Çatana Su Alıyor...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Çatana nedir bileniniz vardır muhakkak. Bilmeyenler için söyleyelim. Bir zamanlar kıyılarımızda çok fazla olmayan yükleri taşımaya yarayan bir nevi ufak kuru yük gemisi. Karayolları ve kamyonlar çoğalınca onlara pek iş kalmadı. Şimdilerde pek seyrek görüyorum. Bu çatanalar ağaçtan veya saçtan olabiliyordu. Hatta ağaç ve saçın birlikte kullanıldığı çatanaları da görmek mümkündü.

 Emperyalizmin çatana imalat şirketi ABD (AB+ABD) bizim çatanayı ağırlıkla dincilerden imal etmişti ama çok önemli bölümlerine sözde liberalleri monte etmişti. Takkeli veya takkesiz olan bu liboşlarla, referansı sözde din olanların tek ortak yanları “sözde” olmalarıydı. Herkes bu birbirine hiç uygun olmayan materyallerin para macunu ile sızdırmazlığı ne kadar devam edecek merak ediyordu.

Aslında kutlamak lazım…

Sekiz yıldır, muhalefet dalgalarında, Anayasa mahkemesi tsunamisine de iyi dayandı. Ama artık su alıyor. Cengiz Çandar, M.Ali Birand gibi liberaller, ABD’nin gerektiğinde sert veya yumuşak AKP’yi uyarmak için çatanaya yaptığı montajlardı. Şimdiye kadar uyarı yaptıklarında Başbakandan ufak fırçalar yiyen ama ses çıkarmayan bu grup celallenmeye başladı.

Cengiz Çandar yazısında Başbakanın peşinden ayrıldığını ima etti. İsimlerini yazarak reklamlarını yapmak istemediğim başka bazıları da aynı yolda olduklarını köşelerinde açıkladılar. Dikkatle bakılacak olursa bir süredir bu geminin miadının dolduğu, kızağa yeni gemi çekilmesi gereği görülüyordu.

Ermeni soykırım yasa tasarısının ABD parlamentosu “dış ilişkiler konseyinden” geçmesi, hemen akabininde İsveç’in de benzer bir karar alınması; her ne kadar Başbakan’a güvence verilmişse de; Nisan sonunda benzer bir yasanın İngiltere parlamentosuna gelecek olması, soru işaretlerini çoğaltan bazı etkenlerdi.

Avrupa Birliği’nin de giderek daha olumsuz tavır takınması, taviz üzerine taviz istemesi, hükümetin 2002 den beri sımsıkı tutunduğu hayali AB çapasının da ellerinden kayıp gitmekte olması da, Başbakan’ı sinirlendiriyor. Bu yüzdendir ki, normalde söylemesi değil düşünmemesi bile gereken “yüz bin Ermeni’yi sınır dışı ederiz” cümlesini kurabilmiştir. Bu konuşma sırasında yanında koluna dokunan moderatörde olmayınca sözler söylendiği gibi algılanmıştır. Şu bir gerçektir ki, hükümet, İran’a ve Ortadoğu’ya yaklaştıkça, çatanaya monte edilmiş liberaller (sözde) bölmesinde çatlaklar hatta yarıklar oluşacaktır.

İran’a yaklaşım ise herkes tarafından görülmekte, ilgili aktörler yeni kartlarını masaya sürmektedir. Son günlerde, şimdiye kadar Ergenekon davası nedeni ile hükümetin en büyük destekçileri olan AB ülkelerinden homurtular yükselmeye başladı bile. Aynı homurtuları ABD basınını da inceleyenlerin görmemesi olanaksız.

Değişen ne oldu da düne kadar hukukun ırzına geçilmesini görmezden gelip üzerine demokrasi yorganı örtenler itiraz eder oldular? Batı ülkelerinin giderek yükselen homurtusunun da bizdeki çatananın yaması olan liboşlarında tek tek gemiyi terk etme girişimlerinin sebebi aynı. Çatana su alıyor…
 
 

cem.tamturk@politikadergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.