik değildir.

«Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır. »

▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬▬
04.10.1932, Dolmabahçe Sarayı, « Diyarıbekir » Gazetesinin Sahibine Verdiği Demeç.

Anlayana..!

 

Oğuz Kemal ÖZKAN

oguz.kemal@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.