Önce Zihinlerdeki Mayınlar Temizlenmeli

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Murat KUTLUOL

Ülkemiz mayınlı bir bölgede bulunuyor. Asla temizlenemeyecek mayınlar etrafımızı sarmış durumda. Arka sıralarda oyunlar tezgâhlanıyor. Önde Kuklalar var. Bir hareket verildi mi siluetlerinden anlıyoruz, ancak arkalarındaki güç görünmüyor. Kara sınırımızın güneyinde Suriye ile kardeşler, aileler Birinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ayrılar birbirlerinden. Sınırımızın ayrıldığı o günden sonra mayınları döşemişiz. PKK terör örgütü 1970 ortalarında çıktığında Suriye ile gerilimimizin hat safhadaymış. Sorunlar sadece Suriye ile sınırlı değildi. Diğer komşularımızla da mesela, Irak, İran, Bulgaristan, Yunanistan, önceleri SSCB, sonrasında Ermenistan sürekli kötü komşu tedirginliği yaşamışız, yaşadık, yaşatıldık. Yukarıdaki saydıklarımız dış düşmanlarımız olarak ilan edildi. Topraklarımızda emelleri oldukları ileri sürüldü. Belki öyleydi de. Bu dış düşmanlar yetmeyince, “İç düşman” arayışları başladı. İç düşman nasıl oluşturulacaktı? Elbette farklı kimlikler zıt kutuplar birbirine düşman edilerek. Kürt Vatandaşlara “Sizler Türksünüz” denildi. Haksızlığa uğratılmışlara ve de hakkını arayanlara “anarşistler” denildi. Milliyetçi görüşü savunanlara bile “Faşist” ismi takıldı. Dindar olan Vatandaşlar onlar zaten “Mürteci” ya da “İrtica” yanlısıydı. Sol görüşün, Kemalist olmayan kısmına “Komünist” damgası vuruldu. Alevi düşünceyi savunanlar, Sünniler için “en sevimsiz” insan grubuna alındı. Aralarına dinden olmayan kurallar konuldu. Alevi Vatandaşlar bu tepkilere verdiği yanıt ise, azınlık psikolojisi ile sol grupların siyasal uzantılarına katılmayı seçtiler. Bu şekilde fişleme çalışmaları tüm yurdu sardı. Askeri darbeler ise hazırlanan bu kutuplaşma zemininde, bölünmüşlük ortamına tuz biber oldu. Dayatma, hak ihlali ve gasp ayrı bir komedi, bir ihtiras ve ihanet yumağı sardı ülkemizi. Görüldüğü gibi ülkemizin içinde bulunduğu ortamı, farklı görüş ve düşüncede Vatandaşları ve farklı bölgeleri ayrı bir mayın tarlasına çevrildi. Bu mayın tarlaları, ya patlamaya hazır hale getiriliyor, ya da gerilim tohumları serpilip kontrollü kışkırtma barutunun patlaması sağlanıyordu. Aslında sorun şuradan kaynaklanıyor; Savunulan İlkelerin önüne hırs ve koltuk kavgasının geçmesi. Sonuçta ilkesiz, günü birlikçi, sevmediğine göre sevdiği tarafı belirlerken kimin yanına düştüğünün idrakinden aciz, farkına varamayan bir zafiyet ortaya çıkıyor. Bunun daha da ilerisi -ki günümüzde yaşamaktayız-toplumun her an kundaklanmaya hazır psikolojisinden patlamaya hazır cinnet, şiddet, çatışma, diktatör eğilimleri, baskı ve dayatma, yansıra birbirini dışlama ve düşmanca davranışları hızla artıyor. İşte tüm bunlar ve daha birçok benzeri konular ülkemize döşenmiş mayın tarlaları gibidir. En vahimi ise Genel Kurmay’ın Taraf Gazetesinde açıklanan, Nisan 2009’da yazılmış bir yazısı. Bu Andıç Planında İki “düşman” kuvvet belirtiliyor anladığımız kadarı ile AK Parti ve Fethullah Gülen cemaati. Andıç özetle bu iki önemli unsurun önünün kesilmesini ve bunun için neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Şunu kesinlikle unutmamamız gerekir ki, tercihlerimiz, farklarımız ve yaklaşımlarımız ne olursa olsun, tüm vatandaşlar ve kamuoyu, ilkeli ve ahlaki bir zeminde buluşmak zorundadır. Bir kere AK Parti meşru ve demokratik ortamda halkın çoğunluğu ile seçilmiş bir partidir ve iktidardadır. Bunu değiştirmek elbette mümkündür. Değişim ise sadece milletin seçimle yapacağı tercihe bağlıdır. Bunun dışındaki her oluşum ve tavır siyaset dışıdır ve darbecilikten başka bir şey değildir. Ayrıca toplumun hassas olduğu cemaatler konusunda asılsız düzenekler kurmak, çatışma ortamı meydana getirip halkı farklı yönlere çevirmek hiçbir kuruluşun görevleri arasında yer alamaz. Cemaatlerin kanun dışı yapılanmaları varsa hukuk çerçevesinde adli makamlarca denetlenmesi ve gerekirse kapatılmaları elbette mümkündür. Şu da bilinmelidir ki, Demokraside kanaat önderleri ve fikir hareketleri asla rakip ve düşman olarak algılanamazlar, ilan edilmezler. Her kurumun düşüncesi ve yapmayı planladığı eylemler artık deşifre olduğuna göre, şimdi bir araya gelmeli, aramızdaki münafık düşünceleri ve bunları savunanlar temizlenmeli, zihinlerdeki mayınlı düşünceler ve dayatılan öfkelere son verilmeli ve ortak bir yaşam birlikteliği yeniden tesis edilmelidir.

 

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.