Balık Hafızam, AKP Acil Eylem Planı 2002 / Güler misin? Ağlar mısın?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 
 
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı "Acil Eylem Planı (16 Kasım 2002)  kapsamında :
 
“Ak Parti iktidarında;

  • Ekonomik istikrarı sağlamış,
  • rekabetçi bir piyasa yapısı oluşturmuş,
  • sürdürülebilir bir kalkınma ortamını yakalamış ve
  • bunun nimetlerini adil bir şekilde dağıtan,
  • yoksulluk ve yolsuzluğun giderildiği,
  • özgür ve müreffeh insanların barış içinde yaşadığı,
  • çağdaş dünya ile entegre olmuş,

farklılıkların çatışma kaynağı değil zenginlik olarak algılandığı ve bu anlayışı ile yeni bir dünyanın inşasına katkıda bulunan ve böyle bir dünya içinde itibarlı, demokratik, doğu ve batının bir arada hayat bulduğu bir Türkiye vizyonu hayata geçirilecektir.”[1]
Diye açıklamada bulunmuş o tarihte Sayın Recep Tayip Erdoğan.
 
“Hamdolsun” görüyoruz ki;
 
Ekonomik istikrar sağlanmış, rekabetçi bir piyasa yapısı oluşturulmuş, sürdürülebilir bir kalkınma ortamı yakalanarak, bunun nimetleri “adil” bir şekilde dağıtılmış hiç şüphe yok ki; yoksulluk ve yolsuzluk giderilmiş müreffef insanların “barış” içinde yaşadığı çağdaş dünyaya entegre olmuş farklılıkların zenginlik olarak yaşandığı Türkiye Vizyonu hayata geçirilmiştir (!!!)
 
Güler misin? Ağlar mısın?
 
AKP hükümeti iki dönemdir iktidarını sürdürüyor, yerel yönetimlerde de kendilerinin övündükleri çerçevede muhaliflerini toplasan kendileri etmeyen yerel yönetime ve oy oranına sahipler.
Kendi payıma bu durumdan hoşnut değilim lakin kutluyorum iktidara gelme başarılarını, ancak iktidarlarını değil.
 
Son rakamlar malum;
 
1.000.000’a yakın “kredi kartı mağduru” icra takibinde. İşsiz kaldığı için mağdur olacakları saymıyoruz.
 
Tüketici kredisi ile ekonomi büyüten olmayan paranın oldurulmasını sağlamak zorunda bırakılan halkımız.
 
4.000.000’u aşkın işsiz
 
10.000.000’a yakın Yeşil kart sahibi vatandaş
 
650-750 Arasında İşçi Emeklisi Maaşları
 
Şehir merkezlerinde 400 ila 800 arasında 2+1 ev kiraları
 
Geçtiğimiz kış döneminde %82’ye varan doğal gaz fiyatı artışı (Yaz ayları için geri alındı.) ve keza elektrik zammı.
 
Dolaylı vergiler ile halk üzerinden alınan %75 vergilendirme.
 
Kapatılan iş yerleri, kendini tüketmiş esnaf.
 
Yerel Yönetimlerin (Belediyelerin) Bağkur borçluları arasında üst sıralarda olması büyük rakamlar ile.
 
İstiklali tam Türkiye’nin istiklali maliden geçtiğini anımsatan Mustafa Kemal ATATÜRK’e rağmen Sayın Başbakan’ın AKP kongresinde “IMF ortağımızdır sözü”
 
IMF anlaşmaları çerçevesinde olası bir anlaşmada  %5 lik bir kredinin ancak yatırım için kullanılabileceği dayatması.
 
Ve daha sayabileceğimiz bir sürü gerçek ne kadar ekonomik istikrar sağlandığının verileri oalrak sayılabilir. Banka kredilerine kapanmamak için mecbur kalan fabrikalar ve kobiler, küçük esnaf’ın durumu da büyük şehirler de malum inanmazsanız gidin sorun.
 
Yatırım yapmama talimatı ile anlaşmaya oturmuş bir ülkenin rekabetçi piyasa da uluslar arası alan da yer almasının ölçütü ise ithalat ve ihracat rakamlarında çok açık zaten.
 
Kriz sürecin de kalkınmadan söz etmeyelim zaten.
 
Ama nimetlerin adil dağıtılması konusuna gelirsek, orada birilerinin adalet anlayışını sorgulamak bu nimetlerden adil bir biçimde nasiplenemeyenler için boynunun borcudur her halde.
 
Yoksulluk ve yolsuzluğun giderilmesi olayını bana en güzel özetleyen anlayış “Sosyal Devlet” mantıkalrını bir türlü anlayamadığım iktidar partisi ve onların yerel yönetimlerinin tutumalrında saklı herhalde. Örneğin İ.Melih Gökçek Bu yerel seçimler öncesi 154.000 aileye yardım sağlandığını 500 Ton kömür dağıttığını ve bunu 8 yıldır yaptığını TV kanallarında söylemişti. Yani 8 yıl bu insanların aç kaldığını el açtığını iktidarın ayıbı gibi değil de, yardımın kendilerinin marifeti olduğu gibi bir yaklaşımıyla.
 
Özgür ve Müreffeh insanların Ülkemde yaşadığı ise ulaşılan tek hedef herhalde icraatları çerçevesinde Çünkü; Müreffeh ve Özgürler zaten ülkemde her daim yaşıyorlar oysa Halkı özgür ve Müreffeh kılmak esas olmalı.
 
Çağdaş dünyaya entegre olduğumuz gerçeğini de yadsımamak lazım sürç-ü lisan edip çünkü;
 
AKP iktidarı sayesinde çağdaş dünya ile o kadar iç içe girdik ki;
 
Haberleşmemiz bile yabancılara ait daha ne diyelim. Suriye sınırımızda olası bir İsrail bile komşumuz olabilir,Yakın da MKE ‘yi de satabilirlerse ne ala…
 
Güler misin? Ağlar mısın?
 
Toplumsal barış “Cumhuriyet mitingleriyle”, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletin” mitingleriyle fevkalade sağlanmış durumda sayelerin de, bir de ülkemin coğrafyası olan doğu ve güneydoğu vatandaşlarımızın sorunlarını kimlik sorunu olarak açıklamıştı başbakan o gün bu gün kendilerinin dediği "Kürt Sorunu" ile uğraşıp duruyoruz…
 
Yaptıkları “sigara yasağı” uygulaması hariç her şey bir şekilde halka olumsuz dokunuyor.
 
Yaptıklarından bir fayda bulamayan halk adına İktidar partisine Teşekkür etmek isterim;
 
“Hamdolsun”
 
Tüm yapmadıklarınıza, Teşekkürlerimle…
 
 
 
Erdinç AYDIN
 
erdinc.aydin@politikadergisi.com

[1] http://www.belgenet.com/eko/acileylem_161102.html

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.