Andımızı Yazan Reşit Galip ve Başbakan

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Reşit Galip Başbakan’a göre Türkçe Ezan zulmünün mimarlarındandır. Kafatasçılardandır..

Türkçe Ezan’ı zulüm saymak klasik tarikatçı-biatçı zihniyetin on yıllardır Cumhuriyet düşmanlığı yaparken kullandığı argumanlardan birisi bildiğiniz üzere. Türkçe Ezan okunup okunmamasına katılıp katılmak ayrı bir konu ama Türkçe Ezan’ı zulüm olarak nitelemek taassuplaşmış bir aklın tezahürüdür.
 

Başbakan’ın ceza aldığı şiir olan;
"minareler süngü, kubbeler miğfer
camiler kışlamız, mü'minler asker!"
dizelerinin sahibi kimdir?

Aynı zamanda şu dizelerinde sahibi olan;
"Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur.
Köylü anlar manasını namazdaki duanın
Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur
Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüda'nın
Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın."

Ziya Gökalp’tir. O zaman Başbakan, bir zalimin dizelerini mi miting meydanlarında seslendirmiştir?

Başbakan ‘Bu Cumhuriyet 27 Mayıs’ta 12 Eylül’de kurulan bir Cumhuriyet değil, 23 Nisan 1920’de temeli atılan, 29 Ekim 1923’te kurulan bir Cumhuriyet’tir.’ diyor ya işte o dizelerini okuduğu Ziya Gökalp’tir bu Cumhuriyet’in en önemli düşün köklerinden birisi de. Ayrıca Türkçe Ezan emrini veren kişi Mustafa Kemal Atatürk’tür. Varın, düşünün artık Başbakan’ın derdinin kiminle olduğunu!

Reşit Galip, Gulbeddin Hikmetyar’ın dizinin dibinde oturan Başbakan gibi bir mürid değil, kendisini masasından kovan Atatürk’e bile ‘Burası sizin değil milletin sofrası, oturmak benim de hakkım’ deme cesaretini gösteren bir yurttaştı!

Bugünle geçmişi kavga ettirmek alışkanlığından vazgeçmeyen Başbakan, 100 yıl öncesinin koşulları, egemen anlayışı, politik yansımaları ile bugünü karşılaştırarak adeta Ziya Gökalp’in işine gelen şiirini alıp işine gelmeyeni zulüm olarak nitelediği gibi oportünistlik-fırsatçılık yapmaktadır.

Tabi, bugün dünyanın en zengin Başbakanlarından olan birisinin Reşit Galip gibi öldüğünde cebinde 5 lira parasından başka bir şeyi olmayanları anlamasını beklemiyoruz. Ancak bir Balkan Harbi Gazisi’ne,  1.Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde savaşmış, bu ülkeye her alanda hizmet etmiş birisine hakaretler etmesini yandaşlarının vicdanlarına havale ediyoruz.

Yandaşlarının objektif! medyasında ise Reşit Galip hakkında Zaman Gazetesi yazarı gayri-resmi tarihçisi Mustafa Armağan, ‘Yahudilerin kurduğu Alliance İsraelite İlkokulu'na girmiş ama bir sene sonra Sultan Abdülhamid'in emriyle okuldan çıkarılmış ve  Sultan bunu yaptıysa bir bildiği vardır.’ şeklinde bir değerlendirme yapmış.

Tarihi bir bütün olarak değerlendirdiğimizde ve bu milletin değerlerini önemseyen vicdan sahipleri de surete değil manaya önem verdiğinde gerçeklerin ne olduğunu gayet iyi anlayabiliyor. Reşit Galip aynı zamanda İstiklal Mahkemeleri’nde Kürt-Şeriatçı isyancı Şeyh Said’in idam kararını veren kişiydi.  Abdulhamid’de aynı zamanda bugünkü iktidarın ve valilerinin öve öve bitiremediği Said Nursi’yi tımarhaneye tıkan padişahtı.

Ne de olsa Abdulhamid’in bir Türk Milliyetçisini Yahudi Okulundan attırırken de, Said’i Nursi’yi tımarhaneye tıkarken de bir bildiği vardır!


Oğuz Kemal ÖZKAN

oguzkemal.ozkan@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.