Hamdolsun, açlıktan ölmedik…

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Kadir Levent BECİT

Dünya büyük bir küresel ekonomik krizin pençesinde kalmış durumda. Uluslar arası sermaye kendisine kaçacak delik aramaya çabalıyor. Bir ülke temsili olarak olsa da bir açık arttırma sitesinde satışa çıkarılıyor, tüm dünyadan büyük sermaye sahiplerinin olduğu İsviçre’deki bankalar sıkıntıya düşüyor. Bütün bu olanların üzerine de bizlere “Hamdolsun, durumumuz iyi” deniliyor.

Başbakan sanırım bu sözleri söylerken kendi bütçesi ile ülke bütçesini, kendi ekonomisi ile ülke ekonomisini birbirine karıştırmış durumda. Burslu okuyan oğlu gemicik(!) alırken, damadı birden bire medya patronu olurken, oğlunun bacanağı Almanya’da yurttaşlarımızdan paraları araklarken biz Başbakan’ın mal varlığını öğrenemiyoruz. Ama “Hamdolsun”dan az buçuk çıkarabiliyoruz…

Ülke içerisindeki hemen her KİT’ler yabancılara satılmışken, bankaların büyük kesimi dış kaynaklıyken, temel ve hammadde ürünlerinde dışa bağımlıyken, ülkenin ana dış pazar kaynağı tekstil dışa alım ve satım yaparken bizim bu ekonomik krizden etkilenmememizi beklemek ancak bir hayal ürünü olarak karşımıza çıkacaktır.

AB ve ABD çıkarları için yasalar ve değişimler yapılırken küresel dünyanın sözü geçiyorsa, ekonomik krizin küreselleşmiş anında bizim bu kürenin dışında kalmamızı beklemek uzaktan görünen hatta görünmek için çok uzak olan bir ütopyadır.

Her geçen gün işsizliğin arttığı; vatandaşın üzerine çöken faizin azdığı; borçları yüzünden insanların kendini astığı; çocuğunu, süt parası bulamadığı için sokağa bırakan insanların olduğu bir ülkede ekonomiyi “Hamdolsun”lar ile yönlendirme çabalarının hiçbir mantıklı açıklaması olamaz.

Tüm ekonomistler, sadece ülkemizdeki değil tüm dünyadaki ekonomistler “İmdat” çanları çalarken birkaç kamuoyu açıklaması ile ekonomiyi dengede tutmayı düşünmenin ne kadar çürük bir çözüm önerisi olduğunu hep birlikte gördük.

Döviz kendini tavana vurdu, bunun karşısında da borsa yerin dibinde kendisine saklanacak yer arar oldu.

Enerjiyi, doğal gazı, ağır sanayiyi dışarıdan alıp aynı zamanda ekonomik krizden etkilenmemeyi beklemek, suya ya tutarsa diye maya çalmaktan farksızdır.

Ülkede ancak %10’luk bir kesim hiçbir maddi kaygısı olmadan yaşayabilme imkanı buluyor. Geri kalanların %30’u bir öğün toksa, diğer öğün aç sofradan kalkıyor. Bunları düşünüp ekonomimizin güçlü olduğunu söylemek ne kadar doğrudur. Yok eğer doğruysa, her ay yapılan; elektrik, su, doğalgaz, petrol zamlarını kim nasıl açıklayacaktır…

Sayın Başbakan, bizler bu ülkede ekonomiyi “Hamdolsun” diyerek kurtaramayız…

Bu ülkedeki vatandaşların büyük kısmının ağzından ancak tek söz çıkabilir…

“Hamdolsun, açlıktan ölmedik…”

Esen Kalın

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.