Her Birimiz Yemin Ettik !

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

 

Her birimiz yemin ettik, namusumuz varsa, şerefimiz varsa Cumhuriyeti, Atatürk İlke ve Devrimlerini korumak için.
 
Ya şerefimiz ve namusumuzla yaşarız yada ilanıdır şerefsizliğimizin; gerçekliğimiz!
 

 

 
Cumhurbaşkanı Yemini :
“Cumhurbaşkanı sıfatıyla, Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma, Anayasaya, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, Atatürk ilke ve inkılâplarına ve lâik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağıma, milletin huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerinden yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma, Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
 
 
“…lâik Cumhuriyet ilkesine…”
“…Atatürk ilke ve inkılâplarına …”
“..Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak …”
“..üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için …”
 
 
Milletvekili  Yemini :
Madde 81.- Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, göreve başlarken aşağıdaki şekilde andiçerler : “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
“…demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkilaplarına…”
 
 
Askerlik Yemini:
 
“Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyliyeceğime namusum üzerine andiçerim.”
 
  
Öğrenci Yemini :
 
“Türküm, doğruyum, çalışkanım; yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime andiçerim.

Ne mutlu Türküm diyene!”

 
 
” Barışta ve savaşta; ….icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyliyeceğime”
 
 
Asker olmanın dışında;
 
Barışta ve savaşta …. icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatını feda etmeye yemin edilerek başlanabilen hangi sıfat elde edilir?
 
“İcabı” gelip gelmediğinin tespit ve tayinini yapan bilgi ve/veya makam neresidir?
 
Fiili durumların dışında (Savaş, işgal, başkaldırı, silahlı isyan…)
 
Cumhuriyet’i kaldırıyorum demedikçe birileri, Cumhuriyet uğruna ölünmemekte midir?
 
Vatan topraklarının “satılması” ekonomik hangi kabulle Atatürk İlke ve Devrimleri’ne sadakattir?
 
“Soruşturma gizli yapılır” ifadesi varken kanunlarda soruşturmaya muhatap olan şahıs kapıdan çıkmadan soruşturmanın içeriği nasıl olurda medya organlarında satır satır verilebilir? Bu hukuk devleti midir? Usulde işleyişte hukuk dışılık yok mudur?
 
Bir iktidar, bir davanın SAVCISI  ve bir muhalefet AVUKATI nasıl olabilir?
 
Anlıyorum dava içeriği kesinlikle siyasidir fakat siyasiler davaya bu şekilde nasıl müdahil olabilir?
 
Bu sorular elbette arttırılabilinir hatta herkes kendi bilgi ve birikimleriyle bu soruları arttırmalı ve sorusuna ilgili makamlarda yanıt aramalıdır?
 
 
Görünen o dur ki;
 
Usulen yanlış işleyen, bir süreç devam etmektedir.
 
Ve görünen odur ki;
 
Kavramlar üzerinde ortak mutabakat yoktur!
 
 
Birileri ettiği yemine sadık çıktıklarını iddia ederek; “icabında vatan ve cumhuriyet” için savaşta ve barışta ölümü göze alabilirler.
 
Birileri ettiği yemine sadık olduklarını iddia ederek; “Atatürk İlke ve İnkılaplarına” Devletçilik ilkesinin tamamen dışına çıkıp “serbest piyasa ekonomisi” tercihini ilan edebilirler.
 
Birileri ettiği yemine sadık olduklarını iddia ederek; “milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini” korumak adına yemininin diğer kısımlarını görmezden gelebilirler.
 
 
Bir devletin unsurları nelerdir?
 
Halkı olacak, yurt tutacağı bir toprağı olacak, toprağında dalgalanacak egemenlik temsili ve bağımsızlık ilanı bayrağı olacak, hukuku olacak ve bu halkı bu topraklarda bu bayrak altında tutacak siyasal bir genel kabulü  olan gücü olacak.. Kendisi dışındaki devletlere karşı bu yapıyı ayakta tutacak gücü olacak.
 
Atatürk İlke ve İnkilaplarına, Cumhuriyet’e bağlılık yemini etmiş herkesin ettiği yeminleri bir kez daha kendilerine hatırlatırım.
 
Gereğini yapmayanlar veya yapmak için uğraşmayanlar;
 
Namussuz, Haysiyetsiz, Onursuz, Şerefsizdir!
 
Peki ya gereğini yapmayan birkaç “çürük elma” bir gün başa geçmeyi başararak yeminine sadık kalmazsa?
 
Onların ahlakına bu ülke teslim edilebilir mi sadece?
 
 
 
İşte tam burada sığınacağımız iki kavram vardır.
 
 
Önce HUKUK, sonra HALK!
 
Ki; HALK DEVLETİ ayakta kalabilsin.
 
Namus yada namussuzluk çizgisinde yolumuz açık olsun !
 
  
Yemin ettik, yemin ettirdiniz!
Yemin edenler, Yemin ettirenler; şimdi neredesiniz? 
 
Erdinç AYDIN
 

Yorumlar

gerçek!

Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkmıştır.
Yargı bağımsızlığını yitirmiştir.
Soruşturmalardaki gizlilik ilkesi bertaraf edilerek, sağlıklı bir süreç izlemesi ihtimali ortadan kalkmıştır. Dolayısıyla güven yitirilmiştir.
yargılanacak kişiler banka hesaplarından dostlarıyla ilişkilere kadar, adres mail ve telefonlara kadar çarşaf gibi kamu oyunun önüne serilmiştir.
Göz altına alınan -alınma ihtimali olan, yargı mensuplarının zamanında takip ettikleri davalar, ceza almalarını sağladıkları kişiler, yargılamalardaki oylamalara kadar afişe edilmiş, açık adreslerine kadar ayyuka çıkarılmıştır.
Eski komutanların durumu ise daha iyi değildir. onlarında katıldıkları operasyonlara kadar görev süresindeki tüm faaliyetleri detayla ortalığa saçılmıştır. Yargılamalar bittikten sonra, tutunuz ki beraat ettiler! bu insanların ve ailelerinin can güvenliğini kim sağlayacaktır.
İnsanlar adliye'den çıkmadan ifadeleri ekranlardan okunmaktadır.
kazı yapılacak yerin içinde polisten çok gazeteci vardır.
akla gelen, soru işareti olarak ortada kalan ne varsa 'ergenekon' torbasına atılmıştır.
.....
Böylesine bir anlayışa boyun eğmek elbette intihardan başka bir şey değildir, ne çare ki; halkın teslim olmasına fırsat verilmeden bir çok şey ziyadesiyle çoktan teslim alınmıştır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.