Onsuz On Yıl (Sonra)

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

   On bir yıl Önce...
 
   10 Şubat 1999'da Magazin Gazetecileri Derneği'nin Princess Otel kongre salonunda düzenlenen ödül töreninde yılın en iyi sanatçısı ödülünü aldı ve ödül konuşmasında: "Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçileri ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum. Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayımlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum, yayımlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum." dedi. Bunun sözleri üzerine davetliler tepki gösterip, küfür etmeye, çeşitli eşyalar fırlatmaya başladı. MGD görevlileri tarafından kongre salonundan, olağan koşullarda dışarıya çıkartıldı.
 
   O günü Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya, şöyle anlatıyordu;
 
   Mesela eşimin hemen ardından sahneye çıkan Serdar Ortaç sahnede okuduğu şarkı sözünü bir anda değiştirerek: "Bu devirde kimse sultan değil padişah değil. Atatürk yolunda Türkiye! Bu vatan bizim, ellerin değil!" diyordu. Bu şarkı üzerine iyice gerildi ortam. Şenay Düdek, Ahmet'e, "Sünnetsiz pezevenk" diye bağırıyordu. Bu hakareti de başka bir halk üzerinden yöneltiyor ve bu kadın maalesef bir gazetede köşe yazarı. Köşesinde de bindiği bir taksinin şoförünün bir PKK’lının kulağını nasıl kestiğini ve anahtarlık yaptığını anlatıyordu ballandırarak. Bunun adı ırkçılıktır. Sonra Ercan Saatçi, Tunca Yönder, Erdal Acar ve onun bir grup adamı vardı provokasyon grubunun içinde. Bir başkası, Reha Muhtar çıkıp memleket bölündüğü için memleketim şarkısını okutuyor. Birden 10. Yıl marşı sahne alıyor. Herkes hezeyan içinde... Zaten grup psikolojisi böyledir, insanlar katılmak zorunda da hissediyor kendilerini...
 
   Şimdi...
 
   Ahmet Kaya, doyumsuz bir müzik şöleni ile Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde anıldı.
 
   Katılanların çoğu Ahmet Kaya şarkılarını kendi tarzlarında yorumladı. Bazılarıysa Kaya’yı hatırlarken daha bir anlamlanan kendi şarkılarını çaldı, söyledi. Tören başından sonuna, demokratik bir ülke özleminin ve aciliyetinin sanatın diliyle yorulmadan anlatıldığı bir edayla geçti.
 
   Açılış konuşmasını yapan yönetmen Sırrı Süreyya Önder konukları Türkçe, Kürtçe ve bir başka dilde ‘’merhaba’’ diyerek selamladı. ‘’Birisi bilinen, ikisi bilinmeyen dilde hoş geldiniz. Eğer bu toprakların bütün alaşımını oluşturan bileşenlerini sayarak ‘’merhaba’’ diyebilseydik, gece ‘merhaba’ ile biterdi. Bu topraklar bu kadar zengin’’ diyen Önder, Ahmet Kaya’nın da sadece bunu söylediğini kaydetti. Önder, Türkiye’de hala kanın ve gözyaşının durmadığını hatırlattı, “Ahmet’i bu şekilde kaybetmemize neden olan aymazlık devam ediyor. Bu şekilde bir anmayı umuyorum ki ilk ve son defa yaparız”, diye konuştu.
 
   Geceye, kimi sazıyla kimi sözüyle katılan sanatçılar sahneye Ahmet Kaya fotoğrafı baskılı tişörtlerle çıktı.
 
   İlk olarak Rojin’in Kürtçe ‘Ahmedo’ şarkısıyla salonda çınlayan sesine kıyamet gibi kopan alkışlar ve gözyaşları karıştı. Rojin şarkısının ardından, ‘’Ahmet abi seni hayatımın her anında yaşıyorum. Sesimde, şarkılarımda, senin şarkılarını taşımaya çalışıyorum. Kimsenin bir daha bu ülkede linç edilmemesi dileğiyle’’ dedi.
 
   Gecede Ahmet Kaya’nın bir şarkısını seslendiren Fuat Saka da ‘’Sürgünün ne demek olduğunu iyi bilirim. O yüzden Ahmet Kaya’nın bir senelik sürgünlüğünde neler hissettiğini çok iyi anlıyorum’’ diye konuştu.
 
