Fethullah'a Karşıysanız Dikkat Edin!

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Hanefi Avcı’nın, Devrimci Karargah Örgütü soruşturmasında tutuklanmasından sonra, “şu devrimci karargah da neymiş” diyerekten bir araştırmaya koyuldum.

Açıkçası, bu örgüt ilk olarak adını, 27 Nisan 2009 tarihindeki çatışmada geniş kitlelere duyurmuş. Bunun nedeni de çatışma anının, neredeyse televizyonlardan naklen yayınlanacak olmasıydı... Bu çatışmada bir başkomiser ve bir vatandaş şehit olmuş, 6 özel harekat polisi de yaralanmıştır. Polis kayıplarının bu kadar çok olmasının sebebi, Devrimci Karargah Örgütü’nün bu baskından haberdar olduğu ve önlem aldığı iddialarıdır... (Belki de Hanefi Avcı haber vermiştir!)

O zamanlar bu örgüt benim hiç ilgimi çekmemişti. Türkiye’de pıtırak gibi olan herhangi bir marjinal sol örgüt olarak düşünmüştüm. Ancak Hanefi Avcı’nın Devrimci Karargah Örgütü soruşturması kapsamında gözaltına alınmasından sonra bu örgütü kapsamlı olarak araştırmaya karar verdim. Araştırmaya başladığımda karşıma Devrimci Karargah Örgütü’nün web sitesi çıktı. Buradaki bildirileri okuduğumda da aşağıda ki şu paragraflardan, Fethullah karşıtıysan Devrimci Karargah Örgütü üyesisindir, kanaatine vardım. Sitede Fethullah Örgütü ve Hanefi Avcı'nın tutuklanmasıyla ilgili yazılanlar şöyle;

 “...Geçtiğimiz aylarda Desa işçisinin direnişi nasıl Devrimci Karargah bağlantısı uydurularak yasadışı ilan edilip sindirilmeye çalışıldıysa şimdi de aynı taktikle; Devrimci Karargah’la ilişkilendirilerek Demokratik Dönüşüm’ün teorik ve kültürel alanda devrimimize taşımakta olduğu yeni ve devrimci soluk kesilmeye çalışılmaktadır. Oysa, ne Demokratik Dönüşüm, Devrimci Karargah’ın bir organıdır, ne de tutuklanan çalışanlarının örgütümüzle bir bağı vardır. Uygulanan, klasik fethullahçı faşizm taktiğidir; devrimci muhalefeti Devrimci Karargah torbasına, Devrimci Karargah’ı Ergenekon torbasına tıkarak kendi sınır tanımaz ve pervasız gericiliğini gizlemek... 

... Fethullahçı gericiliğin militan devrimciliği en ilkel yalanlarla kirletme çabası, sağdakileri geçtik, demokratından solcusuna tüm Türkiye liberallerinin devrim karşıtlıklarının ve korkularının doğal bir algısı olarak kolayca kabul gördüğü sürece, AKP’nin tasfiye etmeye niyetlendiği kim varsa Devrimci Karargah yapılanmamıza dahil edileceği ortadadır. Asıl korkumuz bu gidişle örgütte bize yer kalmayacağı üzerinedir...

...Necdet Kılıç, iddia edildiği gibi finansörümüz ise, yaşadığımız mali sıkıntılarımız üzerinden kolayca diyebiliriz ki, Allah onu nasıl biliyorsa öyle yapsın!  

