Aldatıldım

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Sevda EĞER

Bir ana ağlıyor oğul, oğul da oğul<?xml:namespace prefix = o />

Bir baba donmuş gözlerle elleri boş gelene bakıyor

Bir dedeye içtiği ilaçlar söyletiyor – kumandan sen sağ ol!

 

Aynı dede torununun kırkında Rus Harbini anlatıyor.

Karşımızda bir devlet, koca bir devlet

Devletin önünde bir ordu ve ardında bir millet vardı.

Hiç değilse savaşında bir şerefi vardı.

 

Yaklaşanlar oluyor yanlarına paylaşmak için acıyı

Ana soruyor – yirmisinde toprağın altına koyduğun bir evladın var mı

Yok diyor yaklaşan, sıkarken kravat boğazını

Yok o halde benim de paylaşacak acım diyor ana, döverken boş kalan bağrını.

 

Ya senin diyor, senin evladının bedeli neydi de ödedin?

Bir sorsaydın seve seve verirdim, can yerine, ata yadigârı tarlayı.

 

Verecek cevabı olmayanlar, dar atarken kendini makam vasıtalarına

Aynı ana saf tutarken oğlunun namazında,

Bir baba yığılırken kalan evlatlarının kolları arasında

Gözü yaşlı bir eş

Saçları çözük dizleri kırık bir eş, alacağını ister gibi tırnaklarını geçirmişken kıraç toprağa

Yetim kalmış bir çocuk

Bir yanı ezik bir yarısı sonsuza kadar eksik kalan çocuk, farkındalıktan uzak gülümserken havalarda uçuşan bayraklara

Bir daha çıkarmamak üzere, telini duvağını, hayallerini ve kalbini sandığa gömerken aklını yitirmiş sevgili

Otuz yıllık acı ve hiç uğruna ölümlere ‘yuh’ çeken bir genç sabahlarken nezarethanelerde

Koca bir kent gözyaşlarıyla yıkarken hiç görmediği insanlar için, caddeleri...

 

Yeni pusular kurulmaktaydı yurdumun ıskartaya çıkarılmış

Yurdumun kaderine terkedilmiş

Hiç olmadığı kadar yalnızlığa itilmiş  

Haraca mezata bağlanmış

Yurdumun cehalete

İşsizliğe, haliyle sefalete

Sonucunda kaçağa suça yandaşlığa

Ki neye yandaş olduğunu bilmeden teslim edilmiş diyarlarında.

 

Ve anlaşılan o ki

Her şey koca bir aldatmacaymış.

Ben güneş doğudan yükselir, sabahın ilk ışık ve bereketini onlar görür ve alır diye bilirken

Meğer onlar yıllardır bir damla ışık bile görmemiş.

Güneş oradaki esmer çocuklara hiçbir zaman merhamet etmemiş.

 

Ağa babalar makamlarına köşklerine kurulmuşken

Zevk-ü sefayla Devr-i alem yaparken cihan illerinde

Baskınlar verilmekteymiş gündüz gözleri memleketimin sınır boylarında.

Güneş ihanetiyle çoktan batmaktaymış memleketi için canını veren Mehmet’in üstüne..

 

 

 

 

 

 

iletisim@politikadergisi.com

 

 

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.