Ermeni Soykırımı Konusu Kabak Tadı Vermedi mi?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Hepimiz Ermeni’yiz saçmalığının savunucuları giderek daha çok destek bulmaya başladılar. Önceleri birkaç sözde aydın birkaç mütareke basını kalıntısı bu yaygarayı dillendirirken şimdileri hükümetin tutumu ile şımaran sözde Kürt yöneticileri de bu yaygaraya ortak olmaya başladılar. Bu yaygara bizde ABD müptelası hükümetler başta oldukça da devam edeceğe benziyor. Hatta daha ileri gidip belki birileri özür diler ve babalarının malı olan ülke topraklarından bir kısmını peşkeş bile çekebilir.

Bu Ermeni ve Kürt soykırımı hikâyeleri size biraz garip gelmiyor mu? Hani bana geliyor da. Şöyle izah edeyim. Cumhuriyetin ilanı ile birlikte Ermeni soy kırımı palavrası ortadan kalkmıştı. Bir süre daha kendilerini kışkırtan İngilizlerin oyununa gelen Kürtler isyanlara yeltenmişse de, akılları başlarına gelmiş ve huzur sağlanmıştı.

İkinci paylaşım savaşı ile birlikte dünyanın fitne imparatorluğu olan İngilizler çökmüş ve fitne işini ABD ye devretmişti. Ne tesadüftür ki 1960 lı yıllarda bizim hükümetler tam bir ABD kuklası olmuş ve uzun yıllardır sesi çıkmayan Ermenilerin terör faaliyetleri başlamıştır. Hatırlanacağı üzere o dönemde ASALA çok sayıda diplomatımızı öldürmüştü. Asala’nın bu faaliyeti sırasında en büyük dostu kimlerdi dersiniz? Tabii ki bir kısım bölücü Kürtler.

Ermeni terör örgütleri, dış dünyanın tepkileri üzerine 1980’li yıllarda taktik değiştirerek, PKK terör örgütü ile işbirliğine girmişlerdir. 1984 yılında bölücü terör örgütü PKK sahneye itilmiş ve Asala-Ermeni terörü geri plana çekilmiştir. Ermeniler ile PKK arasındaki bağlantı açıktır.

“ 8 Nisan 1980 tarihinde Lübnan’ın Sidon kentinde PKK ve ASALA ortak basın toplantısı düzenlemişler ve bir bildirge yayınlamışlardır. Bu uzlaşmadan sonra, 9 Kasım 1980 tarihinde Strazburg Türk Başkonsolosluğu’na, 19 Kasım 1980 tarihinde ise Roma Türk Hava Yolları bürosuna yönelik yapılan saldırılar, PKK ve ASALA’ca ortaklaşa üstlenilmiştir”.

Çok ilginçtir ki o tarihlerde asıl ismi Artin Aramyan olan Abdullah Öcalan, Ermeni Yazarlar Birliği tarafından “Büyük Ermenistan hayali fikrine olan katkılarından dolayı” onur üyeliğine seçilmiştir.

Emperyalistlerin planı gereği bu tarihlerden sonra ASALA geri çekilip bütün dünyada olmamış bir soykırımı olmuş gibi gösterme propagandasına girişirken, terör işini PKK devralmıştır. Tabii bu sefer de PKK terörü için Ermeniler yardımcı olmuştur. Süreç içinde ele geçirilen teröristlerin içinde çok sayıda Ermeni olması hiç de şaşırtıcı değildir.

Yüzyıllar boyunca Osmanlı’nın tabası olarak yaşayan Ermeniler ve Kürtler 1880 lerden sonra kendilerini Osmanlı’yı arkadan vurmaya kışkırtan İngilizlere o kadar inandırmışlardı ki, Türk köylerini basıp yağmaladılar. Birinci paylaşım savaşında Ermenilerin Ruslarla birlik olup yaptıkları katliamları burada anlatmaya insanın midesi elvermez.

Bu yüzden 1915 de asayişi temin adına binbeşyüz ermeni yine bir Osmanlı vilayeti olan Suriye’ye gönderilmişti. Ancak günün şartları ve dağlardaki kaçak Kürt çeteleri yüzünden Suriye’ye ancak sekizyüz kişi ulaşabilmişti.

1960 lara kadar Ermenilerin hiçbir sesi çıkmamıştı. Zira biliyorlardı ki, başlarına gelenden Türklerin hiçbir sorumluluğu yoktu. Kaldı ki o gün ortada bir Türk devleti yoktu. Osmanlı hanedanının başında olduğu karışık bir devlet vardı. Hatta araştıranlar görecektir ki, Ermeniler sarayın gözünde Türklerden yüksekti. Bütün büyük memurluklar onlara verilirdi.

1919 – 23 arası Türkler verdikleri mücadele ile yıkılmış, bitmiş Osmanlı devletinin topraklarından bir bölümü olan Anadolu’da – ki o Anadolu binlerce yıldır Türk yurdudur – Türkiye Cumhuriyetini kurmuşlardır. 1915 deki hükümetlerin bir kusuru varsa bile bunun Türkiye Cumhuriyeti ile bir ilişkisi yoktur. Hukukta bir adamın işlediği suçtan dolayı oğlunu bile suçlu tutamazken, yok olmuş bir devletin varsa hatasını aynı coğrafyada kurulmuş başka bir devlete ödetmeye kalmanın saçmalığı ortadadır. Kaldı ki o günlerde tehcir sırasında bazı yanlışlar yapılmışsa bile bu yanlışın müsebbibi Türklerden ziyade Ermeniler olmalıdır. Zira onlar Osmanlı devleti yönetim kademelerinde Türklerden çok fazla ve etkiliydiler.

Günümüzde gerek Ermenilerin bitmek tükenmek bilmeyen özür, tazminat ve toprak talepleri, gerekse onların bir nevi devamı olan PKK ve siyasi uzantısı partinin talepleri neden 1960 lardan sonra başladı ve yükselerek devam ediyor? Bu sorunun cevabını yönetimdeki siyasi kadroya sormak gerekir.

Siz kendinizi Osmanlının devamı, padişah hayranı görürseniz, üstüne üstlük göğsünüzü gere gere “BEN TÜRKÜM” diyemezseniz olacağı budur. Bu gün sizi zayıf gören Ermeni ve PKK yarın başkaları sizden toprak isteyecektir.

İzmir 2013-04-24

 

Cem Osman TAMTÜRK

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.