Başbakanlık Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürü Sn.Aylin Çiftçi ve Milli Eğitim Bakanı Sn. Ömer Dinçer’e Açık Mektup

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Bu satırların temel amacı, iyi ya da kötü herhangi bir münasebetimin bulunmadığı bir Kurum’u ya da iyi ya da kötü herhangi bir ilişkimin olmadığı bir şahısı yaptıkları hatadan dolayı kamu huzurunda teşhir etmek değil, son 5 yılını bedensel engellilere, sokak çocuklarına ve sokak hayvanlarına adamayı düstur edinmiş şahsımın bu üç dezavantajlı gruba karşı hissettiği derin sorumluluk duygusunu ifade etmektir :

   

Telefonum çaldı, diğer uçta çok sevdiğim ve güvendiğim bir arkadaşım. Hal-hatır sormadan “halen Bedensel Engellilere destek veren dernek ve vakıflarla ilişkin var mı? diye sordu. “Anlat” dedim, çözüldü.

 “Bu sene başında Çekmeköy’de Avrupa Koleji tarafından yapılandırılan ve resmi adı Çekmeköy Avrupa Koleji Türk Sanat Müziği Korosu olan koro’ya güzel vakit geçirmek için başladım. İlk tatsız koku, koristlerden alınan aylık ücretler karşılığında makbuz kesilmemesiyle belirdi. Sonrasında ise iki torunu Çekmeköy Avrupa Koleji’nde okuduğu için, adı geçen koroyu idari açıdan yönetme ve geliştirme görevlerine talip olan Mustafa Celil Doktoroğlu’nun adaletsiz uygulamaları başladı. Kuvvetle muhtemeldir ki, Çekmeköy Avrupa Koleji Müdürü’nün ve Avrupa Kolejleri sahibi Talip Emiroğlu ne olup bittiğinden haberleri olmadığı ve bu nedenle de hesap sormadıkları için Mustafa bey koro ile ilgili tüm uygulamalarda istediğini yapmaya başladı, koro’ya istediğini aldı, istediğini attı, olur da hükümet kanadından yıl sonu konserlerine gelecek olan bürokrat olursa (hiç olmadı ya) diye repertuardaki şarkı sözlerini değiştirdi (“rakı” “üzüm” oldu), kapalı ve tek tip kostümleri mecbur etti koristlere giydirmeye, saz ekibinin Çekmeköy’de var olan diğer koroların herhangi birinde çalışmasını yasakladı, öğrendiğinde de işlerine son verdi, münakaşalar neticesinde ayrıldığı diğer korolardaki şahısların Çekmeköy Avrupa Koleji Türk Sanat Müziği Korosu’nun belli dönemlerde verdiği konserlere girmesini yasakladı, daha bir sürü hikaye. Benim asıl patladığım nokta, Çekmeköy Avrupa Koleji Türk Sanat Müziği Korosu’nun Tüzüğü açıklandığı an oldu. Tüzük’te ‘Çekmeköy Avrupa Koleji Türk Sanat Müziği Korosu üyeliğine Ses ve Bedensel Engelliler kabul edilemez’ ifadesiyle karşılaştım, dehşete düştüm.

“Anlattıkların içinde asıl önemli olan bu ifade. Eğer gerçekten böylesi bir ifade varsa Tüzük’te, bu hem insan haklarına aykırı hem de bedensel engellilere doğrudan ağır bir hakaret, gerisi “kadın günü” dedikodu malzemesi. Ben kalem oynattığım iki üç yerde gündeme taşıyacağım ve Çekmeköy’deki yerel idarecilere durumu aktaracağım” dedim. Bu cümleyi duyunca, hayal kırıklığıyla “işe yarar mı acaba?” diye sordu. “Sen nasıl bir işe yaramasını istiyorsun, amacın Mustafa Celil Doktoroğlu’nun ve Çekmeköy Avrupa Koleji’nin canını sıkmak ve yakmak mı, yoksa Bedensel Engellilere yapılan haksızlığın bir Eğitim kurumu tarafından yapılmış olduğunu gündeme getirmek mi?” “Elbette ikinci söylediğin” diye cevapladı.

“O halde yapmak istediğin, kişisel ve kurumsal alanı değil kamusal alanı ilgilendirdiği için, yolun çok açık, aklına koyduysan, git gidebildiğin kadar”

 

Doç.Dr.Gamze Güngörmüş Kona

gamze.kona@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.