Aziz Nesin Kimleri Kast Etti?

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ünlü bir düşünür;

- Küçük insanlar küçük meselelerle uğraşır, diyor.

Acaba gerçekten öyle mi?

Belki de insanlar küçük meselelerle uğraştıkları için küçük kalmak durumunda kalıyorlar…

Ya da en doğrusu, meseleleri insanın zihninde ve yaşamında sürekli olarak küçülten bir mekanizmanın adıdır küçüklük…

Küçük çocuk güzeldir, sevimlidir.

Küçük yalan, her zaman olmasa bile, bazen hoş görülebilir.

Ama küçük insan, pireyi deve yapma huyunu sarmal etmiştir yaşamına… Bir türlü büyüyemez.

Yüzlerce pireyi teker teker deve yapar ve günün tamamını deve yaptığı o yüzlerce pirenin yarattığı gürültü ve karmaşa perişan eder… Ve en değerli hazinesi olan zamanını çarçur ederek, bohçasını tıka basa doldurur ve sonunda… Evet sonunda da, burnunun ucunu göremeyecek bir körlüğe ulaştırır yaşamını, sürüklenir durur…

O insan asla büyüyemez, çünkü her şeyden önce büyümeyi [gerçekten] istemez.

Büyümenin getireceği külfetleri yüklenemez; göğüsleyemez…

Çünkü büyüyen insanın önündeki ön önemli yükümlülük, “kendi”sini geliştirmektir; derinleştirmektir; yükseltmektir…

Oysa olaylara bir üst kattan bakabilmek insanı, hayatın içeriğini belirleyen esası kavramaya bir adım daha yaklaştırır…

Çünkü yükseklik bir kat daha arttı mı, durumu daha açık, daha içerikli ve gerçeğin tüm ayrıntılarını kapsayan bir bütünlük içinde görmemiz mümkün olabilir.

Böylelikle bilincini daha da yükseklere taşıyabilen bir kişi, yeni yeni sorumluluklar üstlenir ve tariflere sığmayan güzellikteki derinliklere ulaşır…

Ancak oldukça yoğun bir emek ister bu çaba…

Güç ister.

Azim ve sebat ister…

Bu yoğun emeği tüm gücü ile yaşamına aktaran o kişinin artık küçük meseleleri önemsemesi ve pireleri deve haline getirip, yarattığı kalabalığın altında ezilmesi mümkün değildir…

Onun için şunu ya da bunu demişlerdir... Fark etmez!

- Hay Allah, nasıl da böyle bir haltı durup dururken etmişlerdir?..
İşte bu kadar sade ve yalın ve bu kadar üstten bir bakıştır sözünü ettiğimiz insanın tepkisi, duruşu ve kavrayışı…

Hatırlar mısınız?.. Birkaç yıl önce merkezi, sanıyorum İzmir’de olan bir dernek kurulmuştu.

Derneğin adı “Aptallar Derneği” idi…

Şimdi size bir soru:

- Bu derneğe üye olanlar gerçekten aptal mıydılar?..
- Yoksa, aptallığı önemsemeyecek kadar aşmış, kendilerine aptal denmesine aldırmayacak kadar üst katlara tırmanmış, olağanüstü insanlar mıydı onlar?..

Acaba Aziz Nesin onları mı kast etmişti?..

Yoksa bizleri mi?

Yoksa küçük meselelerin içine kafalarını iyice gömmüş ve bu yüzden mabatları açıktan kalmış küçümencik insancıkları mı?

Ne dersiniz?

faruk.haksal@politikadergisi.com

 

LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
www.kitlecizgisi.com

 

 

Yorumlar

Küçük insan

Küçük insan, küçük düşünür, küçük işlerle uğraşır. Bu küçük düşünmek, küçük işlerle uğraşmak büyük düşünenlere, büyük işlerle uğraşanlara göre küçüktür.
Küçük insanlara göre ise, bu küçük işler küçük değidir. küçük insan, çok derin düşündüğünü, memleketi kendinden başkasının düşünmediğini falan düşünür. ona göre bir sisyasi partinin başarısı için çalışmak çok büyük bir iştir. Büyük düşünen büyük insana göre mesele daha derindedir. Onun için iktidarın değişmesi çare veya kurtuluş değildir.
Büyük insanlar küçük insanları anlayabilirler. Çünkü onlar küçük insan olmuşlardır vaktinde ama kendilerini büyütmeyi becerdikleri için küçük insanın halini bilir, onu anlayabilir. Buna karşın küçük insan büyük insanı anlamaz, anlayabilmesi için küçük insanın kendini büyütebilmesi gerekir.
Sayın Faruk Haksal, umarım sizinle neden anlaşamadığımızı anlamışsınızdır.

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.