Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- CHP’de Gençlik Kolları var mıydı?
- Biri Şu Gazeteyi Durdursun!
- Domuz Gribi ve GDO Terörü Elele
- Haberturk’teki Değişimin Farkında mısınız?
- Islak İmza, Islak Damga, Sulu Muhabbet Ekseninde TSK ve Cumhuriyet
- AB Üyelik Kriterlerini Yanlış Anlamışım Affola
- Alın verin kendi canınızdan vazgeçin; ekonomiye can verin!
- Ben “Mustafa”yı Değil, Atatürk’ü Sevdim
- Bir Diktatör İçin Ağlıyorlar
- Sen De Mi Leyla?!
- P—Kitap: Bu Dinciler O Müslümanlara Benzemiyor
- Keser Döner, Sap Döner…
- İMF-Dünya Bankası ve Küresel Düzen
- Havada Darbe Kokusu Var
- Asker Sizin Oyuncağınız Değil!
Türk Siyasal Tarihinde Bir İlk: Demirel-Cemaat Savaşı
Son zamanlarda STV, Zaman gibi cemaatçi basın organlarında Demokrat Parti kongresine inanılmaz ilgi var. Fethullahçıların DP’ye bu ilgisi nereden kaynaklanıyor, cemaat daha önce desteklediği Demirel’le -bu kez onu Cindoruk anlayın- ilk defa neden karşı karşıya geliyor?
Amerikancı olarak suçlanan/suçladığımız Süleyman Demirel, Amerika’nın doğrudan doğruya desteklediği bir yapılanmaya neden taş koymak istemektedir? Mehmet Haberal’ın içeriye alınması, bu konuda bardağı taşıran son damla mı oldu? Yoksa Demirel’in liberalliğinin bile kaldıramayacağı “reddi miras” anlayışına dur denilmek mi isteniyor? Soruların yanıtlarını şu an verme durumumuz yok, ama akla ilk gelenler bunlar.
Demirel’in ve tayfasının bu girişiminin altında, Türkiye’yi Osmanlılaştırma ve milli politikaların tamamen bırakılması planlarına engel olma isteği de yatıyor olabilir.
Gelelim cemaat cephesine. Bildiğimiz üzere; AKP’nin kurulması ile birlikte, cemaatin Türk tarihinde ilk kez tam anlamıyla bir partisi olmuş oldu. Şu an komplo teorilerine girmek istemem, ama diğer merkez partilerin edilginleştirilmesi için bazı çabaların, ayak oyunlarının yapıldığını biliyoruz. Her neyse… Son günlerdeki gelişmelere baktığımızda ise malum basın yayın organlarında Süleyman Soylu’nun (seçim dönemi yer verilmezken) “statüko ve Ergenekon” eksenli demeçlerine çok yer verilmesi, Cindoruk’a yaftalamadan (!) Ergenekoncu denilmesi, Aydın Menderes’in DP'lilerin avukatı Cindoruk’a yüklenmesi konuları ağırlıklı olarak karşımızda duruyor. Dünkü Abdullah Gül-Aydın Menderes görüşmesi de zamanlama açısından önemlidir. Cemaat, AKP’nin oylarının bir kısmının Saadet’e gitmesinden sonra, bir kısmının da Cindoruk’la şahlanabilecek DP’ye gitmesinden mi korkuyor? Görünen o ki Cindoruk, başkanlık koltuğunu elde etse bile, Fethullahçıların saldırılarından kurtulamayacak.
Cemaat; Ergenekon, Barzani’yle ilişki, Osmanlılaşma ve federasyonlaşma, laikliği yumuşatma, millilikten Amerika’yla uyumlu emperyal politikaya geçiş gibi onlar için önemli süreçlere taş koyacak bir unsur istemiyor. Ne kadar bilinmez; ama AKP’nin tek başına iktidarı yürütmesi bir süre daha kesinlikle gerekli görülüyor ve bunun sağlanması için her yol mubah sayılıyor.
Tüm bu görünenler ve göremediklerimizin ekseninde DP kongreye gidiyor ve Demirel Cindoruk’un adaylığıyla etkin olarak ilk kez cemaatin karşısına çıkma cesareti gösteriyor. Bakalım, daha neler göreceğiz bu süreçte?
Emrah.Ozdemir@PolitikaDergisi.com
- Emrah ÖZDEMİR içeriği
- 14229 okunma
Yorumlar
samimiyetsizlik
kongre bitti ve cindoruk demokrat parti genel başkanı oldu.kendi oy sandığında demokrat partiye oy çıkmaması aslında her şeyi özetliyor .başkanı seçildiği partiye oy vermeyerek biraz da siyasetimizin dürüstlüğünü özetledi.samanyolu ve ben adem seven yıllardır kendisini menderesin avukatı diye yutturan cindoruğu sevmeyiz ama seçim sonuçalrına da saygı duymaktan başka lüksümüz yok .tebrik edelim ne diyelim
Yazılarınız
Sizin www.secimler.com.tr sitesindeki yazılarınızı da beğeniyle okuyor ve takip ediyorum. Yazılarınız çok güzel. Devamını bekliyorum. Teşekkürler. Bu arada Cindoruk'tan bu yaşta parti başkanı olur mu ya hu...
Yeni yorum gönder