Bugün "Gazze Özgürlük Filosu"nu Destekleyenler, Dün de "6. Filo"yu Destekliyorlardı!..

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Olayın sıcaklığı üzerine, böyle bir başlıkla yazıma başlamak istemezdim ama, Epictetus’un “Gerçeği hayal ile değişenin elinde son nefeste ne kalır ki” sözleri hiç aklımdan çıkmıyor ki…

Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminden, Soğuk Savaş dönemine, Soğuk Savaş döneminde İslam Referansı gölgesine sığınarak siyaset yapanların bulunduğu taraflara bakarak, Filistinlilerin düşman gördükleri dinin mensuplarına, para uğruna sattıkları topraklara, dinde kardeşliği, tek ümmet olmayı emreden dinin mensuplarının, Filistinlilere karşı Yahudilerle işbirliği yapmasına kadar bütün olayları değerlendirirsek, bugünkü sonuçlardan, bir “ulus” olabilmenin ne kadar önem arz ettiğini görebiliriz.

Konya’dan daha küçük bir yüzölçümüne ve bizim nüfusumuzun 1/10’ne yakın nüfusa sahip ve hatta başkentini Kudüs olarak ilan  eden fakat bu,Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmeyen  bir devletin, dünya siyasetindeki etkinliği, insan hakları ihlalleri, uluslararası anlaşmaları çiğnemesi, bu olayla ilk kez gerçekleşen bir durum olmadığını biliyoruz. İsrail’in vaat edilmiş topraklarda, devlet kurma aşamasında ve yıllardır sivilleri katlederken, dünya kamuoyunun ve devletlerinin geçmişteki tepkisi nasıl cılız kaldıysa, nasıl olayların sıcaklığı süresiyle sınırlı kaldıysa, bugün de çok farklı olmayacağını hep birlikte göreceğiz…

Ayrıca bu olayla birlikte, Arap devletleriyle ve Müslüman toplumlarla çevrelenmiş bir devletin, ne kadar korku içinde olduğu ve vaat edilmiş toprakların kutsallığını, hegemonyasını tehlikeye atacak en ufak bir durum karşısında bile, sivilleri katletmekten çekinmediği gözler önüne bir kez daha sergilenmiştir. İsrail Devleti, Soğuk Savaş döneminde, iki ideolojinin savaşının ve kutuplaşmanın neticesi yapılan Berlin Duvarı’na benzer bir duvar örmeye kalkışmasında da bu korku ve koruma içgüdüsünü göstermişti.

Filistinlilerin din kardeşleri ve hatta kendileri de 19.yy.da devlet kurma çalışmalarına başlayan Yahudilerle, önce Osmanlı İmparatorluğu’nu arkadan vurarak, kendilerinin bugünkü yaşadıklarına sebep olacak olayların tohumlarını attılar. Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra, kapitalist düzenin uşağı ve kölesi pozisyonuna düşen Araplar, İslamın özünden uzaklaşarak, İslamı emperyalist güçlerin emellerine alet eden devletler kurdular. Halklarını da onların birer uzaktan kumandalı kuklası ve piyonu olarak yetiştirdiler.

1948’de İsrail Devleti’nin kuruluşunu ilan etmesinden sonra, Yahudiler ve Filistinliler arasında gerginlik ve savaşlar devam etmektedir. Bu süreçte, gücü ve galibi belirleyen dinler değil, ideolojiler olmuştur. Kapitalist düzenin en büyük koruyucusu ve sermaye gücüne sahip olan Yahudiler, karşılarındaki ilimden yoksun, din kardeşleri tarafından yalnız bırakılmış bir topluma karşı, baskın ve ezici bir üstünlük kurmaya devam etmektedir.

Soğuk Savaş döneminde, İsrail Devleti’nin kurulmasında ve yaşatılmasında, en büyük pay sahibi olan ABD’nin 6.Filosunu protesto edenlere, Filistinlilerin kurtuluşu için savaşanlara komünist, dinsiz diye savaş açanların ve ABD ile işbirliği yapanların, bugün kendilerini “Gazze Özgürlük Filosu” olarak adlandırması çok manidardır. Arap devletleri gibi, Türkiye Cumhuriyeti’ni de emperyalist güçlerin emellerine alet olacak bir İslam Devleti haline getirmeye çalışanlar, umarız bu tarz olaylardan ders çıkartacaklardır. Her felaketten bir fırsat çıkartmak gerektiğini düşünerek, böyle bir ders çıkartacaklarını ummakla fazla mı iyimserim, bilemiyorum…

OguzKemal.Ozkan@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Haklısınız. İslamcıdan

Haklısınız. İslamcıdan devrimci filan olmaz:D

işte abd sesisni çıkartamıyor

işte abd sesisni çıkartamıyor yine.18 kez abd ye giden başbakan ve yardakçılarına duyurulur.

sayın özkan; yazdıklarınıza

sayın özkan; yazdıklarınıza aynen ben de katılıyorum...çok doğru ve yerinde yazmışsınız.
ortadoğu'da kıpırdama olsa hemen en ön sahfalara Türkiye atılıp çıkıyor...hem de kendi ana meselesi olmaması halinde...bu pasif arab birlikleri niye hiç çıtını çıkarmıyor?ama doğruya sizinde dediğiniz gibi arab camiasının Israil'den menfi çıkarları olduğu için kim ölmüş kim kalmış pek umruna gelmiyor.
bu arada;şu yardım gemisini ben ta baştan beri tasvip etmedim.adamların amaçları Türkiye'yi olası bir durumdan(sözde yardım gemisi) dolayı savaşa çekmek..
ama,herşey bir yana dursun uluslararası sularda Israil deniz kuvvetlerinin Türk sivil gemisine hunharca saldırısı af edilir gibi değildir..!

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.