İşin Temelindeki Temelsizlik Üzerine

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

   Kemalist İdeoloji hakim kılınacak..

   Kahrolsun AKP, Faşist Tayyip..

   Atam sen kalk, ben yatam..

   Mustafa Kemal’in askerleriyiz..

   Ne şeriat ne darbe Tam Bağımsız Türkiye..

   Ne ABD ne AB Tam Bağımsız Türkiye..

   Bu sloganları ben dahil, benim gibi düşünme güdüsüne sahip birçok kişi attı. Kol kola attık bu sloganları ve daha nicelerini.. Büyük bir hevesle, büyük bir umutla; ama içimizdeki mutsuzlukla…

   Yukarıda da dedim ya umutla yaptık bunu.. Umudun garibin ekmeği olduğunu düşünerek, yaptık bunu.. Sloganlar atınca her şey düzelecek, halk doğruyu görecek diye düşündük..

   Sonra baktım ki, sonra baktık ki bu sloganlar dışında biz, hiçbir şey söyleyemiyoruz. Sloganları o kadar bozuk plak gibi tekrarlar olmuşuz ki, söylemlerimiz dönüp dolaşıp bu sloganları anafikrimiz haline getiriyor.. Bazen de fikrimiz sorulduğunda sloganı verip, ayarı verip, uzaklaşır olduğumuzu içimize hapsediyoruz, hapiste bulunan suçsuzlara üstelik..

   İşin daha da kötüsü şu: Bu sloganları attığınız kişiler, aynı şeyleri söylemekten sıkılır olup bir gün sizi meydanlarda yalnız bırakıyor ve bir gün de siz meydanları başıboş bırakır hale geliyorsunuz. Davasını sahiplenmeyenin, meydanı sahiplendiği az görülür bir şeydir zaten.. İş sıradanlaşıyor ve siz sıradanlığı başkasına devrediyorsunuz.. Kim bilir, belki de içimizdeki “ajanlar” sizi mücadelenin dışına itmek için her seferinde bu senaryoyu uyguluyorlar.

   Yürekli ruhlar, kendilerini eleştirip sorunu ortaya koyan ve ona çözüm önerileri geliştirebilen varlıklardır. Yürekli ruh olmaktansa, sadece ruh olmayı tercih eder hale gelmek davadan kopmak demektir işte..

   Yürekli ruhtan kopuş, yüreğinizi başkalarının burkmasına da eş değerdir. Yanınızda dava arkadaşı olarak gördüğünüz kişi, “o” davada yüreğinizi burkarsa, davada sizi “satarsa” yüreğiniz burkulur, yürekli ruh kategorisinden çıkarsınız. Az önce söylediğim gibi, meydan, o zaman yüreklice haykırmaz, bir yığına dönüşür. Sessiz ve aynı şeyleri bozuk plak gibi tekrarlayan yığınlara..

   Bu yığınlar oradadır.. Oradadır ve yine “oradan buraya yürüyeceğiz, sloganımızı atacağız” diye yüreği burkukça söylenmektedirler..

   Basın açıklamasını, basından kimsenin olmadığı ortamlarda sadece kendi kuru kalabalığına anlatma durumları vardır bir de.. Basının size yer vermediğini bile bile, sırf iş olsun diye, basın açıklaması yapan gruplara ne demeli?

   Şöyle bir basın açıklaması olur mu sizce?

   “Basının, bize yer vermediğine dair basın açıklaması”

   İnanmayacaksınız; ama şahit oldum.. Gittim, sloganımı attım ve artık basın bize de yer verecek diye evimin yolunu tuttum. Sonrasında başkalarının yaptığı gibi, kendi kendime kızarak kendi yüreğimi burktum, başka tarz yürekli ruhumu yarattım.

   Sonuç olarak dün ve her gün olduğu gibi işin temelinde, temelsizliğin yattığını kendime haykırdım.

   Ve birde şunu söyledim kendime:

   Yürekli Ruh, bunu da haykırabilendir işte..

   Saygılarımla, akademik yönden devam edeceği bilgisiyle;

   Sabrınıza ve ilginize sonsuz teşekkürler..

   Gökhan DAĞ - Gokhan.DAG@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.