Perşembenin Gelişi…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Kendileri son kullanım tarihleri bittiğinde buruşturulup ayakaltına fırlatılacağını bilenler, kendi kullandıklarını da son kullanım tarihi geçince buruşturup atmaktan çekinmeyecektir. Çok uzun zamandır geçmişlerini bildiğimiz için eleştirdiğimiz sözde liberal yazarlar, sıkı sıkıya sarıldıkları AKP ipinden ufak ufak çark etmeye başladılar.
 
İşte Mehmet Barlas, Akif Beki, Ahmet Altan, Taha Akyol, Ahmet Taşgetiren, Ahmet Kekeç, Ali Bayramoğlu, Hasan Cemal…
 
Bu saydığımız kerameti kendinden menkul liberaller Nedim Şener ve Ahmet Şık gözaltına alınınca ufaktan eleştiriye başladılar. Neden dersiniz? Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın tutuklanırken def çalıp oynayanlar, kimi açık kimi dolaylı bu insanlara kir atanlar ne oldu da basın özgürlüğü, gazetecilik gibi kendilerini pek de ilgilendirmeyen şeylere dikkat eder oldular. Neden? Sıranın kendilerine geldiğini görmeye başladılar. Geminin su almaya başladığını görünce ufaktan terk etmenin yollarını aramaya başladılar. Bu ve benzeri sözde aydınlar kendilerinin liberal olduklarını iddia ederler. Tabii inanacak yeterince saf buldukları için. Oysa gerçek liberal bir yönetimde onlara o köşeleri kimsenin vermeyeceği açıktır. Bu gün ufaktan çark eden bu zevatı yarın, bu gün savunduğu fikirlerin tam karşıtı olan iktidarların yanında görebilirsiniz. Tıpkı bu gün olduğu gibi…
 
******
 
Batı, ordumuza yapılan aşağılık muameleleri sevinçle karşılarken, hatta ellerini ovuştururken, gazetecilere yapılanlar karşısında ayağa kalkmak zorunda kaldı. ABD den AB ye kadar herkes bizdeki durum hakkında ahkâm kesmeye, eleştirmeye, akıl vermeye başladı. Demek hepsi kendilerinde bu cesaret ve yetkiyi görüyor. Vah benim şerefli memleketim. Neyse işin bu yönünü bir tarafa bırakalım.
 
Herkes bir ağızdan eleştiriye başlayınca “van minit” mimarı başbakanımız savunmaya geçti. Neymiş, alınan kararlar, yapılan işler yargının kendi işiymiş. Tabii buna %47’nin bir kısmı inanır da yabancıların inanacağını hiç sanmıyoruz. PKK’nın siyasi temsilcilerine kızan başbakanımız; “Terör 30 yıldır kan döküyor. Ben otuz yıldır başbakanı mıyım ki beni suçluyorsunuz” diye yakınıyor. Evet, sayın başbakan, haklısınız. Siz otuz yıldır değişik parti ve kişilerle devam ettirilen zihniyetin son ve en can alıcı sekiz yılının başbakanısınız. Daha evvelki yazılarımızda da değindik. Bir belediyenin dere kenarına yaptığı istinat duvarını bile sahipleniyorsanız, dökülen kana da sahip çıkmanız gerekir.
 
Sosyal haklara, insan haklarına, ordumuza karşı oluşturulan cephe sarsılıyor. Güzel günler yakındır.
 
İzmir 2011-03-05
cem.tamturk@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.