Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- "Artık Kaybedecek Bir Şey Yok!"
- Bir Türk Dünya’ya Bedel, Bir Başbakan Arap’a Derbeder!
- Nâzım Hikmet'i Anlamak - IV
- Ne Yapalım, Takdir-i İlahi!
- Bir Yanlış, Dört Doğruyu mu Götürdü?
- İsrail'in Önlenemez Terörü
- Gel Gel, Bak "Biz" Buradayız!
- Halkların Kardeşliği: Vasiliadis'e Veda
- Provokasyon!
- Referandum Hikâye, AKP’nin Kendini Kurtarma Operasyonu Şahane
- Köylülüğü Öldürmeliyiz!
- "Erzurum’dan Çevirmişler Yolumu" / Cumhurum, Sen Rahat Uyu (!)
- Bencillikten Uzak Hizmet
- Baykal “Malta Sürgünleri” Örneğinde Haklı mıydı?
- Münafık Sorular
Eroğlu ve Anastasiadis
Evvelki gece Cumhurbaşkanı Eroğlu ile Rum ana muhalefet partisi DISY’nin Başkanı Nikos Anastasiadis’in eşleri ile birlikte yemekte bir araya gelmeleri ve de yemek yiyerek samimi bir şekilde sohbet etmeleri, Kıbrıs konusunda önemli bir gelişme.
İş dünyasında, önemli konuların yemek masalarında yumuşatılıp sonra da işbirliğine doğru yol alınması bir gelenek. Buna olmazsa olmaz “Anlaşma kuralı” da diyebilirsiniz.
DISY, 1974 Mutlu Barış Harekâtının hemen sonrasında Makarios ile yollarını ayıran ve sonradan da Kıbrıs Rum tarafının 4. Cumhurbaşkanı seçilen Glafkos Klerides tarafından kurulmuş bir siyasi parti.
1950 yılında Başpiskopos seçilen Makarios’un yanından ayrılmayan, 1955’de EOKA’nın kuruluşunda rol alan, 1960’lı yılların başında Türkleri organize bir biçimde imha etme çalışmaları başlatılan “Akritas Planı”nın hazırlanmasında ve uygulamaya konmasında önemli görevler yapan ve Makarios’un talimatı ile 1968 yılında Türklerle görüşmeler yapmak için Türk Yönetimi Meclis Başkanı Rauf. R. Denktaş ile masaya oturan Glafkos Klerides, darbeden hemen sonra Makarios adaya dönenen kadar “Vekil Cumhurbaşkanı” görevini yaptı. Makarios’un dönüşünden sonra da darbeyi organize eden EOKA B’ciler ile 1955-59 yılları arasında Enosis için kan dökmekten çekinmeyen EOKA’cıları da yanına alarak 1976 yılında kendi partisi olan DISY’i kurdu. Bu nedenle de kuruluşunda Yunan milliyetçiliğine canı gönülden bağlı Kıbrıslı Rumların çoğunlukla yer aldığı sağcı bir parti oldu DISY.
Klerides’e göre Enosis olasılığı 15 Kasım 1967 Geçitkale olaylarından sonra gittikçe zayıflamaya başlamış ve 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı ile de tarihe karışmıştı. Bu nedenle de Barış Harekâtından sonra görüşü, adaya çözümün ancak “Coğrafi bölünmeye dayalı federasyon” ile gelebileceği şeklinde değişti ve kurucuları olan EOKA’cılar ile EOKA B’cileri bu fikir altında toplama yoluna gitti. O yıllarda EOKA kökenlilerin gidebilecekleri başka bir yer de olmadığından hepsi Klerides’in bayrağı altında toplandılar. DISY’nin kuruluşundaki politik yelpazedeki yeri “Enosis taraftarı milliyetçi”. 2006 seçimlerinde aldığı %30,33 oy ile 56 sandalyelik Rum Meclisinde 18 sandalye sahibi oldu.
DISY’in felsefesi, Papadopulos’un miras bıraktığı ve Hristofyas’ın da yeni yeni hazmetmeye başladığı, içinde Kıbrıslı Türklerin azınlık olarak yer alacağı “üniter bir Kıbrıs Devleti” değil, “Coğrafi bölünmeye dayalı bir federasyon”.
Anastasiadis geçtiğimiz haftalar içinde, DISY’in siyasi felsefesinde yer alan bu “Federasyon”a bir de şekil verdi ve tanımlamasını da “Gevşek Federasyon” olarak yaptı. Anastasiadis’e göre çalışan Türk ve Rum bürokratların sayısının en fazla 300 olacağı Merkezi Federal Hükümet’in faaliyet alanı sadece Dışişleri ve Kültür olacak. Geriye kalan Eğitim, Savunma, Tarım, Ekonomi, Enerji, İçişleri, Adalet, Ulaştırma, Çalışma ve benzeri diğer Bakanlıklar, Kurucu Devletlerin uhdesinde olacak ve ayrı ayrı yürütülecek.
DISY’de bir sağ parti UBP de.
Komünist bir parti olan AKEL’in başkanı Hristofyas ile gene aynı kökenden gelen CTP’nin başkanı Talat, iyi dosttular ama 2008 Şubatından 2010 Nisanına kadar geçen süreç içinde hiçbir başlıkta anlaşamamış, Kıbrıs sorununa bir çözüm getirememişlerdi.
DISY Başkanı Anastasiadis’in Kıbrıs sorununa yaklaşımı, kendisinden evvelki Rum Cumhurbaşkanlarından ve Rum görüşmecilerden çok farklı, çok radikal ve çok daha gerçekçi olduğu kesin.
Eroğlu ile Anastasiadis’in yıl sonuna kadar müzakereleri sonlandırabilmek konusunda hem fikir oldukları kesin. Bunun için de her iki siyasi, müzakerelerin sık sık ve programlı bir şekilde sürdürülmesinin, adada yaşayan her iki halkın kabul edebileceği, sürdürülebilir bir çözüme ulaşabilmek için, çok iyi ve verimli bir yöntem olacağı düşüncesinde.
Hristofyas ise, Türklerle anlaşarak adaya barış getirmek ve ortak bir devlet kurmak gibi bir niyeti olmadığından, müzakereleri ayağını sürüyerek devam etmek ve ilk fırsata da Kıbrıslı Türkleri suçlayarak masadan kalkmak niyetinde.
İkisi de Kıbrıslı Rum. Biri solcu, hem de komünist. Diğeri sağcı ve de EOKA’cıların hamisi. Ortak yönleri yok ve ikisinin de Kıbrıs konusuna yaklaşımı farklı. Hristofyas’ın yıldızı gittikçe sönerken, Anastasiadis’in ki parlamaya başladı. Yıllardan beri ilk kez kamu oyu yoklamalarında DISY öne geçti. 2013 seçimlerinden sonra Eroğlu’nun karşısına Anastasiadis oturursa şaşmamak gerekir.
Ata.Atun@PolitikaDergisi.com
www.ataatun.com
- Ata ATUN içeriği
- 16682 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder