Etkili Siyaset

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Dikkatimi çeken bir konu var ki, okuduğum bloglardan, köşe yazılarından anladığım kadarı ile CHP etkili bir siyaset yapmıyor. Tespitler ise çok çeşitli. Kimi “Sayın Baykal iktidar olmak istemiyor”, kimi “CHP’nin programı yok”, Kimi “CHP halka tepeden bakıyor” diyor. Her görüş sahibi de sayfasında görüşünü destekleyecek bir olayı aktarıyor. Hatta bazıları daha da ileri gidip, “CHP’nin kemik oyları var, o kişiler şartlar ne olursa olsun başka partiye oy vermez” diyorlar.

Bu çeşitli görüşlerde ne kadar haklılık payı var bilinmez. Bilinen bir şey Türkiye’de siyaseti belirleyen birinci unsurun hiçbir zaman siyasi partiler olmadığıdır. Herhangi bir siyasi partinin var oluş amacı iktidar olmaktır. İktidara gelmek gibi bir niyeti olmayan bir siyasi oluşumu ayakta tutmak mümkün değildir. Sırf bu yüzdendir ki, partinin iktidar olma şansı hiç olmasa bile yinede iktidar olacakmış gibi çalışırlar.

1950’den beri Türkiye’de iktidarı belirleyen ana unsur ABD’dir. Partinin adı, hangi görüşe mensup olduğu, gibi durumlar çok da önemli değildir. Önemli olan, o zaman diliminde ABD’nin isteklerini ne ölçüde yerine getirebileceğidir. ABD bazen uzakta durup sadece olur vermiştir, bazen de oluşumları bizzat kendisi organize etmiştir.

Şimdi bu satırları okuyanlar, “olur mu öyle şey, Türk halkını bu kadar yok sayamazsınız” diyebilirler. Kusura bakmasınlar ama halkın çok büyük bir bölümü her zaman ABD tarafından bir partiye yönlendirilmiştir. Bu iş için para, medya, din gibi olguların bazen bir kısmı bazen hepsi etkili bir şekilde kullanılır. Kanıt isteyenler siyasi tarihi biraz incelesinler.

En son genel ve yerel seçimlerde bir başka faktörün devreye girdiğinden şüpheleniliyor. İnsanların birbirini çok iyi tanıdığı bazı yörelerde oyların tamamına yakını bir muhalefet partisine verildiği düşünülürken oyların tamamına yakınının AKP’ye çıktığı hayretle görülmüş, acaba bilgisayar programı ile bir şeyler mi yapıldı şüphesi doğmuştur. Umarım muhalefet partileri bu konuda başka önlemler geliştirecektir.

1950 den beri ABD’nin her türlü olanakları ile desteklediği iktidar partilerinin karşısında tek parti vardır, o da CHP. Emperyalizm ve desteklediği partiler bir türlü CHP’yi silememiştir. Bu günde tek rakipleri CHP’dir. Kimilerinin şu veya bu şekilde beğenmediği eleştirdiği CHP, Türkiye Cumhuriyetini ayakta tutan siyasi kanattır. Diğer kanat da Türk ordusudur. Eğer emperyalizmden yana değilsek, popomuzun üzerine oturup CHP’yi eleştireceğimize, nasıl destekleyip ABD karşısında başarı elde ederiz diye düşünmek, çareler üretmek zorundayız.
ABD, her zaman istediği partiyi kurdurmuş, istediğini bazen darbeleri kullanarak batırmış, ama bir tek CHP’yi yıkamamıştır. Bunun sebebi de tam aynı değilse bile, Atatürkçü gelenekten gelen cumhuriyetçi bir parti olmasıdır.
Sayın Baykal, 70 yaşını aşmış son derece deneyimli bir siyasetçidir. Aktif politika içinde belki son dönemini geçirecektir. Önümüzdeki dönem için ABD’nin eli o kadar güçlü görünmüyor. Bu durumdan yararlanıp Türk halkı iktidarını kendi belirlemelidir.

Türkiye için, belki daha sol, veya milliyetçi, ama kendi malımız bir parti kurabilir ve destekleyip büyütüp iktidara getirebiliriz. Biz bu konuda emperyalizm kadar imkâna sahip olmadığımız için onun gibi kısa sürede bir iktidar yaratamayız. Sırf bu yüzden bile önümüzdeki seçimlerde, emperyalizmin karşısında isek hangi görüşte olursak olalım CHP’yi desteklememiz, seçimlerin hemen ardından da istediğimiz parti için kolları sıvamamız gerekir diye düşünüyorum.
 
 
 

Yorumlar

Sözkonusu blog yazıları, okur

Sözkonusu blog yazıları, okur yorumları vs. olsun, dikkatimi çeken bir durum var. Çevremde de gözlüyorum; gönlü AKP'ye kayan görece okumuş yazmış insanlarda inanılmaz bir Deniz Baykal antipatisi var. Özellikle AKP sempatizanı okur yazarlar, sanki tek dertleri Türkiye'de gerçek bir sol partinin başa gelmesiymiş gibi, sürekli olarak Baykal'ın yeteri kadar solcu olmadığını, solun önünde bir engel olduğunu söyleyip durmaktalar. Hatta bu şekilde düşünen bir çok köşe yazarı da var. İyi de, ne yazık ki ülkemizin şu anki sorunu Baykal ve ekibinden daha inanmış ve kararlı bir sol partinin başa gelememesi değil. Öncelikli sorunumuz Cumhuriyet'le elde ettiğimiz kazanımları yitirmemek. Bu açıdan oylarımızı, Cumhuriyet'in temel değerleriyle örtüşen CHP'de birleştirmek en rasyonel yaklaşımdır. Bu zor zamanlarda gerçekten iyi niyetli insanların da şaşırmaması gerekiyor. Yeri gelince elbette CHP'de Baykal'da eleştirilebilir. Ama şu an ne yazık ki bu tür tartışmalar gereksiz hatta zararlı bir lüks niteliğindedir.

Etkili Siyaset

Ülkemizde maalesef bir çok kişi (iyi niyetli oldukları kesindir)sol düşüncenin verdiği enerji ile kendi gönüllerindeki solu gerçekleştirmiyor diye Deniz baykal'ı eleştiriyor. Ancak Baykal'ın böyle bir misyonu varmı, yokmu bilmiyor. CHP günümüz ölçeğinde sosyal demokrat olma iddiasında bir partidir. Sizin de yorumunuzda işaret ettiğiniz gibi Cumhuriyet dönemindeki kazanımlarımızı kaybetmek istemiyorsak bu aşamada mecburen CHP içinde birleşmeliyiz.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.