Kemalizm'i Anlamak

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Aylin SAPAZ

Kemalizm: Mustafa Kemal'in düşünce, ilke, devrim ve eylemlerini kapsayan ve ülke kuran bir partinin amblemi olan altı okla ifade edilen devrim ideolojisidir.

Kemalizm: Anadolu' da örgütlenen ve gelişen akımın doğal ürünüdür. Cumhuriyet Halk Partisi'nin 4.Kurultayında kabul edilen 1935 programında Mustafa Kemal tarafından doğrudan kullanılarak kendi düşünce yapısının ve sisteminin adıdır.

Kemalizm: Cumhuriyetçilik, Ulusçuluk, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik ve Devrimcilik olarak da ifade edilir.

Kemalizm: Türkiye’nin temel yapı taşlarını oluşturan sosyal hayat, örgütlü toplum, ekonomi, politika, eğitim, kültür, sanat gibi köklü reformların gerçekleşmesini sağlayan düşünsel ve eylemsel uygulamaların tümüdür.

Kemalizm: Dünyanın zorunlu kılmadığı toplumsal ve politik düzeni yaratan ve harekete geçirendir.

Kemalizm: 1900'lü yıllarda dünyadaki fikir akımları arasında çağdaş ve aydınlanmacı tek anlayıştır.

Ne yazık ki Cumhuriyet tarihimiz boyunca haksız ve ahlaksız saldırılara maruz kalmış ve planlı programlı yıpratma ve karalama sürecinden geçmiştir ve geçmeye devam etmektedir.

Kemalist düşünce sistemine saldıranlar, Kemalizm’in demokrasiyle bağdaşmadığını ve Türkiye'nin demokratikleşme sürecinde büyük engel olduğunu her seferinde dile getirenler, Türkiye' de yaşanan bugünkü iç savaşı görmezden gelir ve ancak Kemalizm politikasıyla çıkış yolunun sağlanacağını çok iyi bilir fakat menfaatlerine uygun düşmediğinden küstahça reddeder.

Ulu Önder bir enkazın küllerinden yerine çağdaş Türkiye Cumhuriyeti kurmuş, insanları kulluktan çıkarıp vatandaş statüsüne kazandırmış, kadınlarımıza seçme-seçilme hakkı verilmiş ve onlarında insan olduklarını hatırlatıp devlet yönetiminde bulunmalarını sağlamış yıllardır Türk insanının ortaçağ zihniyetinden çağdaş ve muasır medeniyet seviyesine ulaşmasında önderlik etmiş, egemenliği kayıtsız şartsız bizlere emanet etmiştir.

Tehlikenin farkında mısınız, uyarılarıyla dalga geçen Batı’nın ve uşaklarının emanete hıyanet etmelerine izin vermemek bizlerin öncelikli vazifesidir.

Unutulmamalıdır ki Ulus egemenliğin temel sahibidir.

Sizleri en derin Kemalist duygularımla selamlıyorum.

iletisim@politikadergisi.com

 

Yorumlar

kemalizm'e duyarsız kalmak ve kemalizm'den nefret etmek.

70 küsür milyonun üzerinde nüfusa sahip olan türk milletiyiz.
bunun yarısını,hatta çeyreğinin kemalizm düşünceye sahip olduğunu varsayarsak yaklaşık 12 milyon ATATÜRKÇÜ olması gerekir. bu sayınında yarısını bölsek yine yaklaşık 6 milyonluk dev bir kitle ortaya çıkar. ne yazıkki iletişim çağında biz ATATÜRK'çüler iletişim kuramıyor,tehlikenin farkında olduğumuz halde çağdaş bir şekilde tepkimizi dev kitleler halinde gösteremiyoruz. doğrusu cumhuriyet mitinglerini çok özledim. böyle düşündüğümde ne yazıkki duyarsız kaldığımızı görüyorum. çoğunluğumuz tepki göstermeyi bir başkasına bırakıyor, yada seçim zamanı ders vermeyi çözüm sayıyor.

kemalizm'den nefret edenlere gelince onlara ne söylenebilirki ?
akıllarını kiraya vermişler,ve ezbere, atalarından naklaen yaşıyorlar, ne görüyorlarsa onu taklit ediyorlar. ancak bu kesime baktığımızda bile hiç bir şekilde karşımızda çoğalamazlar. hatta büyük güçlere sahip düşmanlarımız bile bizim gibi organize olamaz biz izin vermedikçe.. şöyle bir silkinsek,ayağa kalksak,toparlansak... eminim kurtarıcı beklemekle geçirdiğimiz zamanımızı çok daha iyi kullanabilir, ve her birimizin MUSTAFA KEMAL'LER olduğunu hatırlarız..
'' şunu aklınızdan çıkarmayın, şeytan için bir doğru adam/kişi bir milyon görmezden daha büyük tasadır. '' ( cibran. )
saygılarımla bu anlamlı makale için teşekkürler.

