Hoşça Kalın Sayın Başbakan!..

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Kabak sever misiniz, bilmiyorum ve bilmem de mümkün değil.

Ama ben çok severim.

Ve bu yüzden de bir türlü, şu meşhur, “kabak tadı verdi,” deyimimizden bir anlam çıkartamam…

İşte bu yüzden, denk düşüyor ve “cuk” oturuyor; Başbakan’ın referandum konuşmalarının, “kabak tadı verdiği” yakıştırması…

Halk deyimindeki “kabak tadı” eksi bir niteleme…

Oysa kabağı çok seven bendeniz için aynı deyim, artı bir niteleme…

Yani halkın büyük çoğunluğu Başbakan’ın konuşmalarında kabağın tadını yakalayıp, yüzünü buruşturuyor.

Oysa ben, Başbakan’ın kekremsi söylemlerinde Türkiye’nin aydınlık geleceğini görüyorum… Anlıyorum.

Ve seziyorum ki, Recep Bey için gelinen yer, denizin bittiği noktadır…

İşte bu yüzden Recep Bey’in konuşmaları ekşimiştir.

Her yere, her şeye, her değere ve her kişiye vurmaktadır Sayın Başbakan…

Fütursuzca, öfkeyle ve nereye olursa saldırmaktadır Recep Bey…

Başka bir deyişle ifade edelim:

- Başbakan’ın zembereği boşalmıştır!..

> MHP tabanının yüzde 26’sı ve CHP’nin ise, yüzde 10’u “evet” diyecekmiş…

> İş adamları “evet” derlerse, günlerini göreceklermiş…

> Halk oylamasına sunulan Anayasa maddeleri özgürlüğün, demokrasinin ve adaletin sembolüymüş…

> Bi’taraf olan ber’taraf olmayı göze almalıymış!..

Evet…

Yüz gergin, gözler fal taşı gibi yuvarından fırlamış, yanaklar sinirli titreşimlere bırakmış kendilerini; zıngırdıyor!..

- Gitti gidiyor Sayın Recep Tayip Erdoğan, atı alan Üsküdar’ı geçti; geçiyor!..

Gergin sinirliliğinizin nedeni, koşar adım (ite kaka) tırmandığınız merdivenlerden düşercesine inmekte olduğunuzu bedeninizin her uzvuyla algılamanızdandır…

Algılama yeteneğinizin beyninize davul çaldırmasındandır…

Ancak bu kez davul da halkın elinde, tokmak da…

Şen ola referandum, şen ola!..

Biliyoruz, yaşamınız çalkantılarla dolu; hop indiniz, hop çıktınız; bir tırmandınız, bir yuvarlandınız…

Çıkışları da öğrendiniz, inişleri de…

Başkan Bush ile yarenlik ettiniz, cezaevi gardiyanlarıyla da…

Telaşınız (asıl) bu yüzdendir, Sayın Recep Bey.

Siyasi partileri iktidara ekonomik şikâyetler getirir.

Siyasi partileri iktidardan ekonomik çöküşler indirir…

Ve insanların karnı açsa ve ufukta da doyma imkânı gözükmüyorsa, pazarladığınız “din kökenli” siyasetin alıcı bulması, uzun vadede mümkün değildir, Sayın Beyefendi…

İnanç siyaseti tabanlı siyaset borsada da düşük seyrediyor. Deniz bitti Sayın Başbakan, kara göründü…

Görünen kara parçası aydınlık, ferah…

“Laik Cumhuriyet değerleri karşıtı eylemler”in sonu geldi… Odak perişan!..

Anayasa Mahkemesi partinizi kapatmadı… Ve bu şerefin halka ait olmasını diledi, istedi ve öngördü Sayın Başbakan… Bu iradeyi anlayamadınız… Ve sezemediniz.

Yaşadığımız süreç sancılıdır, güçlüklerle, risklerle ve tehlikelerle doludur, kabul…

Ancak ülkemizde Cumhuriyet rejimi yeniden ve gerçekten, aşağıdan yukarıya ve bu kez halkın kendisi tarafından kuruluyor.

Bu süreci hızlandırdığınız için, halkın birbiri ile kenetlenerek laik Cumhuriyete sahip çıkma bilincini geliştirdiğiniz için ve milleti pasif bir eylemsizlikten aktif bir “meşru müdafaa” konumuna yükselttiğiniz için size, partinize ve bilumum cemaatlerinize binlerce kez teşekkürler Sayın Başbakan…

Sağ olun!..

Ve hoşça kalın Sayın Recep Tayip Erdoğan…

Uğurlar olsun!..

faruk.haksal@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.