Keza Kezban Küçük adını da basından öğrenmiş bulunmaktayız. Haliyle, fethullahçıların Avcı’ya bir tehdit olarak yönelttikleri kamera kaydı gibi özel bir dosya bizde mevcut değildir. Zaten devrim böylesi iğrenç yöntemler kullanmaz. Olsaydı, bizdeki Hanefi Avcı kaydı, onun devrim düşmanı faaliyetlerinin sorgulanması ve yargılanması üzerine olurdu. Muhtemeldir ki böyle bir kayıt, Baykal olayında görüldüğü gibi fethullahçılar elinde vardır ve bizim üzerimizden Avcı’ya bunun mesajını iletiyorlar ya da onu yeni hazırlamakta olduğu kitap üzerinden baskı altında tutacak şekilde blöf yapıyorlar. Bütün bunlar normal olarak genel politik bağlamları dışında bizi ilgilendirmez, ama yarın gene bizim adımıza ortaya bir kayıt vb çıkartılırsa bu iğrençliklerle hiçbir alakamız olmadığına dair, yazdıkça insanı zedeleyen yeni bir açıklama yapma zulmünden kendimizi korumamız adına şimdiden belirtmiş oluyoruz.

Yukarıda ifade ettiğimiz gibi, Hareketimizin adını kullanmasalardı konu gene genel bağlamı dışında bizi zaten ilgilendirmezdi ama mademki öyledir, tespitimiz şudur: fethullahçı medyanın üzerinde yoğunlaşmasından da anlaşılacağı üzere cemaatin ve AKP’nin öne çıkardığı konu Hanefi Avcı’nın tasfiyesidir. Avcı, yazdığı son kitapla, TC egemenlerinin arasındaki iktidar savaşında, Fethullahçı örgütlenmenin bir tür Ergenekon iddianamesini ortaya çıkarmış ve bu nedenle fethullahçı örgütlenmenin hedefi olmuş durumdadır.

Avcı’yla röportaj yapmayı reddeden ve “devlet ne derse o doğrudur” diyen Mehmet Ali Birand ve yönetimindeki medya hareketimizi de alet ettikleri bir tarzla Avcı’ya karşı kampanyanın borazanlığına soyunmuştur. Fethullahçı medyanın etkilemekten uzak düştüğü kentli kesimleri AKP iktidarı adına etkileme görevinin bayraktarı olarak Birand’ın seçildiği ve bunun giderek Doğan Medya’nın birçok kurumuna taşınacağı şimdiden görülmektedir. Ortalama aklını Mehmet Ali Birand’ın oluşturduğu liberal ahmaklığın hareketimiz şahsında devrime bu denli pervasızca saldırabilmesinin ardında elbette egemen sistemin “vesayet” tartışmaları içinde bir sabah kapılarının çalınmayacağına dair kazandıkları güven duygusu oldukça belirleyici olmaktadırlar... ...burjuva medyadan Bekir Coşkun’un tasfiye edilmesi olayında görüldüğü gibi ne yazık ki demokratik sosyalist ortamın da özellikle yapılanmamızı hedef alan bir oto sansüre yöneldiğini kimi olgular üzerinden gözlemek mümkün olmaktadır...”

Ben bu yazıları okuduktan sonra anladım ki bu örgüt Fethullah Örgütü ve AKP’nin düşmanı... Tabii doğal olarak, ideolojik veya eylemsel olarak Fethullah Örgütüne karşı olan da Fethullah Örgütünün düşmanı... Bu düşmanın bir adı olmalı... Bu ad da Devrimci Karargah Örgütü...

Hanefi Avcı herkesin tahmin ettiği gibi, Devrimci Karargah Soruşturmasından değil, Fethullah Örgütü karşıtı olduğu için tutuklanmıştır. Bahaneleri de Devrimci Karargah Örgütüdür. Bu yüzden Fethullah Örgütü'ne karşıysanız dikkat edin bunu her yerde dillendirmeyin, yoksa Devrimci Karargahta sıkışmak zorunda kalabilirsiniz... 

umit.minel@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Savcı Yazarlar, Hakim Haberciler, Yargısız infaz edilen Vatandaş

