Sokağın Çıkmaz Olduğunu [Önceden] Görmek Gerekir

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Eleştiri imkânı yoksa demokrasi de yoktur.

Düşündüklerinizi açıca ifade edemiyorsanız, özgürlük de yoktur, çok seslilik de, hukuk devleti de…Eleştiriyi yasaklamak, halkın bilincini tutsak etmekle eş anlamlıdır.

Yasaklamanın çeşitli biçimleri vardır.

Bir.- Ferman çıkarırsınız, şunları bunları söylemek yasaktır, dersiniz.

İki.- Sizi eleştirenleri lanetler, düşman ilan eder, elinizden geliyorsa kodese tıkarsınız.

Üç.- Bir korku imparatorluğu yaratır, kalemi eline alanın beyninin içinde bir oto/sansür despotizmi yaratırsınız.

Dört.- Bir kısım medya elemanlarına [ya da yalakalara] bol keseden ulufe dağıtır, kıt kanaat aydın sorumluluğunu yerine getirmeye çalışan namuslu fikir emekçilerini aptal yerine koyarsınız.

Beş.- Sizi övenlere umut dağıtır, yerenlere ise, zindanın kapılarını işaret edersiniz.

Peki, bütün bunları yapmanın amacı nedir, hedefinde ne vardır?

İktidara ulaşmak ve eğer ulaşıldıysa orada sittin sene kalmak!..

Peki, sonra ne olacak? Nihai olarak nereye varılacak?

Hangi zulüm bu dünyada kalıcı olmuş?

Hangi diktatörün, vakti zamanı gelince karizması yerle bir edilip, heykelleri yıkılmamış?

Tüm çabalara, tüm engellere ve tüm paraya, güce ve karartılmaya çalışılan insan düşüncesine rağmen aydınlanmanın önüne geçilebilmiş mi?

Var mı böyle bir olgu tarihin sayfaları arasında?

Peki bütün bu keskin ve acımasız gerçeklere rağmen ısrarla ve inatla güneşi balçıkla sıvamaya kalkışmanın mantığı ne ola ki?..

İçine girilen bu çıkmaz sokakta bayır yukarı koşmaya çalışmanın ve etrafında dolap beygiri gibi dönülen “kısır döngü”nün çarkına kapılmanın anlamı ne ki?..

Büyük İskender de başaramamış bu işi.

Timur da.

Frank da,

Hitler de…

Atlantik ötesindeki ekonomik sancının Kıta Avrupa’sında kıvranmaya dönüştüğü görülmüyor mu?

Bu sancının Doları Avro’nun aşağısına, Avro’yu Dolar’ın dibine doğru sürüklediği anlaşılmıyor mu?

Belki denebilir ki, bu hayallerin içine balıklama dalan kişiler için ne aşağısı önemlidir ve ne de dibi yaşanan ekonomik krizin ve toplumsal kargaşanın…

Tek ve yegâne hedef, kiriz miriz fark etmez, Doları da, Avro’yu da, fırsatı bulunursa Yen ile sair tekmil banknotları da cebellezine edip, bohçaya istif etmekten ibarettir…

Ne demiş şair vaktiyle?..

Ne atom bombası,

ne Londra Konferansı,

Bir elinde cımbız, bir elinde ayna,

Umurunda mı dünya?..

Evet, dünya umurlarında değildir.

Ölen, sürünen, açlıktan ve sefaletten kırılan insancıklar asla umurlarında değildir.

Varsa yoksa cebellezine, sonra ham hum şarolop ve tırışka ekseninde gelişir var oluşlarının omurgası…

Ama bu yol çıkmazdır!

Denenmiştir ama bir türlü karşı kaldırıma geçilememiştir.

Ve belki de bazıları için yolun çıkmaz olduğu, ancak yolculuğun sonuna gelindiğinde anlaşılabilmiştir.

Bit/tecrübe sabittir söylediklerimiz dostlar, aynen gerçektir.

İnanmıyor musunuz?...

Çevirin tarihin tozlu sayfalarını, olayları değil, tarih bilincini gözleyin o pencereden, göreceksiniz.

Faruk HAKSAL

faruk.haksal@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.