Mustafa Kemal Atatürk yaşamıyla, düşüncesiyle bir bütündür

Nadir Nadi'nin çok güzel bir kitabı vardır.
"Ben Atatürkçü Değilim" diye.
Kemalizmi, Atatürkçülüğü tanımlamak gerekir.
Mustafa Kemal Atatürk, doğumundan ölümüne hatta doğumundan öncesi koşullar ve sonsuzluğa uğuralandığı tarihsel dönemler de dahil olarak ele alındığında daha iyi ve doğru kavranabilir kanısındayım.
Batılaşma hareketlerinin yürütüldüğü Osmanlı döneminde doğdu, o dönemde eğitim aldı o koşullarda yaşadı, büyüdü savaşlara katıldı.
Mondros Mütarekesi, Sevr Antlaşması işgal koşullarını bizzat gördü. Ateşi, ihaneti, dostluğu gördü. Savaşın bütün cephelerinde bulundu. Ölümle karşı karşıya kaldı.
Bütün bu koşulların içinde çok kitap okudu, notlar aldı. Kitaplar yazdı.
"İdam Fermanı" koşulları içinde halkı örgütledi bir araya getirdi.
Savaşlardan yorgun düşümüş, mermisi dahi olmayan bir toplumda Kurtuluş Savaşı verdi hallkıyla birlikte.
Dünya liderleri ayağına geldi.
Sanayileşmeyi başlattı. Halk bilinci oluşturmak için "Türk Tari" ve Türk Dil" kurumlarını açtı.
Fakülteler kurdu.
Anadoluyu karış karış gezdi halkının sorunları dinledi.
Hasta olmasına rağmen Akdeniz bölgesine gitti Hatay'ı Türk topraklarına kattı.
Şevket Süreyya Aydemir yazdığı kitabına, "Tek Adam" adını vermiştir. Birinci Adam adını vermemiştir. İsmet İnönü hakkında yazılmış kitabın adı: "İkinci Adam"dır.
Kurtuluş Savaşı veren ülkelerde emperyalizme karşı mücadele veren direnişçiler Mustafa Kemal'ın fotoğraflarını koyunlarında taşımış, Mustafa Kemal'i örnek almışlardır.
Dünyanın çoğu ülkesinde Mustafa Kemal ders kitaplarında okutulduğu gibi bazı üniversitelerde Atatürk Enstitüleri vardır.
Başka lider örnekleri aramaya gerek yok. Mustafa Kemal Atatürk bütün boyutlarıyla kavransa, kavranabilse ülkemizin kurtuluşu olduğu anlaşılacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk'ün felsefesine her zamankinden fazla ihtiyacımız var.

sanırım kemalizmin en büyük

sanırım kemalizmin en büyük sorunu ciddi bir entelektüel yaklaşım yapamamasında. yazınızda bulunan hiçbir şey lise düzeyinin üzerine çıkamıyor ne yazık ki. o halde, ya oturup dört başı mamur bir kemalizm eleştirisi yazmaya üşeniyorsunuz ya da gerçekten de hala lisede anlatılanlarla yetiniyorsunuz demektir. bunlardan hangisin yaptığınızı ben bilmem ama kemalizmi anlamak diye iddialı bir başlık attığınızda kemalizmin tarihsel sürecini, ekonomi politiğini, toplumsal dönüşüm modelini, onun metodunu, mücadelesini vs. diyebilirim ki bütünüyle türk devrimini anlatmanızı beklemek okur olarak benim hakkımdır. bunu yapmıyorsanız eğer yazının ciddiye alınmasını daha en başında bizzat siz engellemiş oluyorsunuz. tabi bunları 'sizin dediğiniz şekilde yapmak sayfalar sürer' kolaycılığına kaçmadığınızı düşünerek söylüyorum. 'kemalizm altı oktur' demek dünyanın en basit işidir. işin aslı, bununla yetinmeyip altı oku derinlemesine analiz etmek bile sanıldığı kadar zor bir şey olmasa gerek. aslı hanım, böyle bir yazıya giriştiğinizde, altı okun nesnel bir eleştirisini yapıp onun açmazları üzerine yeni şeyler söylemek gerekir diye düşünüyorum. sanırım mesele tam olarak da buradadır. siz bir tuğla koyabiliyor musunuz yapının üzerine? fikirlerinizi anlamlı kılacak şey buradadır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.