   Çıplak Ayaklar Dans Kumpanyası’ndan sanatçı Mihron Topasyan’ın Ahmet Kaya’nın ‘’Dokunma Yanarsın’’ şarkısı eşliğinde sunduğu gösteriyle salonu oldukça etkiledi. Sanatçı gösterisinin sonunda, elindeki plastik kelepçeyi protokole doğru attı.
 
   Ahmet Kaya’nın linç edilmek istendiği ödül töreninde ona ilk kalkan olanlardan Mehmet Aslantuğ da Ahmet Arif’in ‘’Anadolu’’ şiirini enfes okudu. Ezginin Günlüğü, Leman Sam, Mor ve Ötesi, Hayko Cepkin, Aylim Aslım ve Ümit Yılmaz’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı Ahmet Kaya şarkılarını seslendirdi. Hayko Cepkin, Mor ve Ötesi’nden Harun ve Aylin Aslım yorumuyla Ahmet Kaya şarkıları çok başarılıydı. Gazeteci Banu Güven’in elinde yeşil bir gitarla çıkıp ‘Yalan da olsa’ şarkısını söylemesi ise, gecenin en keyifli süprizlerindendi.
 
   Zeynep Tanbay Dans Topluluğu’nun gösteri sunduğu geceye, Aşık Mahsuni, Şivan Perwer ve Yusuf Hayaloğlu’nun da videoları izletildi. Özellikle Şiwan Perver’in, geceye armağan ettiği Kürtçe şarkısı kendisininde topraklarına ve halkıyla yaşamaya duyduğu özlemi anlatıyordu.
 
   Salonun fuayesinde Çıplak Ayaklar Dans Kumpanyası’ndan Mihran Tomasyan’ın, Magazin Gazetecileri Derneğinin 10 Şubat 1999’da düzenlediği ‘’Yılın En İyi 10 Müzik Yıldızı Yarışması’’ ödül töreninde, Ahmet Kaya’nın konuşması sonrasında yaşanan çatal-kaşıklı kavgayı anlatan enstalâsyonu ile o dönemde Ahmet Kaya aleyhinde çıkan haberlerin yer aldığı gazete kupürleri sergilendi.
 
   Programın ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, “Gerçekten çok duygusal, önemli ve öğretici bir akşam oldu hepimiz için. Bundan sonra bu ülkenin insanlarına kıyılmasın, bütün kalbimle diliyorum. Bu hepimiz için öğretici olsun yeteri kadar, birleştirici olsun, barıştırıcı olsun” dedi...
 
   11 Yıl Önce Serdar Ortaç;
 
   3. Albüm calışması “Bilsem Ki” yi çıkardı... Hürriyet Altın Kelebek - Yılın en başarılı sanatçısı seçildi...
 
   Şimdi Serdar Ortaç;
 
   12. Albüm “Kara Kedi” 20 Mayıs 2010 tarihinde satışa sunuldu... Kral Tv Video Müzik Ödülleri- Kral Tv&Kral FM Özel Ödülü-Radyolarda en çok çalınan sanatçı...
 
   11 Yıl Önce Şenay Düdek;
 
   Hürriyet gazetesi magazin köşesi yazarı...
 
   Şimdi Şenay Düdek;
 
   Fox TV'de "Bir Dilek Tut" adlı sosyal-müzik yarışmasında jüri üyeliği yaptı. Bu programda dekor hatasından dolayı bir kaza geçirdi ve iki metre yüksekten sırt üstü düşerek omuz ve belinde kırıklar oluştu. Bir süre tedavisi devam ettikten sonra jüri üyeliğine geri döndü. Programın sezon sonu geldiğinde; hem Posta Gazetesi'nden istifa ederek, hemde sabah programını yeniden yapmayacağını söyleyerek İzmir'e ailesinin yanına yerleşti. Şimdilerde İzmir'de ailesiyle beraber yaşamakta ve bolca seyahat etmekte...
 
   11 Yıl Önce Ercan Saatçi;
 
   Hürriyet Gazetesi yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök’ün kızı Gülümsün Özkök ile 3 yıllık evliydi ve bu sayede Ertuğrul Özkök’ün nimetlerinden oldukça faydalanıyordu...
 
   Şimdi Ercan Saatçi;
 
   Karısı Gülümsün Özkök'ten 14 Ekim 2009 günü boşanan Ercan Saatçi, hâlen Hürriyet gazetesinde yazarlık ve spor koordinatörlüğü yapmaktadır.
 
