Cumhuriyet ve Kültür

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Murat HASGÜN

Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bir analizini yapabilmek için öncelikle Cumhuriyet kavramı üzerinde temel bilgiler edinilmeli bence. Cumhuriyet, siyasi bir oluşumun yanında toplumsal bir yaşam biçimi olarak da varlığını sürdürmektedir. Cumhuriyet sadece toplumsal bir yaşam biçimi olmamış, aynı zamanda Mustafa Kemal’in ileri kültür anlayışıyla şekillenen bir kültür hazinesi olarak da yaşamımızda ki yerini almıştır.

Kültür demişken bu noktada kültürün tanımına değinmekte fayda var.

Kültürün bir kaç tanımı var;

-Bir milletin gelenek ve görenek anlayışını, benimsediği dini, ideolojiyi, sanatı veya toplumu, inançları kapsayan olgudur.

-Bir toplumda geçerli olan ve gelenek halinde süregelen her türlü duygu, düşünce, yaşayış, dil ve sanat varlıklarının tümüdür.

-Bir ulusa niteliklerini veren, başka bir ulusta bulunmayan maddi ve ideolojik olguların tümüdür.

Bir ulus kendi kültüründen ödün veriyorsa ve başka milletlerin kültürünü kendi kültüründen üstün görüp benimsiyorsa, o ulusun ileri dönük bir yaşam biçimi olamaz. Son tanımda da dediği gibi gibi kültür, bir ulusa niteliklerini verir. Bizler bize ait olandan ödün verirsek bunun adı niteliksizliktir…

Yani yabancı güçlerin yiyip yutmak için izledikleri tek yol gözlerine kestirdikleri ülkenin kültürünü ele geçirmek, yok etmek ve o ülkeye kendi kültürlerini benimsetmektir.

Çünkü kültür bir ülkenin, ulusun en önemli atar damarlarından biridir.

-Ya benim ülkem?-

Cumhuriyetle birlikte önemli ve olumlu bir kültür politikasına kavuşan ve belli bir ivme kazanan kültür-sanat, günümüze bakıldığında hiç iç açıcı bir tablo çizmiyor.

Ülkemizde yabancı kültüre olan ilgi bizi kendi kültürümüzden, değerlerimizden hızla uzaklaştırıyor.

Bir ülkenin kültür-sanatı olmadan o ülkenin kendini ifade/temsil hakkı olamaz.

Giyim kuşamdan müziğe, konuşmadan davranışlara kadar tüm karakteriyle başka ülkelerin kültürünü taşıyıp benimsiyoruz.

İşte bunun tam adı kültür emperyalizmi, kültür erozyonudur.

Özetle kendi kültürünü değil, başkalarının kültürünü benimseyen bir millet kandırılmaya ve egemen tarafından bir kukla gibi oynatılmaya mahkumdur.

Atatürk kültürü uygarlıktan ayırmaz ve şöyle tanımlar;

“Kültür dediğimiz şey bir toplumun, devlet yaşamında, düşünce yaşamında, iktisadi yaşamında yapabileceği şeylerin toplamıdır. Uygarlıkta bundan başka bir şey değildir.”

-Son Söz-

Bizler ne olursa olsun bizim olanı yeşertip büyütmeli ve benimsemeliyiz.

Ancak böylece bilinçli olarak üzerimizde oynanan bu oyunda ki adına ne derseniz diyin, galip olabiliriz.

-Teşekkür-

11 Eylül akşamı Ulusal Kanal’da, “Gençlerin Gecesi” programında Utku Erişik’in konukları arasındaydım.

Türkülerimizi çalıp söyledik can cana… Sayın Erişik’e teşekkür ediyorum beni programında ağırladığı için.

Program gündemi “12 Eylül faşist darbesi” idi. Benimle birlikte değerli konuklar vardı. Hepsi görüşlerini belirttiler, konuştular, bende türkü okudum.

En güzel konuşmayı ben yaptım; türkü söyledim.

Murat HASGÜN
iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.