Öğretmenlerimize...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

   Hidayet Türkoğlu’nun yeni takımı, eski takımını yenemedi. Skor: 104 – 96.
   Eski Fenerbahçeli futbolcu Tuncay Şanlı oyuna 80 küsür dakika sonra girip, 80 küsürüncü dakikada oyundan alındığı için yöneticilerin özür dilemesiyle karşılaştı.
   Banu Zorlu, stüdyoyu bir sanatçıyı orada konuk gördüğü için terk etti. Hatta stüdyodan koşa koşa çıktı.
   Dünyanın en büyük ve güzel göğüslü spikeri seçilen haber spikeri göğüslerini açtı ama dilini açamadı. Haberleri sunarken kekeledi.
   Daha bir sürü ıvır zıvır.
   Ivız zıvır olsa da gazetelerin internet sitelerinde bu haberler okunma rekorları kırıyor. Türk halkı o göğsünü açan haber spikerinin göğsünü başka bir açıdan görebilmek için farklı gazetelerin aynı haberini okuyor. Kısacası politikayla yoğrulmak istenen 1920’lerin genci bugün başka bir yemeğin hamuru durumunda yaşıyor.
   Son bir haber daha yarın öğretmenler günü. Peki,  kaçımızın haberi var?
   Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır ey değerli öğretmenler. Tıpkı bugün gibi. Sorumluluğunuz çok büyük. 40 yaş mağduruyuz diye ayaklanmayarak, haksızlığın karşısında durmayarak yeni nesile nasıl örnek olacaksınız?
   Bugün ülkesinden ekmek yiyerek ülkesine terörist yetiştiren öğretmenler de bu ülkenin realitesi, Milli Eğitim Bakanlığı’nın saçma eğitim sistemine ses çıkartmayanlarda.
   Öğretmenlerimizin elini vicdanına koyma vakti.
   Yeni nesil sizlerin eseri olacaktır.
  Bugünlük bu kadar… Yarın görüşmek ümidiyle…
 
Gökhan DAĞ
Gokhan.Dag@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Eğitimi zapdettiler!

''...40 yaş mağduruyuz diye ayaklanmayarak, haksızlığın karşısında durmayarak yeni nesile nasıl örnek olacaksınız?...''

Doğru. Peki nasıl ayaklanacaklar bu eğitim neferleri? Sırtlarına yapışan terörü söküp atarak. Kimmiş o? Söyleyeyim.
Akademi terörü. YÖK diye yasallaşmış organizasyondur. Üniversiteleri antidemokratik bilimsel bilgiden uzak sorgulamayan eleştirmeyen tarihini incelemeyen akademisyen ve öğrencilerle doldurur.
1980 müdahalesinin en çarpıcı marifetlerinden biridir. Bir milletin geleceğini katletmenin daniskasıdır.

Eskilerden gelen -işkenceler, faili meçhuller,meslek menleri, Diyarbakır cezaevi ve ilticalar dışında kalan -az sayıda yurtsever eğitimcinin 90'ların sonunda tükenmesiyle son umutlarda çöpe gitmiş, 90 sonrası ilköğretimlerden tutunda yüksekokullara kadar eğitim gören tüm çocuklar ve gençler resmen ziyan olmuştur.

Tabii ebeveynlerinde bu işte payı yok değildir. Hiç bir anne baba hele ihtilal görmüş, bizzat ölüm ve kıyımlara şahit olmuş olanlar çocuklarının politik anlamda fazla bilinçlenmesini istememektedir.

Hiç bir ebeveyn, çocuğunu bilim insanı akademisyen olsun diye mektebe göndermemektedir. Mantık 'kazasız belasız oku, hiç bir vukuata karışma, itiraz etme, mekanik ol, okulunu bitir. Hemen ardından bir işe gir çalış.

Günümüzde üniversitelerin lise yahut dershaneden bir farkı yoktur insanların gözünde. Sanki sıralanmış doğal bir süreçtir. Hatta sonunda işsiz ordusunuda göz önüne alırsak ciddiyetide kalmamıştır 80 öncesindeki gibi.
30 sene önce öğretmen okulu, enstütü bitirmek bile insana bir ayrıcalık-saygınlık kazandırırdı. Günümüzde ise eğitim ve eğitimci değerinin çok altına düşmüş, akedemik itibar yahut saygınlık 'hiç' olmuştur. Üçkağıtcılar sahtekarlar istismarcılar çeteler ise ters orantıda zirve yapmıştır.

Üniversitelerdeki kadrolaşma ve taraftarlık alıp başını gitmişken, korku psikolojisi iliklere kadar işlenmişken o okulun fakültesinden çıkan eğitimci de, bunları yaşayan gören ebeveynin yetiştirdiği çocukda genç de ancak bu kadar olacaktır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.