Doğaçlama Susurluk’tan, Dölleme Ergenekon’a

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Susurluk kazası,hala hepimizin hafızasında yerini saklıyordur.Kazayı yapan aracın içinden çıkanların ilginç birlikteliği, Türkiye gündemine bomba gibi düşmüştü.Polis-mafya-aşiret-siyaset-devlet çemberinin bir aynasıydı o kaza görüntüsü adeta.O günlerde kamuoyu,bu kazayı derin devletin planlarının,faaliyetlerinin ortaya çıkarılmasına giden yolda bir milat olarak saydı ve kazanın olduğu mevkiinin adını, derin devletin ve doğurduğu sancılarının adlandırılmasında, doğaçlama olarak kullandı.Yani bugün birilerinin Türk destanının teröristleştirildiği bir örgüt olarak sunduğu,okyanus ötesinden planladığı gibi,suni döllenme yöntemleriyle değil..!!!
Kazanın ardından kamuoyunun,daha doğrusu bugünden o tarihlere baktığımız zaman,bugün ulusalcı,Atatürkçü, Atatürk milliyetçisi, ulusal solcu kimliklerinden ötürü darbeci ve faşist olarak suçlanan toplum katmanlarının başlattığı, ‘Aydınlık için bir dakika karanlık’ eylemleri Türk demokrasi tarihinde, en önemli toplumsal demokratik eylemler olarak kayıtlara geçti.O günkü hükümet mensupları, ‘susma sustukça sıra sana gelecek’ diye slogan atanlara ve 1 dakika karanlık eylemi yapanlara ‘mum söndü oynuyorlar’ diyerek dalga geçiyorlardı.O Hükümetin başındaki kişi ise, Susurluk Skandalı için ‘fasa fiso’ dan ibaret derken hükümeti de, bu skandalın ve arkasının üstünü örtmeye yönelik raporlar hazırlıyorlardı.
AKP kurucularının büyük çoğunluğu, o dönemde bu sözleri onaylayan beyanatlarda bulunuyorlar, bu eylemleri yapanları yine klasikleşmiş ‘dinsiz, komünist, kızılbaş’ iftiralarıyla suçluyorlardı. Dün, AB’ye giremeyeceğimizi, girmememiz gerektiğini, Hıristiyan Kulübü olduğunu söyleyenler,ABD’yi en büyük düşman ilan edenler iktidara geldikten sonra,“Bütün Türkler yok edilmeden Hıristiyan dünyası rahat etmeyecek.” diyen Papa Cixtus’un (1585-1590) heykeli altında, AB anayasasını imzalıyorlardı,ABD’yi 17 kez ziyaret ediyorlardı.
Cumhuriyet’in tehlike altında olduğunu söyleyen,derin devletin varlığından bahseden, faaliyetlerini açığa çıkaran ve bunları söylerken yazdıkları kitaplarda delillerini de ortaya koyan aydınlar tek tek suikasta uğruyorlardı.Rejimin bekası ve milletin birliği bütünlüğü için mücadele eden askerler, emniyet müdürleri de akla hayale sığmayacak güvenlik zafiyetleri neticesinde öldürülüyordu.Bugünkü iktidar mensupları,nasıl 30 yıldır aklına gelmeyen 12 Eylül’de idam edilen gençleri hatırlamadığı gibi,ne bu aydınların acısını paylaşmışlardı ne de derin devletin yaptığını iddia ettikleri Madımak’ta yakılan 37 canın.Aksine o olayın faillerini kendi belediyelerinde işlere bile sokmuşlardı.
Bu zihniyette olan bugünkü iktidar mensupları,birden bakmışsınız,adı okyanus ötesinde koyulan bir planın ve örgütün üzerine, derin devletin üzerine gidiyoruz iddiasıyla ülke gündemini gerçek sorunlarından da uzaklaştırarak, demokrasi mücadelesi verdiklerini söylemeye başlıyor.Kargaların bile güleceği bu takiyeyi,bu sicile sahip kişilerin demokrasi istemlerini samimi bulmak mümkün değildir.Demokrasiyi araç olarak görenlerin;geçmişte derin devletin içyüzünü aydınlatmaya çalışan öldürülen aydınların,açtığı yoldan giden ,onların anısını yaşatmaya çalışan insanları darbeci,faşist olarak adlandırması da oldukça manidardır.
Susurluk Skandalı’nın adını ağzına almayanların,o skandalın ve derin devletin faaliyetlerinin en başında olan, bir siyasi partinin liderliğini yapmış emniyet müdürünü,kaza yapan araçtan sağ çıkan milletvekilini ve o dönemin ‘Yeşil’ kod adıyla anılan kişi etrafında örgütlenilen derin devlet yapılanması hakkında en ufak bir işlem yapmayanların, bugün derin devlet ve faili meçhullerin üzerine gideceğini beklemek at gözlüklerini takmak demektir.Bireysel cahilliğin,ortaklaşa bilgeliğine dönmeyecek bir demokratik devlet için,bu zihniyetin anayasasına ‘HAYIR’ demekten başka bir şansımız yoktur.
 
OguzKemal.Ozkan@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

sistemin Demokratikleşmesi için EVET

Statükocu kurumlar mamalarının kesilmesinden ve kurdukları tezgahın bozulmaması için el birliği içinde İŞBİRLİĞİ yapıyorlarsa burada HALKIN menfaati yoktur, Çetelerin, cuntacıların ve HARAMİLERİN oyunun bozmak ve 27 mayısta Halkın seçtiği Başbakanı İDAM edenlerin DÜZENLERİNİ YIKMAK İÇİN EVET....

cade çok komiksin...:)

cade çok komiksin...:)

en büyük darbeci kenan evren

en büyük darbeci kenan evren i köşk te ağırlayanlar,muhtıraları yayınlayanlara üstün hizmet madalyası verenlerdir
mehmet ağar a sedat bucak a da dokunsun ya o çetelerin üzerine gidenler.
haramiler dediklerin malvarlıklarını kaça katlamış bir araştır cade.burada edebiyat yapma.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.