   11 Yıl Önce Tunca Yönder;
 
   1999 yılında Bizim Sokak adlı bir 13 bölümlük bir dizinin genel yönetmenliğini yapan Yönder 2003 yılına kadar devam eden Üvey Baba ve Küçük Besleme dizilerinin genel yönetmeni olarak çalışmaya devam etmiş, bu arada senaryosunu Sefa Önal'ın yaptığı Kader Ayırsa bile adlı bir mini dizi çekmiştir. Ayrıca bu dönemde Tunca Yönder'in yönetmenliğini yaptığı Osmanlıdan Sinemamıza Yansıyanlar adlı 70 dakikalık ve yapımcılığını üstlendiği yönetmenliğini Çetin İzzet'in yaptığı İstanbul Sokakları adlı belgesel filmleri vardır.
 
   Şimdi Tunca Yönder;
 
   “Aziziye” adlı, 93 Harbi’ni anlatan bir filmin setinde oyuncu olarak görev almakta...
 
   11 Yıl Önce Erdal Acar;
 
   1999 Şubat'ında Erdal Acar, uzun zamandır ayrı yaşadığı eşi Aynil Acar’dan boşanmak için dava açmıştı. Acar'ın avukatının verdiği dava dilekçesinde aynen şu ifade yer alıyordu: 'Müvekkilim, genç ve girişimci kimliği nedeniyle geniş bir arkadaş grubunun içindedir. Davalı Aynil Acar, gereksiz kıskançlıklarla aile birliğini sarsan şiddetli bir geşimsizliğe sebebiyet vermiştir.'
 
   Şimdi Erdal Acar;
 
  Beykoz'da yaptığı Acarkent konutlarıyla bilinen Acar bir yandan Maltepe'de lüks konut  işine başlarken bir yandan da Asmalımescit'te yaptığı butik otele dört yeni butik daha otel eklemeye hazırlanıyor. İstanbul'da Taksim, Beykoz, Gayrettepe ve Bakırköy'de ön anlaşma yaparak arazi aldıklarını ve 100 yatak üstünde butik oteller inşa edeceklerini vurgulayan Acar, "İstanbul'a yılda 1,5 milyon turist geliyor ama yatak kapasitesi kısıtlı. Bu açığı görüp şehir otelciliğinde büyümeye karar verdik. İstanbul dışında ise 85 milyon pound yatırımla Kıbrıs Girne'de aldığımız Zeus otelinin yanı sıra Magosa'da aldığımız araziye 5 yıldızlı bir otel inşa ettik. Bodrum'da da Mavi Otel'i aldık" diye konuştu.
 
 
Ümit MİNEL

Yorumlar

Keşke masum bir temenni olsaydı

O gün bu isteğin masum bir istek olmadığını biliyordum,
Bugün eminim!

Yarın siz de anlayacaksınız...

Kuzey Irak'ı görmeniz lazım,
Feodal derebeylik düzeni nasıl birşey,
Kürtler Türklere nasıl davranıyor,
Bir de yezidi kürtler var, onların durumunu ne siz sorun ne ben anlatayım,

Ahmet TÜRK, Demokrasi talep ediyor.
Demokratik hakkım konuşurum ve isterim diyor.
Osman BAYDEMİR, mükemmel bir cümle kurdu.
Derebeyi Bölücü başı ceza evinden bir çemkirdi,
Hepsi kuyruğunu sıkıştırdı oturdu.
Alırım dedi paçanı aşşağıya,
Senin insani hak ve bireysel özgürlüğün, Kürdistan kurulana kadar...

Sonra...
Ağaların derebeyliği başlar,
Kuzey Irak Meclisi 102 aşirettin reisinden veya reis oğlundan teşkil edilmiştir.
Bölge halkı olarak fazla bir seçeneğiniz yok,
En iyi iş bölgesel silahlı güçlere katılıp 1200 dinara karnınızı tok tutmak...

Kürtçe klip işin sis perdesi olunca, dil sorunmuş gibi masaya yatırılınca,
Bu konunun masum bir temenni olduğunu düşünmüyorum,
Ahmet KAYA bugün hayatta olsaydı,
Kuzey Irak Bölgesel yönetimini protesto ederdi...

Bölücü başının ceza evinden çemkirmelerine,
"Be hey ..." diye türkü çığırıdı!

Keşke masum bir temenni olsaydı ve bu sorun haline gelmeden çözülebilseydi.

Sizinle aynı fikirde değilim.

Kendinize iyi bakın...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.