Sendikasını AKP'ye Bıraktı, CHP'den Aday Oldu

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bir adam var: Mustafa Özbek

 

1975 yılından beri Türk Metal Sendikasının genel başkanlığını yürütmekteydi. Başta Türk cumhuriyetleri olmak üzere bölgedeki ülkelerle sıkı ilişkiler kurdu. 1994 yılında Uluslararası Avrasya Metal İşçileri Federasyonu'nun başkanlığını üstlendi. 2005'te Yörük ve Türkmen derneklerinin bir araya gelerek kurdukları Türk Boyları Konfederasyonu’nda da başkanlık görevini üstlendi.

22 Ocak 2009 tarihinde Ergenekon soruşturmasının 11. dalga operasyonunda gözaltına alındı. Hakkındaki suçlamalar davanın üçüncü iddianamesinde yer aldı. Askerî darbe hazırlıklarında yer almak ve örgütün kasası olmakla suçlanandı, 7 Ekim 2010'da tahliye edildi.

Ergenekon tertibinden tutuksuz yargılanıyor. Onunla aynı iddialara sahip kişiler halen tutukluyken, o tutuksuz..!

 

Bülent Arınç’ın,

“Tahliyesinin keyfini çıkarsın. Ama kabadayılık olmaz. Tahliye edilenler sevinsin, beraat    edilenler  mutlu olsun.” dediği adam...

 

Sendikacılığı bıraktığını söylüyor. 22 aylık tutukluluğu ardından demişti ki:

“sendikacılık defterini kapattım. O işte yokum. Devletimize hizmet edeceğiz.”

 

Bu açıklamadan sonra Sendika başkanlığını AKP yandaşı Mustafa Kumlu’ya bırakıyor bu zat. Ya da bıraktırılıyor mu demeliyiz!

 

Mustafa Kumlu’ya yandaşlığı su götürmeyecek kadar yalın. Bu özelliğini Özbek’in tutukluluğunun uzlaşmayla sonuçlanmasının ötesinde bir anlamı varsa o da Kumlu’nun eski başkanı olduğu Tes-İş’in, Türkiye’yi pazarlayacak, Batı kapitalizmine peşkeş çekecek AKP’nin kuruluşunda mekân olmasıyla açıklanabilir.

AKP’nin kuruluş çalışmalarında Kumlu’nun başkanı olduğu Tes-İş’in misafirhanesi AKP’lilere verilmişti. Tayyip Erdoğan, bununla ilgili olarak, Tes-İş’in 2006 genel kurulunda: “Biz, bu salonlara yabancı değiliz, partimizin temelleri bu salonlarda atıldı.” demiştir. Kumlu, bu davranışı sonucu Türk-İş hediyesiyle ihya edilmişti.

Türk-İş Eski genel başkanı Salih Kılıç’ın ifadeleri, Kumlu’nun misyonuyla ilgili bilgi kirliliğini   ortadan kaldıracak nitelikteydi:

“Kumlu, Cumhuriyet mitinglerine karşı çıkarak, onların karşısında bir başka platform kurulmasını önerdi.”

Kumlu’nun önerisi, hem sendikal, hem siyasal, hem de sivil toplum alanında karşı bir platformun oluşmasıyla karşılanmıştır. Kumlu, elbette sadece Cumhuriyet mitinglerine karşı değildi, onun felsefesine, altında yatan Cumhuriyeti savunma istencine karşı da bir tepki yaşatıyordu. Türk-İş’in, ardından Türk Metal’in yandaş sendika olarak zapturapt altına alınması bunun temel örneklerindendi.

Sendikasını AKP’ye bırakan bu adam CHP’den milletvekili adayı... Kurduğu ve büyüttüğü sendikanın ambleminde kurt olan bir eski sendika başkanı... Bu adam eskiden gelen bu kurtlu birikimiyle MHP’ye daha çok yakışırdı ancak CHP’den aday olmasının tabii ki mantıklı bir bahanesi var...

 

Çünkü MHP’nin bu seçimlerde reytingi düşük.

 

Aynı zamanda bir kişi daha var;

 

Emlak Bankası eski genel müdürü Aydın Ayaydın.

 

Bu kişinin CHP’den milletvekili adayı olması CHP’ye ne kazandıracak acaba?

 

Nihat Genç’ın dediği gibi bu adam; “1990’lı yılların ortasında onlarca mudisi intihar etmiş tarihte eşine rastlanmayan eşsiz bir genel müdür.”
 

Herhalde eşsiz olduğu için CHP’den milletvekili adayı olmuştur.

 

Her neyse... Bu durumda “hayırlı olsun” denir ama demeyeceğim...

 

umit.minel@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.