Bakan Çubukçu; Gören ve Anlayan Değil

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

 

Dergimizde geçtiğimiz haftalarda bir okurun Bakan Çubukçu’ya yazdığı bir mektubu okumuştuk. Milli Eğitim Bakanlığı’nın uyguladığı bir politika üzerineydi. Acı çekenler vardı ve dile getirilmişti. Gamze Güngörmüş Kona’nın yazısındadır.Bakmanızı öneririm.Geçtiğimiz hafta ise Bakan Çubukçu Uşak’a ziyarette bulunuyor.Yanına gelen iki sözleşmeli öğretmenimiz dert yanıyor.Kadrolularla aramızda büyük adaletsizlikler var,lütfen bir şeyler yapın diyorlar.
 
Bakan hanımefendi’nin tepkisi ise son derece ilgiye değer.Sözleşmeli öğretmen olmasaydınız!Dün,Tekirdağ’da 44 yaşındaki sözleşmeli öğretmen Ahmet Fazlı Elçi ek iş olarak hamallık yaparken hem de okuluna 40 liraya kitap taşırken kalp krizinden yaşamını yitirdi.Bakan buna ne diyecek?Ölmeseydiniz!
 
Her alanda tarihimizin en birikimsiz ve en değer kazıyıcı hükümetiyle karşı karşıyayız. Ne varsa kazımaktalar.Defalarca yazdım,tekrarlama gereği duyuyorum,bilim tekrarlama ve yan yana getirme işidir.Çıkardıkları iş yasalarıyla taşeron devrini başlattılar.Bunun anlamı güvencesiz,sendikasız,sigortasız,eğitimsiz işçi demektir.Yani maliyeti düşük işçi yaratmak istiyorlar,böylece kar oranını yükseltiyorlar.Bunu gerçekleştirirken olası tepkileri minimize edebilmek için din kartını kullanıyorlar.Hatırlayınız maden kazasından sonra bu sizin kaderinizde var dendi.Hükümete yakın yazarlar,televizyon programlarında,bazı dizilerde yapmamız gereken sadece dua etmektir dediler.Halbuki taşeron yasasını çıkarmamış olsalar maden kazaları yüzde 95 ile 98 arasında azalma eğilimi gösterecekti.Hepsinin ayaküstü eğitim aldığı geçtiğimiz günlerde maden kazası raporunda açıklandı.Kısacası işçiler ve hakları konusunda tam bir kazanım kazıyıcı,silici,yok edici bir hükümettir.Bir de Cumhuriyetin en halkçı partisi olduklarını dile getiriyorlar.Onların dilinden yanıt vereyim.Günah,günah.
 
Her geçen gün hemen hemen her kullandığımız ürüne zam geliyor.Vergiler artırılıyor.Vergi çeşitlendirmesinde başarılı bir grafik izleme ihtiyacı duyuyorlar.Eskiden bir laf vardı.Bu vergiler sizlere yol,su,elektrik,okul,hastane olarak dönecek.Ben,bugün nereye baksam özel okul,özel hastane görüyorum.Sosyal güvencesi olanlar bile muayene ve ilaç ücretleri veriyor.Maaşlarından kesinti yapılıyor.Bunun için mi vergi toplanıyor?Verginin bir anlamı kalmadı.Su,elektrik için altyapılar kuruldu.O halde yüksek faturaları nasıl açıklamalı?Yetmiyor,bir de doğamızı tüketiyorlar.Hidroelektrik santraller kurarak derelerimizi,nehirlerimizi tüketiyorlar.Dünyanın en pahalı benzini kullanıyor,en pahalı etini yiyoruz.Ya da yiyemiyoruz.Bu vergilerin anlamsızlığını gözler önüne sermek için daha ne yazmam gerekli.
 
Bu kısa yazıyı Tekirdağ’da yaşamını yitirmiş emekçi, sözleşmeli öğretmen Ahmet Fazlı Elçi için kaleme aldım.Bu ülkenin emekçilerinin örgütlenmeye ihtiyacı var.Bunu talep etmeyi keşfetmeleri gerekiyor.Görüne o ki kendi hallerine bırakılırlarsa bu keşif gerçekleşemeyecek.O halde,konum hiçbir zaman bilinci getirmiyor.Bilinci getiren harekettir.Bu noktada üniversite öğrencilerine büyük bir görev düşmektedir.Emekçilerin bilinçleri üzerinde müdahale yoluyla bu talep yaratılmalıdır.
 
Kıvılcımı gördüm.
Alevlenmesi için umuda,harekete ve nihayet bilince ihtiyacı vardır.
Saygılar.
 Alphan.Telek@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.