Farklı 29 Ekimler

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Yamaç Kona

Yarın Cumhuriyet Bayramı...

Bazen düşünür insan, geçmişte, bugün ne durumdaydım diye...

Ülke de bir organizmadır, özellikle ulus devletler...

Ülkenin de düşünecek bir geçmişi, atlattığı badireleri vardır.

Geçmişten ders almak gerek denir, bir de eklenir Türk milleti başına gelmeden akıllanmıyor!

Başına gelince çok mu akıllanıyor!!

84 yıl önce bugün;

Vatan büyük bir savaş atlatmış. Halk bitap düşmüş. Yeni bir devlet yükseliyor, yeniden inşa ediliyor Paşa'nın ellerinde. Yoktan var ediliyor. İnkılaplar art arda, takip etmekte bile zorlanılıyor. İkileme düşülüyor bazen, ama düşününce, işin ucunda Mustafa Kemal'in olduğunu, gözler yumuluyor sarılınıyor bütün yeniliklere. İşte bu bir ulusun en çok yeniliklere açık olduğu zamandır. Çünkü Ulu Önder güvenlerini kazanmıştır halkının.

Bugün; bugün de 29 ekim, azıcık farklı, tüm ülke yasta, sinirli, beklenti içinde. Her şeyden ümidi kesmiş gözler “Sana güveniyorum!” dercesine bakıyor ordusunun gözlerine. Halk ayaklanıyor, yine çoğu zaman olduğu gibi plansız, sanki bir refleks gibi tepkisini koyuyor. Geleceğinden, daha da önemlisi ülkesinin geleceğinden kaygılı insanlar sokaklara dökülüyor.

29 ekim, tarihte bir mücadelenin, kanlı ve zorlu bir mücadelenin, zaferle sonuçlanışı. Bugün ise tam tersi olarak, yeni bir savaşın başlangıç günlerinden. AKP'nin pençesindeki Türkiye'de yaşanıyor 29 ekim. Belki ilk kez vatanda Cumhuriyetin ilanı bu kadar buruk kutlanacak.

Ama bu olanların hiçbiri bir günde olmaz, olamaz. Hepsinin çıkış noktası vardır. Cumhuriyetin ilanı 29 ekim 1923 değil, 1919-1923 tarihleri arasıdır. 2007'nin 29 Ekim'inin buruk geçmesine neden olan nedenlerse bir günde oluşmamış, ülke bu bataklığa 2002 yılından itibaren kolunu kaptırmıştır.

Bugünlerde akılda sınır ötesi operasyon var. Bugün itibariyle hazırlıkların bittiği söylendi. Artık beklemek kaldı. Türk milleti bu kadar yükü kaldırır. Asla yılmaz, ama yıpranır.

29 Ekim geçecek ve gündeme tam anlamıyla operasyon ihtimali değil, operasyon gerçeği oturacak. Operasyon sırasında ve sonrasında ne olacağı hiç bilinmez ama hiç düşündünüz mü ABD'nin tepkisini?..

Herkes ve her şey bu kadar belliyken ses çıkarmamak(çıkaramamak değil) gerçekten zor. Can sıkıcı. İç bunaltıcı. En büyük sorun içteyken bir dış sorunun alevlenmesi her şeyin ona odaklanması. İçimizdeki sorunun sessiz sedasız rahatça işe koyulması...

Ama AKP zor durumda, bir yandan ordu bir yandan halk. Ama her yatırımın bir geri kazanımı vardır. AKP istemese de tezkereyi çıkarttı. Ancak sonunda en çok ekran başında Erdoğan olduğu için kahraman Ordu'muz değil RTE olacak...

Her şey çok hızlı gelişiyor. Takip mümkün değil. Yıllarca gönlün adandığı bu ülke nasıl böyle bir batağa girebilir. PKK bizim için hiç sorun değil. Bizim için çok rahat bir av, rakip bile değil sadece bir av. Ama hep benzer şekilde olur Türk milletlerinin zor durumları, hep masa başında kaybedilir elde ne var ne yoksa. Sadece istisnalar vardır, istisnalar da değil “istisna” vardır. Lozan...

Onun dışında hep kaybedilmiştir ne yazık ki.

1.Dünya savaşını dikkatli incelerseniz, doğal olarak gücün en yoğun olduğu nokta Avrupa'ydı. Ama bütün ülkelerin amaçları (İtilaf Devletleri) aynı ülke üzerinde birleşiyordu. Paylaşılması düşünülen sadece Osmanlı'ydı, diğerleri için savaşılır savaşılır, savaş bitince eski sınırlara dönülür diye düşünülüyordu. Ama hasta adam Osmanlı için bu geçerli değildi.

Şimdiyi bir düşünün, şimdi de bir çok amaç Türkiye üzerinde. Ermenilerin, Kürtlerin, Yunanların, Amerikalıların, Rusların ortak isteği Türkiye...

Gördüğünüz gibi tarih bazen tekerrür eder, bazen etmez...

Hepinizin Cumhuriyet bayramını kutlarım, bu mutlu ve onurlu günü coşku dolu geçirmenizi dilerim...

Yamaç KONA
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.