Sanat ve Fazıl Say…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
 
Sanat, insanların birbirlerini anlamasını sağlayan en kestirme yoldur. Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve/veya hayal gücünün ifadesi olarak anlaşılır.

R.G.Collingwood, 1938'da basılan Sanatın İlkeleri ('The Principles of Art') isimli kitabında sanatın temel olarak duyguların yaratıcı ifadesi veya dışavurumu olduğunu söylemiştir. Atatürk’ün sanata ve sanatçıya verdiği değer ortadadır. Peki günümüz Türkiyesi’nde sanatın değeri vardır diyebilir miyiz? Hayat bahçesinin en nadide çiçekleri olan sanatçıları yeterince koruyup onlara hak ettikleri değeri veriyor muyuz? Maalesef bu sorulara “evet” yanıtını vermek biraz zor. İşte Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli sanatçılardan biri olan Fazıl Say’ın feryadı. Buyurun beraber okuyalım.

Siz Kazandınız (Fazıl SAY) ...

Siz kazandınız lütfen siz kazanın lütfen benimle uğraşmayın ve ebediyen siz kazanın...

Tamam ben giderim uzak bir yere (gözden uzak) (uzaya gidemem kızımdan da ayrılamam ama siz beni görmezsiniz merak etmeyin) tamam giderim…

Ben son 6 yıl içinde 2 büyük oratoryo, 2 büyük senfonik eser, 1 keman
konçertosu, 2 piyano konçertosu, 5 solo piyano eseri,1 bale müziği, 2 Bach uyarlaması, 4 film müziği, 1 tiyatro müziği bestelemiş olsam da HİÇ MÜHİM DEĞİL SİZİN İÇİN…

Bu son 6 yılda dünya üzeri 42 memlekette 326 şehirde konserler verdim yaklaşık 700 konser HİÇ MÜHİM DEĞİL SİZİN İÇİN…


Bu 6 yılda toplumumuza 10 CD 2 DVD 12 NOTA sundum HİÇ MÜHİM DEĞİL SİZİN İÇİN… Anlıyorum yaptıklarım mühim değil hiçbir zaman "her görüşüme katılmalısınız" demedim tartışmaya hep açıktım hiç bir zaman hemfikir olmadığım insanlara saygısızlık yapmayı düşünmedim ama siz yaptınız, adil değildiniz, bir fikir de ayrı düşünüyorduk siz kökünü kazımaya kalktınız.

Her seferinde ama hiç bir zaman kendi iç sesimden vazgeçmedim, doğru bulduğum doğrumdu yanlış bulduğum yanlıştı.


Yanlışı ben yaptıysam da hatamı anladığım gün düzelttim.

Anladık değersiziz, sizin değer anlayışınızı anlamadım ama ben değersizim o anlayışa göre onu anladım ...

İmkanı yoktur bazı kusurlarımı affetmenizin affedicilik de değil "kabul" etmenizin "lütfetmenizin" imkanı yoktur...

Zamanında hatalarım olmuş onları düzelttiysem bu da doğru değildir. İmkanı yoktur…

-Falanca arabeskçiyi kültür olarak görmüyorumdur asla affetmezsiniz -Aziz Nesin haklıdır derim bütün hayatıma sataşırsınız -

"Din sömürüsü aldı başını gitti" deriz, Ölüm fermanı vermediğiniz kalır…

-Konuşmayız "Konuşmaz o korkak" dersiniz…

-Konuşuruz "Konuşmak senin ne haddine işine bak sen" dersiniz…

-Beethoven , deriz "Git Beethoven'ın ülkesinde yaşa", dersiniz git popülist korkak ne haddine git…

Hiçbir yolu yoktur...

Sizler facebook da 130 grup kurdunuz (Fazıl Say gitsin vs) ekşi-sözlükte yazılar yazdınız Google'ı doldurdunuz Yahoo'da gruplaştınız gazete haberlerinin altına yorumlar yazdınız Almanya'da yılın müzisyeni seçildiğimin haberinin altına bile döşendiniz hakaretlerinizle...

Her yerde sizler varsınız.

Ve sizler ne yaptınız hayatta bilmiyorum sormuyorum, düşünmüyorum, nefret etmiyorum, saygısızlık yapmıyorum ama siz bana yaptınız...

Siz yarattınız bana en ağır haksızlıkları yapan bir kültür bakanını siz yarattınız, siz cesaretlendirdiniz marjinal köşe yazarlarını…

Siz pislik attınız, çamur attınız, hepsini siz yaptınız.

İçinizde mesleki kıskananlar da oldu, aranızda piyano çalanlar da oldu çalmayanlar da faşoları dincileri marjinalleri...

2.cumhuriyetçileri…

Avanak liberalleri...

Ben hiçbirinize tek bir kelime kötü bir şey söylememişken...

Hepsini siz yaptınız...

Artık kazanın kazanın ve bitsin...


Siz kazandınız…

Kazandınız ve bitsin…


Yeter...

Benim gerçek dostlarım bu yazıyı niye yazdığımı, kimlere yazdığımı anlamıştır.


Fazıl Say

 

Burası sözün bittiği yer. Yazık…
 
 

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

Yorumlar

DAYANIŞMA GRUPLARI KURALIM

Ben Fazıl Say'ın bir kaç konserini televizyondan izledim. Kendisiyle yapılan uzun bir röportajdan da, vatansever, halkçı, Atatürkçü bir sanatçı olduğunu anladım.

Bu ülkede, doğruların, dürüstlerin, insan gibi insanların kaderi bu...

Ama iyi insanların, vatanseverlerin, Atatürkçülerin, bıkıp, yorulmaya ve de "pes" deyip teslim olmaya hakları yok. Bu mücadele insanlık mücadelesi. Adı üstünde insan. Etten, kemikten, sinirden... Yorulup, çığlık atan varsa, onu duymamız ve ona el uzatmamız gerekiyor.

Evet, Gençler. Fazıl Say'ın sesine kulak verelim. Onu çakalların yemesine izin vermeyelim. Bozkurt ruhuyla mücadele edelim. Çakallara, çiyanlara bu topraklarda şenlik yapma fırsatı vermeyelim.

FAZIL SAY'LA DAYANIŞMA GRUPLARI, ÖBEKLERİ KURALIM.

Değerli Cem Osman TAMTÜRK'e ve Politika Dergisine bu konuyu bizlere yansıttığı için teşekkür ederim.

Saygılarımla, Esen kalın.

Hakan Yavuz

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.