Tebrikler AKP...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Muhalefetin olmadığı meclis görüşmeleri sonucu, anayasa değişikliği paketi referanduma gidebilecek sayıda oy ile geçti. (MHP’yi unutmadık, ileride o partinin muhalefet partisi olmadığına değineceğiz)

Emperyalizm, bir meydan savaşını daha kazandı. İki dünya savaşını bitirip eski defterleri açtığında emperyalizm, Türkiye’nin politik, stratejik ve ekonomik anlamda ele geçirilmesi, zamanı geldiğinde bölüp küçük ve yönetilir şehir devletçikleri haline dönüştürülmesi gerektiğini hatırladı ve topyekûn bir saldırıya geçti. Özellikle 1950 sonrası DP, AP, ANAP, DYP, AKP üniformaları ile hep Kemalizm’e, Atatürk cumhuriyetine karşı savaştı. Savaşmaya da devam ediyor. Bu savaş ya son Kemalist dünyadan kalkana, ya da Türk halkı aklı başına gelene kadar devam edecek Dün akşam meclisteki görüntüleri izlerken neden çok tanıdık diye düşündüğümde emperyalizmin kuşandığı yeni üniformasının altından arsızca sırıttığını gördüm.

Mecliste muhalefet yoktu derken iki şey kastediyoruz. Birincisi bu değişiklik için AKP ve PKK yandaşlarının oyları yeterli. İyi bir koalisyon yaptıkları da ortada. MHP görüşmelere giriyor ama maddelere ret oyu veriyor, sanki bir işe yarayacak intibaını vermeye biz buradayız demeye çalışıyor. Ancak şu bir gerçek ki MHP gerçek bir muhalefet partisi değil. Her dönem son tahlilde iktidardan yana duruş gösterdiğini biliyoruz. Hatırlayınız, bu dinci takımı ortada yokken emperyalizm, Ulusalcı ve Kemalist kesimin üzerine bunları salardı. Ancak bir iktidar olarak onlara yeterince güvenmediği için onları iktidar yapmıyor. (2001 seçimlerine giderken seçim diye tutturanların başında sayın Bahçeli geliyordu. Daha 1,5 yıl varken. Neden acaba dersiniz? Onların görevi bağırıp çağırıp CHP’yi geri planda bırakmak, son tahlilde ise iktidara yardımcı olmak. Yok, canım yanılıyorsun diyenlere soruyorum. CHP bu anayasa paketini, Anayasa Mahkemesine götürecek Neden destek olmuyorlar? Çok büyük bir ihtimalle bu paket anayasa mahkemesine giderse geri gelir. Sebebi ise emperyalistlerin ve kuyruklarının dediği gibi siyasi değil. Sadece Anayasamızda özenle korunan kuvvetler ayrılığı prensibine aykırı da ondan.

Yürütme sayısal üstünlüğünü kullanarak yasamayı esir almış durumda. Bir kaldı yüksek yargı. Yüksek yargı diyoruz, zira uzun yıllardır inanılmaz gayretlerle alttan gelerek bir kısım bağımsız yargıyı ele geçirdiler. Birde yüksek yargıyı yani kendilerinin yaptığı işleri yürürlükteki anayasa penceresinden denetleyecek organı ele geçirirlerse kuvvetler ayrılığı diye bir şey kalmayacak. Bu tür rejimlerin adı da “diktatörlüktür”. Bu anayasa paketini anayasa mahkemesine götürmek için MHP, CHP ye destek olmuyorsa, yaptığı bütün muhalefetin göstermelik olduğu, bizim haklı olduğumuz ortaya çıkacaktır.

İktidar partisinin tamamen kendi için hazırladığı açık olan değişiklik paketinin neden referanduma gitmeden Anayasa Mahkemesine gitmesini istediğimize gelince; Halkın büyük çoğunluğunun olanların farkında bile olmadığına inanıyoruz. Kimse kusura bakmasın ama okumayan, araştırmayan, kendi şahsi fikri olmayan, sadece o an sırtını okşayanın ardından giden insanların bu kadar önemli bir konuda belirleyici bir düşünceye (evet veya hayır) sahip olmadığı inancındayız. AKP nasıl bir parti diye ona oy verenlere sorun. Alacağınız cevabın içinde Müslüman, namazında niyazında, dürüst, hırsız değil… gibi yanıtlar çoğunlukta olacaktır. Oysa bu insanlar Kuran’da kul hakkı yemeyin dendiğini bilmezler mi? Yoksulluktan gemi, fabrika, sayısız villa sahibi nasıl olunur. Haydi uzağı boş verdik, daha düne kadar kapılarına gelip din Allah, AKP propagandası yapanların çok kısa bir süre içinde son model cipleri içinde selam bile vermeden yanlarında geçip gittiğini görmüyorlar mı? Bunlar nasıl oldu, neden sormazlar? Yoksa seçim zamanı aldıkları birkaç torba gıda, yarım ton kömür ve ekmeyip yatmalarına rağmen aldıkları üç kuruş dönüm başı para, gözlerini kör, kulaklarını sağır mı ediyor.

İşte böyle bir çelişkinin içindeki insanların oylarını verirken ülkelerinin bekasını mı yoksa emperyalistlerin çıkarını mı ön plana çıkaracakları bilemeyiz. Denebilir ki, “eh nasıl istiyorlarsa oylarını öyle versinler kendi düşen ağlamaz”. İşte emperyalizmin isteği de bu. Bu ülkede hala bu ülkeyi kuran insanların ruhlarına ve fikirlerine saygılı, onların izinde en az %35 kitle var. Dikta heveslisi emperyalist kuyruklarının kavgası da bu kesim iledir. Ergenekon davası en güzel örnek olarak ortadadır.

Ama kimsenin kuşkusu olmamalıdır ki, bu ülke sırtını kim sıvazlarsa onun peşine takılanların değil, bu ülkeyi kuranların peşinden gidenlerindir.

Kimse küçük savaşları kazandım diye sevinmesin. Yunanlılar da Kızılırmak’a kadar gelmişlerdi.

Not: Tam makalemi gönderirken Sayın Deniz Baykal ile ilgili vido haberini gördüm. İşte emperyalizm bu. Rakibi düşürmek için her türlü silaha müracaat edeceksin. Namus, şeref, haysiyet, ahlak gibi şeylere boş vereceksin. İşte emperyalizm böyle bir düşman.

Cem.Tamturk@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.