"Ya AKP'ye BİAT edeceksin yada ERGENEKON'cusundur" Süreci sonunda badem bıyıklı herkes bizden oldu. İnsan doğası gereği farklı olmak ister.
Şimdi AKP kendi kadroları içinde farklı olduğunu iddia eden, yani ağanın gözdeleri ile sıradanlaşanların çekişmesini izliyoruz.
Hiçbir zaman AKP'lileşemeyecekleri ERGENEKONCU yaptığımıza göre, Mutlak itiat etmeyenleri Devrimci karargah olarak tanımlamaktayız.
ERGENEKON trajediden, komediye dönüştüğüne göre, Devrimci Karargah bir ihanetin öyküsü olmalıdır.
Sorun, Hanifi AVCI elindeki belgeleri kime verdi?
Bu maksatla bazı yazarlar hedef gösterilerek, bu yazarların arşivine el konulmak istenmektedir.
Hanifi AVCI’nın iddialarını belgelemeden kaleme aldığını düşünmek, bu belgeleri ERGENEKON tezgahları ele geçirmeye çalışmak, Türk Emniyet teşkilatını hafife almaktır.
Yandaş medya isim verince ses soluk kesiliyor ya;
Bende yandaşlar gibi bir liste hazırlıyayım dedim.
Bana göre Hanifi AVCI’nın iddialarının belgelerini bulmak istiyorsanız
(öyle söze giriyorlar ya),
ERGENEKON iddianamesini Şamil TAYYAR hazırladı,
Savcılık soruşturmalarını Fehmi KORU yapıyor.
Sahte belgeleri Mehmet METİNER düzenliyor.

Devrimci Karargah İdianamesini Önder AYTAÇ hazırlıyor.
Savcılık soruşturmasını Rasim Ozan KÜTAHYALI yapıyor.
Sahte belgeleri Nazlı ILICAK düzenliyor.

Basın-yayın-faaliyetleri Gurup Lideri Fehmi KORU
Yardımcısı Rasim Ozan KÜTAHYALI
Basın ve medyada Örgüt Liderine yapılan suçlamalara karşı cephe şube müdürü Mehmet METİNER
Doğru ve Gerçek Haberlerin yok edilerek istenilen şekle sokulması sorumlusu Önder AYTAÇ
Örgütün Gerçek Yüzünü Hedefe ulaşıncaya kadar gizleme ve sempatikleştirme sorumlusu Nazlı ILICAK
Yanlış bilgi ile alakasız haber yapma sorumlusu Şamil TAYYAR

Böyle bir yazıyı Önder AYTAÇ kaleme alınca fikir özgürlüğü...
Muhalif kaleme alınca neler olacak hep birlikte göreceğiz???
Serhat KUŞDOĞAN
Muhalif

Bu fethullahçıların en çok

Bu fethullahçıların en çok savunduğu fikirlerden biri olan hoşgörüyle, aslında kendilerinin savunmasına rağmen onunla ne kadar ters düştüklerini ve sadece fikirlerin adını sahiplendiklerini yine bizzat kendileri hareketleriyle ortaya koyuyorlar. Böyle ahlaksız ve belli bir dengede duramayan taşra insanlarının bu ülkeyi yönetmesi milletimiz açısından büyük talihsizlik.

makale

Burada zaman zaman güzel yazılarda okurum. Ama yukarıdaki makale hiç ipe sapa gelmez bir biçimde. kendi içinde bile onlarca çelişkisi var.

:))

:))

Niyetleri Artık Belli

bu yaşananları emniyet müdürleri çatışmasına indirgeyip, gündemi saptırarak kafaları karıştırmaya çalışsalarda niyetleri artık belli ve aşikardır..1980 den bu tarafa iç işleri ve adalat bakanlarının değişmezliği,artı 2007 seçimlerinde demokrat parti ile anap'ın birleşememesindeki görünmez el düşünüldüğünde bugünün resmi ni okumak zor olmasa gerek...erkan mumcular,mehmet ağarlar nerede şimdi..??birbirlerinden farkı olmasada amaca ulaşmak için fettullahçıların öncelikli tercihi olan akapenin yol kazasına uğraması amaçlarına ulaşmada zaman kaybettirecekti..yani önlerine çıkan herkesi ,her kuruluşu bir şekilde ezip geçiyorlar...yazıda da söylendiği gibi fethullaha karşıysanız ya devrimci karargahtansınız ya ergenokoncusunuz...yeriniz silivri...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.