Seçim Teranesi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Seçmen olmanın koşulu nedir?
Reşit olmak ve bulunduğun ülkenin vatandaşı olmak…
Başka bir özellik aranıyor mu?
Hayır.
... Aynı zamanda canlı olmak gerekmez mi?
“Hayır, gerek yok. Biz canlandırırız! Zaten yaşayanların canlılığı da tartışılır!”
Ülkemizdeki seçmenin geldiği son nokta budur.
Yaşayanlar ve yaşamayanlar arasındaki fark sadece fiziksel boyuttadır.
Biri gözle görülüyor, diğeri gözle görünmüyor. Ama işlev açısından birbirlerinden bir farkı yok.


Her ikisi de seçiyor!
Yaşayan neye bakıp, karar veriyorsa, yaşamayan da aynı yere bakıyor!
Sordum; acaba ben de öldükten sonra oy verebilecek miyim?
“Merak etme! Kayıtlarda ismin çıkarsa verirsin dediler.”
Oh be rahatladım! O gün bugündür her yere kayıt yaptırıyorum!
Ben öldükten sonra ne olacak memleketin hali diye düşünmeme gerek kalmadı.
Yaşarken bunlara oy vermeyen ben, ölünce de vermeyeceğim; haberleri yok!
Asıl anlatmak istediğim konu, seçmenin karar mekanizmasını yönlendiren faktörler…
Seçmen neye göre seçim yapıyor?
Uzun zamandır bu sorunun cevabı gündemde tartışma konusudur.
Kimine göre arpa, buğday, nohut, makarna…
Kimine göre beyaz eşya, ev, araba…
Kimine göre ihale, teşvik kredisi, fabrika…
Kimine göre madenler, petrol yatakları, köprüler, limanlar, barajlar v.s..
Rivayet muhtelif tabi ki…
Bir de ülkenin topraklarına göz dikenler var.
Kürtler, Ermeniler, Araplar, Yahudiler v.s.. Bunların toplamına AB-ABD de diyebiliriz!
Ne alaka? diyeceksiniz!
Evet, kel alaka!
Alakaya limon sıktıklarının biz de farkındayız!
Örneğin, dün gece ülke genelinde bir yarışma programı için bir seçim yapıldı.
Bir yanda bağırdığı zaman yeri göğü inleten berrak sesli bir genç kız, diğer yanda kükrediğinde bile sesini sadece kendi duyabilen bir adam…
Beklenen genç kızın açık ara kazanmasıydı.
Ne oldu dersiniz?
Kükreyen küçük fare kazandı.
Niye?
Kürtçülük propagandası yaptığı için…
Burada verilmek istenen mesaj neydi?
“Sizi her yönden kuşattık artık bizim istemediğimiz hiçbir şeyi seçemez, izin vermediğimiz hiçbir şeyi yapamazsınız.”
Gücünün farkında olmayan köleler…
Hiç kızmayın.
İleri demokrasi istemiyor muydunuz?
Alın size demokrasinin önde gideni…
Yetiş yetişebilirsen şimdi…

 

 

Saadet TOKSÖZ

saadet.toksöz@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.