Türk Silahlı Kuvvetleri ve Korucular…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Son hain baskının ardından korucular hakkında bir çok şey söylendi, yazıldı. Çeşitli görüşler ve iddialar ortaya atıldı. Bu konuya biraz derinden bakalım isterseniz. Önce basındaki bilgiye bir bakalım.

Çatışmaya giren bir jandarma uzman çavuş ile bir er, saldırı gecesini şöyle anlattı: “Biz Kırmızı Tepe adı verilen üs bölgesindeydik.

 Çatışma başladığında ‘Kirpi’ adı verilen zırhlı personel taşıyıcıya binerek ilçe merkezine indik. Karakolun etrafını saran teröristler uzun namlulu silahlarla ateş etmeye başladı. Bu sırada bir komutanımız, Kale Tepe adı verilen üs bölgesindeki koruculara telsizden çatışmaya girmeleri talimatını verdi. Telsizle yapılan çağrıya koruculardan yanıt gelmedi. Bunun üzerine komutanımız koruculara telefonla ulaşmaya çalıştı ama yanıt vermediler. Bu esnada korucuların bulunduğu mevzilerden karakola yoğun bir ateş açıldığını gördük. Bize gelen ilk bilgiye göre, mevzilerden ateş açanların terörist değil, korucu olduğuydu. Fakat daha sonra öğrendik ki, korucular iki gün önce kendi mevzilerini bırakıp yukarıda bulunan üs bölgesine geçmişler.”

Bu beyanın daha önce planlanmış bir beyan olmadığı ortadadır. Bu da “korucu” sisteminde bazı çatlakların olduğunu doğrulamaktadır.

Öncelikle korucu kimdir, ona bakmak lazım. Koruculuk sistemi
• Yöre halkına iş olanağı sağlayarak PKK nın ağına düşmeyi önlemek,
• Yöreyi çok iyi bilen kişileri kısa süreli askerlerin önünde rehber olarak kullanmak,
için var edilmiştir. Bunun dışında daha birçok sebepler sayılabilirse de bunlar ana sebeplerdir. 

Terör, 1985 den beri vardır ve o araziyi çok iyi bilen insanları kullanmaktadır. Bunların karşısında bu bilgilerle yetişmiş korucuları kullanmak akıllı bir seçim olarak görünmektedir. Ancak işin diğer yanı biraz farklıdır.

PKK sadece saldırı yapan bir örgüt değildir. PKK orta doğudaki uyuşturucu, petrol, insan, gıda ve aklınıza gelebilecek her şeyin kaçakçılığını yöneten bir örgüttür (*) ABD ve AB ülkeleri bunu tescillemişler ve bu konuda önlemler almaktadırlar. Ancak bu örgütü orta doğudaki istikrarsızlığın devamı için olmazsa olmaz gördükleri için birçok eylemlerine göz yummaktadırlar. Zaman zaman Avrupada PKK’nın kaçakçılıkla ilgili bir faaliyetine sözde engel olunması o ülke halkının uyutulmasına yönelik göstermelik bir davranıştır. Örgütün ve örgüt üyelerinin korkunç servetleri bu yollardan olmaktadır.

Günümüz dünyasında bilinmesi gereken bir gerçek te, bu tür faaliyetlerin olabilmesi için bölgede etkin güçlerin desteğinin olmasıdır. Güneydoğuda etkin güç olarak pek ala toprak ağalarından, yerel yöneticilerden, söz edebiliriz. Tabii ki bunların büyük çoğunluğu temiz, vatansever, ülkesine bağlı insanlardır. Ancak bir kısmının politika maskesi arkasına sakladıkları söylemleri, bir kısmının saklamak gereği duymadıkları yandaşlıkları, bir kısmının adının zaman içinde uyuşturucu ticareti ile birlikte anılması bu iddialara değer katıyor.

İşe alınan korucular hepsi o bölgenin fakir insanlarıdır. Başka bir değişle bu ağaların hükmünde kişilerdir. Kendileri fikren o çemberden çıksalar bile yörede yaşayan aileleri o çemberin içindedir ve onları göz ardı etmeleri imkânsızdır. Kaldı ki zaman zaman medyada kimi korucuların akrabalarının terör örgütü mensubu olduklarından bahsedilmektedir. Her türlü görevi büyük bir özveri ile yapan kahraman korucularımızın büyük çoğunlukta olduğu gerçeğini tabii ki kabul ediyoruz. Ancak bir kısmını da yukarıdaki gerçekler ışığında değerlendirmek hiçte haksızlık olmayacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları beklide dünyanın en namuslu, şerefli, vatansever askerleridir. Bunun en büyük nedeni Daha askeri okullara alım öncesinden itibaren kişi ve ailesinin büyük bir araştırmadan geçmesi, ileriki aşamalarda da sürekli denetlenmesidir. Gerçi AKP hükümeti aldığı kararlar ile bu peygamber ocağını her türlü insanla doldurmaya, yolgeçen hanına çevirmeye kararlı görünüyor ama bu gün itibarı ile ordumuz hala son derece saf ve temizdir. Bu yüzden en ufacık bir zafiyet hemen sırıtmaktadır.

Yukarıdaki haberde korucuların mevzilerini terk ettikleri ve teröristlerin o mevzilere yerleşip ateş ettiği söyleniyor. Bu haberi bir de yukarıda anlattığımız çerçevede değerlendirmek gerekir.

İktidara oy kaybettirir ama korucu konusuna bir neşter vurma zamanı gelmiştir. Terör konusunda ve o bölge konusunda çok deneyimli subayları ABD istiyor diye içeri tıkacağına bölgede kalıcı bir askeri güç oluşturması gerekmektedir. Eğer bir kısım korucu hak ediyorsa bu çerçevede değerlendirilebilir.

Ciddi bir adım atılmadığı sürece her olayda koruculara ve onları görevlendirenlere şüphe ile bakılacağı kesindir.

(*) : http://blog.milliyet.com.tr/yedigimiz-et-pkk-dan-/Blog/?BlogNo=219143
İzmir 2011-10-22

cem.tamturk@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.