Pirus Zaferi!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ülkemizde, hâlâ, demokrasinin hazmedilip hazmedilmediği tartışılırken, diğer taraftan, göstermelik de olsa her gün demokrasinin yeni bir uygulaması ile karşılaşıyoruz.

Demokrasinin en vazgeçilmez ögesidir seçim...  Çoğulculuğu gözeterek, her kesimin duygu ve düşüncelerinin temsil bulduğu bir ortamın yaratılması adına yapılarsa, seçim demokrasinin gereği olur. Sadece, ne pahasına olursa olsun, çoğunluğun oyunu almaya dayalı yapılan bir seçim, demokrasi değil, dayatma olur ki, demokrasinin ilk karşı çıktığı eylem de budur işte.

Bir seçimi demokratik kılan en önemli gösterge, seçimin taraftarlarına sağlanan imkanların eşit olup olmadığıdır. Bir tarafta, devlet olanakları “yandaş” lehine  sonuna kadar kullanılırken, diğer taraftan, muhalife hiçbir imkan tanınmıyorsa, hele bir de muhalifin işini güçleştirici engeller ortaya konuyorsa, yapılan seçimin demokrasi ile ilgisi olamaz.

Böyle bir ortamda alınan sonuç ne olursa olsun, şaibelidir, antidemokratiktir!..

Ne yazık ki, ülkemizde son yıllarda yapılan seçimlerin tümünde bu leke mevcuttur! Toplumdaki rahatsızlığın temelinde yatan da budur!  Halkın hazımsızlığının kaynağı budur! Demokrasiyi ülkelerinde uygulamakla yükümlü olanlar, demokrasinin gereğini yapmazlarsa, kazanılan “zaferlerin bir kıymeti harbiyesi kalmaz!..”  Seçimi sadece bir güç kazanma savaşımı olarak görmek, demokrasi açısından çok tehlikelidir. Muhalefeti yok sayan bir güç, demokrasinin ögesi olma işlevini yerine getiremez.

Böyle kazanılan zaferler gün gelir, “Pirus Zaferi!” nitelemesinden kurtulamaz!..

Son yaşadığımız seçim, HSYK üyelikleri için yapılan seçim oldu. Çeşitli yayın organları, çok değişik ana başlıklarla duyurdu seçim sonuçlarını kamuoyuna...

Vatan: O liste kazandı!..   Yeni Şafak: Yargı, YARSAV’ı tasfiye etti!..

Zaman: Yargı Demokrasi ile tanıştı!..    Habertürk: Yok denilen liste tulum çıkardı!..

Cumhuriyet: Kurumlar susturuldu!..    Sözcü: Tayyip’in listesi kazandı!..

Milliyet: Ve Bakanlığın listesi kazandı!..   Taraf: HSYK,  Adaletin!..

Hürriyet: HSYK’da seçimi Bakanlık kazandı!.. 

Yeterli sanırım bu manşetler, bir kanıya varıp yorum yapmak için...  “Yandaş” veya “muhalif”, basının tümünde, bir hükümet vesayetinin varlığı inkar edilmiyor, hatta bazılarında açıkça vurgulanıyor!..

Ve bizler de, bugüne kadar yapılmış olan tüm seçimler gibi, yapılan bu seçimin de demokratik kurallar içinde yapıldığına, tüm adayların eşit koşullarda(!) demokratik kurallar içerisinde(!) yarıştığına, sonuçta hür iradenin oluştuğuna inanacağız!..  Ve yapılan bu seçimlerin, bundan sonra yapılacak seçimlerin demokratik açıdan teminatı olduğuna(!) inanacağız... Safız(!) çünkü.

Yukardaki, manşetlere ek olarak; bu seçimle ilgili en açık yorum, Demokrat Yargı adayı Kemal Şahin’in yaptığıdır... “Bu AKP’nin Pirus Zaferi!..”  diyor Sayın Şahin.

Pirus Zaferi, siyasi literatürde sıkça kullanılan tarihi bir olay üzerine kurgulanmış bir terimdir. Kaybedilenlerin, kazanılanlar yanında çok büyük olduğunu anlatmak için kullanılır...  Kısaca, çok büyük kayıplar pahasına kazanılan, özünde kazananı net olarak belli olmayan, yani sonuçta kaybedilmeye mahkum bir zafer... Kazanırken kaybetmek, yenerken yenilmek!..  Dostlar başına tavsiye edilmeyecek bir zafer!..

Yeri gelmişken, kısaca anlatmakta yarar var Pirus Zaferi’ni...   M.Ö. 280 yılarında, Büyük İskender’in uzaktan akrabası olduğu söylenen Yunan Epir Kralı Pirus, İtalya’yı fethe gider. Büyük bir fil ordusu ve 25.000 kişilik bir orduyla gittiği Roma’da büyük bir direnme ile karşılaşır. Ne pahasına olursa olsun, savaşı kazanmak isteyen Pirus, bütün imkanlarını kullanarak savaşı sürdürür. Savaşı kazanır da!...  Sonuçta, fil sürüsünün tamamını ve ordusunu kaybeden Pirus, ordusundan arta kalan 3-5 çapulcuyla kala kalır.  Kazanırken, kaybetmiştir Pirus.   Ve bir iddiaya göre de; Pirus Tanrı’ya şöyle yakarmiştır! “Tanrım bana bir daha böyle zaferler gösterme!...”

Kazanırken kaybeden ülke olunca, zafere büyük gölge düşüyor!..

mehmethalilarik@gmail.com

 

Yorumlar

MEYDAN BANA KALDI.

pirus zaferi bir tane değil ki..
sayısız pirus zaferleri oldu.
bir çok yerde tasfiye yapıldı.
yağcı balcı takımına gün doğdu.

sızama , süzme , yazılar yazmadı diye.
bekir coşkunu gönderdiler.
köşesini elinden aldılar.
gerçekleri anlatmasın diye.
pirus zaferlerinin hillelerini yazmasın diye.

ama bekir coşkun gitti diye ,
yazmıyor diye sakın üzülmeyin.
ben ne güne duruyorum ki.
ben varım ben arkadaşlar

bekir coşkun onuncu köyün yazarıysa ,
benim de namım var şanım var.
bende üç beş köyün , tiriviriden yazarıyım.

ben bekir coşkuna , bir zamanlar söylemiştim.
memleketin eşeklerinden niye özür diledin , diye.
eşeklerden özür diledin de, başın göğe mi erdi.
gördün mü şimdi.
kapıdışarı şutlandın , bertaraf oldun.
eşek eşektir , baba ya.
eşeklerden özür dilesen ne olur , dilemesen ne olur.

ben eşeklerden özür dilemem arkadaş.
benim işim semer yapmak.
bu memlekette bu kadar çok eşek olduktan sonra.
bana çok iş düşer çooook.
semerin daniskasını yapar ,
üç beşe , gerekirse beleşe satarım.

bekir coşkun gittiyse gitti.
meydan artık bana kaldı artık.
günde üç posta yetmez , beş yazacam.
kim tutar beni beeee.

______(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)_______SEMERCİ_KUBİ

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.