Bu Bir Tertiptir, Hem de Kesinlikle...

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Başbakan İsviçre bankalarında 8 adet gizli hesabı olduğu konusundaki resmi istihbarat bilgilerini şiddetle reddediyor…
Evet, bize göre de Sayın Başbakan, bu çıkışında sonuna kadar haklıdır.
Her şeyden önce olaylara tarafsız bakmaya alışmamız gerekiyor.
Tarafsız, objektif ve sahip olduğumuz siyasi görüşün dışında…
Şöyle bir düşünelim:
Bir insan niçin kendi ülkesindeki bankaları bir kalem atlayıp, taa İsviçrelere kadar gidip, paracıklarını yatırsın?..
Diyelim ki bu insan, parasını bir milli bankaya yatırmak istemiyor. Ve yabancı bankaları daha güvenli buluyor.
İşte bu insan, Sayın Başbakan olamaz…
Bu ülkenin ekonomisinin Dünyanın sayılı ekonomilerinden birisi olduğunu ileri süren bir Başbakan, niçin kendi milli bankalarını güvenli bulmasın ki?.. Bu bir!
Diyelim ki, bu kişi milli bankalarımızı güvenli bulmadı ve parasını yatıracak bir yabancı banka aradı…
Türkiye’de milli banka mı kaldı sanki?..
İsviçre’ye kadar uzanmaya ne gerek var.
Seç seç al…
Yunanistan’ın bile Türkiye’de bankaları varken, Türkiye’nin Sayın Başbakan’ı niçin illaki gözünü İsviçre’ye çevirsin?..
Bu haberlerin kötü niyetli bir operasyon ürünü olduğu en çok şu noktada anlaşılıyor:
Bilindiği üzere Türkiye Başbakanı Sayın Tayyip Erdoğan resmi biçimde mal beyanı yapmış bir liderimizdir.
Söz konusu mal beyanında resmen kayda geçen mal varlığının kaynağını Sayın Başbakan şöyle açıklamıştı:
“Oğlumuzun sünnet düğünü armağanı altınların satışından elde edilen 220 bin Amerikan doları ve 55.000 Alman Markı…”
Belediye başkanının aldığı maaş bellidir. Devletin başbakanlara verdiği maaş da bellidir. Dolayısıyla Sayın Başbakanımızın bu kadar bir süre içinde servetine servet katması olanağı yoktur. Dolayısıyla Sayın Başbakan hangi servetini 8 adet İsviçre bankasına bölüştürecektir?.. El insaf!..
Başbakanımız 20 yıl önce Kasımpaşa’da mütevazi bir kiralık dairede oturuyordu.
Sonra nur topu gibi bir oğlan çocuğu oldu.
Oğlan büyüdü, sünnet oldu… Ve babasına önemli bir sermaye birikimi sağladı.
Şimdi bu gerçek bilgilere önem vermeyeceksiniz… Ve Amerikan elçilerinin resmi nitelikli iftiralarına kulak kabartacaksınız…
Böyle bir şey olabilir mi?
Böyle muhalefet yapılır mı?
Belirli bir amacı taşıyan bu iftiraların aleti olunur mu?..
Sahi, bu iftiraların temel amacı sizce ne olabilir ki?..
Bizce, birileri bir yerlerde düğmeye basmak üzeridir…
Bu iftiralar, bu tertipler bizce bu düzmece tertiplerin işaretidir.
Sincan Ağır Ceza hâkimi Kaçmaz ‘a kurulan komployu niçin anımsamıyorsunuz?
Niçin Silivri iddianamelerini, Balyoz girişimlerini aklınıza getirmiyorsunuz?..
Niçin Ankara’nın göbeğine yerleştirilmiş ABD vatandaşı operasyon ekiplerini hemencecik unutuyorsunuz?..
Hukuk herkese lazım olacak bir gün dememişler miydi?..
Ben hatırlıyorum. Ya siz niçin hatırlayıp, gelişen olayların içinde değerlendirmiyorsunuz?..
 
LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
www.soruyusormak.com
www.dnm-ler.com
 
Faruk HAKSAL
faruk.haksal@PolitikaDergisi.com

Yorumlar

yazmanız şart mı?

Yazdıklarınızdan ne demeye çalıştığınızı anlayamadım.
Kendi kendinize sorduğunuz sorular o kadar safçaki, en basitinden İsviçre Bankaları konusunda bile bir bilgiye sahip olmadığınız beni an itibarıyla şaşırtmıyor. Şaşırtmıyor çünkü şok ediyor. Bir yazı yazmadan önce insan biraz yazacağı meseleler üzerine etüt eder, araştırma yapar!

Çıkarıma bakınız hizaya geçiniz: 'Diyelim ki bu insan, parasını bir milli bankaya yatırmak istemiyor. Ve yabancı bankaları daha güvenli buluyor!'
Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim!

Beyefendi,
dünya yüzünde ne kadar şaibeli para kazanan kodaman varsa, gelirlerini İsviçre Bankalarına yatırırlar çünkü İsviçre bankalarının gizliliği esastır. Siz Türkiye'de olduğu gibi elinizi kolunuzu sallaya sallaya İsviçre Bankası'ndan girip insanların hesaplarını öğrenmiş olarak çıkamazsınız. Kim olursanız olun. bırakın adamın parayı nereden getirdiğini, hesabı olup olmadığını bile size söylemezler. Ayrıcalığı budur.

Birde tutturmuşsunuz ABD iftirası, ABD iftirası! Yahu belgelerde geçen tüm ifadeler gerici soyguncu Akp iktidara geldiğinden beri başka belgelerle defalarca isbatlandı zaten. Söyleyen kişi değişince neden ilk kez duymuş gibi şok oluyorsunuz onu anlamadım.
Birde meseleyi getirip Balyoz'muş, Silivri'ymiş aklınıza gelen her yerle bağlantılamışsınız! Ne diyeyim bilemiyorum, aslında söyleyecek çok şey var lakin bu seferlik pas geçeceğim.
Size şiddetle önce bilgi sonra fikir sahibi olmayı öneririm.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.