Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Ünzile
- Türk'ün Türkçe ile İmtihanı
- "Kimseye Etmem Şikayet Ağlarım Ben Halime..."
- Sykes-Picot'un Yansımaları
- Baştaki El
- "Erzurum’dan Çevirmişler Yolumu" / Cumhurum, Sen Rahat Uyu (!)
- Sağdan Çarklı Havariliğin Son Perdesi
- Referandum Hikâye, AKP’nin Kendini Kurtarma Operasyonu Şahane
- Askere Cami Duvarı Muamelesi!
- Bir Metin Cevabım Var
- AKP’nin Dramatik Harekât Oyunu
- İşsizliğe Pembe Çözüm
- GDO’ya Hayır Sokak Eylemi Çığ Gibi Büyüyor
- TSK’nın Sabır Taşı
- Normalleşiyoruz (!)
Politeia'nın Toplumsal Sınıfları



"Ayrılma saati geldi, ve kendi yollarımıza gidiyoruz—ben ölmeye, siz yaşamaya. Hangisinin daha iyi olduğunu yalnızca Tanrı bilir." Sokrates Bu sözler gençlerin ahlakını bozduğu, Atina ilahlarına inanmadığı gerekçesiyle hakkında ölüm cezası istenen Sokrates'in, felsefeyle ilgilenmeyen insanların bile gözünde devleşmiş olan savunmasının son cümleleri. Hocası Sokrates'in ölümünden sonra Platon "Sokratesleri öldürmeyecek bir devlet düzeni" arayışına girer ve bu arayış Devlet'i yazmasıyla sonuçlanır. Platon'un devleti, sağlıklı ve mutlu bir toplum hayatı için olması gereken ideal devletin yanı sıra bu devletin, sağlıklı ve mutlu bir bireyin de tüm ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olması gerektiğinin altını çizerek, toplum ve birey arasında sağlam bir bağ kurar.
Platon'a göre toplumu oluşturan, insanın tek başına kendi kendine yetmemesi, başkalarına gereksinim duymasıdır. Düzenli bir toplumun doğuşu ancak iş bölümü ile gerçekleşebilir.
Platon Sparta dışındaki Yunan polislerinde uygulanan yurttaşlar ordusu anlayışına kesinlikle çıkar. Öncelikle onun devletindeki en temel kural; toplumu oluşturan bireylerin içte ve dışta kesinlikle tek yönlü olmasıdır. Bireyler sadece tek bir işe sahip olmalı, aynı anda iki işle uğraşmamalı ve sahip oldukları tek işi layığı ile yerine getirmelidir. Bu nedenle devlet bekçileri, yani koruyucular yalnız kendi işleriyle uğraşacakları gibi yaradılışları da bu işe uygun olmalıdır. Platon koruyucuların hayatını tüm ayrıntılarıyla düzenler ancak özel olarak bu sınıfın mutluluğu ya da mutsuzluğuyla ilgilenmez. Ona göre kişinin mutluluğu polise bağlı olduğu için gözettiği şey polisin bir bütün olarak mutluluğudur. Koruyucuların en ufak detayına kadar düzenlenen hayatı ortak ve yalındır. Sınıf tüm tikel farklılıklarında
Platon'a göre beden ve ruhtan oluşan insanın ruhu üç kısımdan oluşur: İnsanın doğal ihtiyaçları ve arzuları ile ilgili kısım,insanın arzularını gerçekleştirirke
Platon'un üreticiler ve koruyucular dışında üstünde durduğu ve en çok önem verdiği toplumsal sınıf ise yöneticilerdir. Platon'un yöneticilik atfettiği kral filozof portresi, ancak bozuk bir devletin içinde yetişen filozofun kral olarak yönetime geldiğinin farkına varılırsa açık bir biçimde anlaşılabilir. Filozofun başa geçmesiyle birlikte, öncelikle bozuk modelden ciddi bir kopuş meydana gelir ki diğer yönetim biçimlerinden en temel farkı artık akla dayalı, tutkulara kapılmadan, bütünün çıkarını ve topluluğun ya da polisin bir bütün olarak mutluluğunu gözeten bir devletin ortaya çıkmasıdır. Zaten filozofun yöneticiye dönüştürülmesini
Platon, sınıfları kendi içinde ve birbirleriyle ilişkilerinde hoşnut tutmak ve sınıfsal çatışmayı önlemek için propagandaya ihtiyaç duyar. Ona göre, bunun için sadece yöneticilerin hakkı olan yalan söylemek çözümdür.Tanrı'n
Platon ideal devletindeki bu üç toplumsal sınıfın her birini bir insan çeşidiyle özdeşleştirmiş ve bu insan çeşitlerini de içlerindeki cevhere, ruhsal bölümleri ve erdemleri arasında neyin ağır bastığına göre belirlemiştir. Yöneticiler altın cevherlidir, akıllı ruhlulardır, erdemleri bilgeliktir ve bilgi sever insanlardır. Koruyucular ise gümüş cevherlidir, iradelilerdir, erdemleri yiğitliktir ve şöhret sever insanlardır. Üreticiler ise demir ya da tunç cevherlilerdir, arzululardır, erdemleri ölçülülüktür ve para sever insanlardır. Platon değişik ölçütlerle farklılaştırdığı bu sınıflı toplum yapısında, iyi insan ve iyi devlet sorunları aynı sorunun iki yanıdır; dolayısıyla toplumun sınıflarından herhangi birinde baş gösterecek mutsuzluk diğer sınıfları, toplumu ve en nihayetinde devleti etkileyecektir. Özel olarak belli bir sınıfın mutluluğuna değil toplumun tümünün mutluluğuna verdiği önemi ise şöyle dile getirir: "Yasaların kaygısı bir sınıfa ötekilerden üstün bir mutluluk sağlamak değil, yurttaşları ya inandırarak ya da zorlayarak birleştirmek, her birine toplum içinde görebileceği iş payını aldırmak, böylece bütün toplumu birden mutluluğa götürmektir. Devlet seçkin yurttaşlar yetiştirmeye uğraşıyorsa, bu onların keyiflerince yaşayıp, dilediklerini yapmaları için değil, devlet düzenini sağlamlaştırmaya yardım etmeleri içindir ."
Sonuç olarak; Platon'un ideal devletinde toplumun sağlığı ve mutluluğu, bu üç toplumsal sınıfın arasındaki bir nevi merkez-periferi dinamiklerine bağlıdır. Platon'a göre; çok yönlülüğün bozukluk sayıldığı, dikey hareketliliğe açık olduğu kadar hiyerarşik olan bu toplumda, bu üç toplumsal sınıf birbirlerinin işine karıştığı zaman ise devlet için en büyük felaket gerçekleşecektir
Melisa TEKELİ
melisa.tekeli@politikadergisi.com
Kaynakça:
Platon, Devlet,(Çev.: S.Eyüboğlu-M.Ali Cimcoz),Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları,2013
_____, Sokrates'in Savunması, (Çev.: Ali Şan), Cem Yayınevi, 2005
Ağaoğulları, Mehmet Ali; Türk, Duygu; Yalçınkaya, Ayhan; Yılmaz, Zafer; Zabcı,Filiz, Sokrates'ten Jakobenlere Batı'da Siyasal Düşünceler, İletişim Yayınları, 2012
Tuncay,Mete, Batı'da Siyasal Düşünceler Tarihi Seçilmiş Yazılar-Yakın Çağ, İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları, 2003
Mengi, Abdurrahman, 2012, Platon'un Devletinde Toplumsal Sınıflar ve Konumları
- Melisa TEKELİ içeriği
- 11725 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder