Mustafa Kemal Olmak İsteyenlere..

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Falih Rıfkı Atay’ın, Çankaya adlı muhteşem eserinde şöyle bir ifade geçer: “İngilizler Türk ordusunu diledikleri gibi kullanmak için yirmi beş ordu ve kolordu komutanını geri çağırtmışlar, bazılarını da tutuklamışlardı”

Yukarıdaki ifade anlaşıldığı üzere, Mondros Mütarekesi sonrası yaşananlarla, haliyle Mondros Mütarekesi de 1. Dünya Savaşı ile ilgili..

Peki, bizim aydın tanımlı insanlarımızın o zamanlar yaptıklarına ne demeli? Kimisi Amerikan, kimisi İngiliz, kimisi de kim olduğu belli olmayanların mandasında yaşamayı tercih eder hale gelmişler..

Halide Edip (Adıvar), Yunus Nadi gibi (aydın) insanlar Amerikan Mandasını ülkemize davet etmediler mi?

Değerli akademisyen, aydın Muammer Aksoy, Mustafa Kemal – Tıbbiyeli Hikmet ya da İsmet Bey Olmak başlığını taşıyan makalesinin giriş bölümünde şu ifadelere yer veriyor:

“Bir ulusun hayatında, 10 yıllarda, 50 yıllarda, 100 yıllarda karşılaştığı bazı ender ‘kara günleri’ vardır. İşte o ulusun kaderini, büyük ölçüde, bu karar günlerinde galip gelen ruh ve zihniyetinin niteliği çizer. Bu karar günlerinde, ‘küçük hesaplar peşinde koşan, kendi bedeninin, hatta ailesinin rahatını, servetini, kısacası çıkarını düşünen küçük ruhlar’ egemen olursa, o ulus, içinde bulunduğu durumdan ya birkaç arpa boyu ileriye ya da birkaç arpa boyu geriye gidebilir. Bunun anlamı, o toplumun içinde bulunduğu durum kötü ise, bu kötülüğün de ana çizgileriyle devam edip gideceğidir.

Buna karşılık ulusun sahip olduğu yüksek nitelikleri görerek onun uyuyan güçlerini uyandırıp harekete geçirme sayesinde halkının kötü kaderini değiştirme amacı güden ülkücüler vardır ki, bunlar ‘büyük işler görebilmek için büyük tehlikeleri göze alan, kendi rahatlarını, kendi çıkarlarını, servet veya makamlarını, hatta hayatlarını düşünmeden davranan yüce ruhlar’dır. Kendi ulusunu, içinde bulunduğu sefaletten, cahillikten, geri kalmışlıktan kurtararak büyük bir sıçramaya kavuşabilmeyi, ancak bu büyük ruhtaki kişiler başarır. İşte dünya ve tarih içinde sürünüp gitmek, yabancılara el açarak yaşamaktan ise bir süre büyük zahmetlere, yoksulluklara, acılara katlanmayı, hatta tehlikeleri göze almayı, fakat sonunda uzun sürecek aydınlık günlere kavuşmayı amaç edinen bu büyük ruhlar, ulusun gerçek kurtarıcılarıdır.”

İşte, Saygın demokrasi şehidi Muammer Aksoy’un, Mustafa Kemal olmak dediği şey yukarıdaki ikinci paragraftaki kişi olmaktır. Yani o kara gün(ler)de “Ya İstiklal, Ya Ölüm” diyebilmektir Mustafa Kemal olmak.

Bugün, kendisini Mustafa Kemal gibi veya Mustafa Kemal’den üstün görenlerin bilmesi gereken şeyler vardır.. İşte bu yazıda anlatılan ve birbirinden kopuk gözüken şeyler bu insanlar için yazılmıştır.

Kendisini Mustafa Kemal’den üstün görenler; “Ya İstiklal, Ya Ölüm” gibi parolaların uygulayıcısı olmak durumundadırlar ve yine, kendisini Mustafa Kemal’den üstün görenler Tam Bağımsızlık uygulayıcısı olma şerefine nail olmalıdırlar.. İlk paragrafta Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya’sından aktardığım gibi İngiliz tavrına bürünüp koğuşları komutanlarla süslememelidirler. İşte, belki o zaman, Mustafa Kemal’in izinden gidebilirler..

Not: Bu yazı aslında daha uzun yazılma amacıyla yazılmış; fakat anlatmak istediklerini sonsöz itibariyle anlatabildiği düşünülünce kısa tutulmuştur.

 

Gökhan DAĞ

Gokhan.Dag@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.