Ne Yaparsanız Yapın, Kervan Yürüyecektir

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

İt ürür… Kervan yürür!
Böyle demiş kültürümüzü kuş bakışı seyreyleyen “koca-adamlarımız”…
Halk beğenmiş bu sözü, zaman içinde tekrarlamış… Tekrar tekrar söylenince de bize kadar ulaşıp, okumakta olduğunuz bu yazıya kadar bulaşmış bu özlü sözün içeriği…

Demek ki, Türk insanının yaşam birikimini imbikten geçirdiğinizde karşınıza böylesine bilgece bir söz çıkıyor.
Demek ki tarihimiz boyunca it neslinin alt tabakasını oluşturan sıradan  kalabalık ne yaparsa yapsın, kervan yürümektedir!..
Yürüye yürüye de olsa ilerlemektedir kervan!
Çünkü, kervanın yürümesine engel olmak zor iştir!..
Tekerleğine çomak sokmak nafiledir; hatta boşunadır… Eninde ve sonunda, nasıl olsa kervan yürüyecektir.
Kervanın içinde herkes vardır.
Ürüyüp, ayak direyenler de, kervanı sırtlayıp ileriye doğru götürmeye çalışanlar da, herkes…
Sıradan insan tipi de kervanın içindedir, bittabi…
Ve sonuç olarak ya bu deveyi [kervandakilerle beraber] güdecek, ya da bu diyardan çekip gidecektir.
Bunun başka bir yolu yoktur.
Yoktur da… İşin içinde, ilk bakışta görünmeyen başka faktörler, değişik etkenler vardır.
Her şeyden önce kervanın yürüyebilecek “güç”te olması gerekmektedir.
Daha sonra, kervanın gideceği yere varabilmesi için “doğru” bir rotası olması gerekir.
Aksi halde kervan yürümesine yürür, ama gideceği yere varması ve hedeflediği amaca ulaşması zorlaşır, gecikir ya da bir süreliğine ertelenebilir… İşte o zaman, “it”in göreceli zaferi günün gündemine oturur…
Kervanın yürüyüşü bir süreliğine de olsa duraklar, sendeler ve yerinde sayar.
Kervanın içindekiler huzursuzlaşır, yüreği ve bilinci yeteri ölçüde güçlü olmayanların umutları erir, soluklaşır.
Kervanın yürümesini anlamlı kılan temel öğe, “it”in ürümesine karşı ve ona rağmen kervanı oluşturanların istifini bozmayacak bir güçte olmasıdır… Kervancıların, izledikleri rota üzerinde menziline ulaşmak için gösterdikleri kararlılıktır.
Mesele güçtedir!
Esas olan güçlü olmak, güçlü olmak için verilen uğraşın içinde olmak ve ter dökmektir!..
Çünkü tarihin tekerini döndürecek olan dinamik işte bu güçtür.
Bu güç yaşamın içinde kendiliğinden oluşmaktadır.
Sanki bir içgüdüdür.
Başka bir deyişle ilerleme, tarihin kaderidir.
Kervanın her türlü koşulda ileriye doğru yürüme içgüdüsüdür.
Yani kısacası, ne yaparlarsa yapsınlar;
- İt ürümekte ve kervan yürümektedir!..
Ama kervan nasıl olsa yürüyecektir avuntusu ile bir kenara çekilmenin de bir anlamı yoktur.
Çünkü kervanın kaderi dediğimiz eğilim, onu oluşturan tek tek insanların ilerleme içgüdülerinin bileşkesinde oluşmaktadır.
Çağdaş yurttaş sorumluluğu, bu içgüdünün yörüngesine kendi bilincini katarak ilerlemeyi hızlandırma çabası ile onu duraksatmaya çalışan güçlere karşı mücadele etme enerjisinin birleşmesinden ortaya çıkmaktadır.

Faruk HAKSAL

faruk.haksal@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.