Çapulcular!...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Başbakanın bu ülkede yaşayan vatandaşları mümkün olan en küçük parçalara bölmeye çalıştığını artık bilmeyen pek yok gibi. Başbakan; azımsadığı, küçümsediği, yok saymaya çalıştığı bir bölüme yeni bir isim taktı.

 “Çapulcular”

Günlerdir başta Taksim olmak üzere İstanbul, Ankara, İzmir, Adana …

Toplam 51 ilimizde, 39 ilçemizde protesto eylemlerine katılanlara, dolayısı ile onların ailelerine çapulcu adını verdi başbakanımız.

Sözlüklerde “çapulcu”= hırsız, yağmacı, haksız mal edinen olarak tanımlanıyor. İşte başbakanın artık bıçağın kemiğe dayandığını anlatmak için protesto eylemine çıkan milyonlara, onlara destek veren halka taktığı isim bu...

Ne yapmış bu insanlar? İhaleye fesat mı karıştırmış ve zengin olmuşlar? Okumaya yetecek paraları bile yokken birden gemicik sahibi mi olmuşlar? Bilmiyoruz.

Bildiğimiz ise onlar, okulları bittiğinde işsizler ordusuna nefer olacaklarından emin çocuklarımız.

Onlar, kazançları ile akşam evlerine yeterli gıda götüremeyen işçilerimiz.

Onlar, devleti baba bilerek o mesleğe gelen ama en büyük kazığı ondan yiyen memurlarımız.

Onlar, artık sadece karnını doyurmanın yaşamak olduğuna inanmış, yarı aç yarı tok yaşayan emeklilerimiz.

Onlar bedenlerine bile müdahaleyi kendilerine hak gören sapkın zihniyetlere hayır diyen kadınlarımız.

Onlar bu ülkenin geleceği için başbakanın polisinin hedef gözeterek attığı gaz bombalarının, içinde ne karışık olduğu bilinmeyen tazyikli sularının karşısında eğilmeyen dimdik duran, onurlu, şerefli Türk halkı.

Başbakanın bu telaşının, bu korkusunun nedenini artık çok iyi biliyoruz.

Güneşli günler yakındır.

Güzel günler göreceğiz çocuklar, 

güneşli günler göreceğiz... 

Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, 

ışıklı maviliklere süreceğiz... 

Açtık mıydı hele bir son vitesi, 

adedi devir. 

motorun sesi. 

 

Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir 

ne harikûlâdedir. 

             160 kilometre giderken öpüşmesi...

 

Hani şimdi bize 

cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır, 

yalnız cumaları 

yalnız pazarları.. 

Hani şimdi biz 

bir peri masalı dinler gibi seyrederiz 

ışıklı caddelerde mağazaları, 

hani bunlar 

77 katlı yekpare camdan mağazalardır. 

Hani şimdi biz haykırırız 

Cevap: 

açılır kara kaplı kitap: 

zindan.. 

Kayış kapar kolumuzu 

 kırılan kemik...kan. 

Hani şimdi bizim soframıza 

haftada bir et gelir. 

Ve çocuklarımız işten eve 

sapsarı iskelet gelir.. 

Hani şimdi biz.. 

İnanın: güzel günler göreceğiz çocuklar 

Güneşli günler göreceğiz. 

Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar, 

ışıklı maviliklere süreceğiz..... 

 

 

1930

Nazım Hikmet Ran

 

 

Cem Osman TAMTÜRK

 

cem.tamturk@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.