Açlık Sınırı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Devletin İstatistik Enstitüsü, Türkiye’de açlık sınırını aşan bir milyondan fazla insan yaşadığını açıklıyor… Ve bu açıklama, sakin bir bilim adamı tavrı ile ve kibar bir üslupla ve oldukça soğukkanlı bir aymazlıkla yapılıyor...

Her şeyden önce, “Açlık sınırı denen şey nedir” sorusunun yanıtı sorgulayalım:

Devlet İstatistik Enstitüsü’nün bu konuda bir açıklaması yok…

Bir başka deyişle, bu sınırı geçen insanlarımızın akıbeti, devletimize göre, meçhul!..
Açlık sınırı, öyle bir çizgi ki, o noktayı geçmişseniz, artık fiilen değil, “resmen” istatistiki olarak açsınız demektir...

Ekonomik seviyeniz kendinizi [en alt seviyede de olsa] besleyebilmenizi mümkün kılmıyor, demektir…

Yani ölüme mahkumsunuz, hastalıklara, acılara ve sürünmeye yazgılısınız, demektir… Artık sağlık alanında da sadece parayı verenler düdüğü çalabildiğine göre, yaşadığınız ortam vahşi ve bu ortam içindeki durumunuz “yahşi”dir, anlayacağınız…

Gerçekte bu sınır denen noktanın şaka kaldırır tarafı yoktur!..

Peki, Türkiye halkın 1980’de yüzde 96’sının 2010’da ise, yüzde 58’inin “evet” oyları ile tasdik edilerek, altına mühür basılmış olan Anayasamızdaki “Sosyal Devlet” ilkesi ne anlama geliyor bu vahim durum karşısında?..

Üstelik açlıkla burun buruna gelen ve Devlet İstatistik Enstitüsü’nün değerli uzmanlarına göre, “ha öldük, ha ölüyoruz”, aşamasında sıra bekleyen bu insanlar, sayın başbakanımızın deyimi ile “Üst Kimlik” olarak resmen Türkiye vatandaşı…
Ve yine sayın başbakanımızın seçkin söylemleri ile açıklandığı üzere, bu insanlar, iyiden iyiye zenginleşmiş bulunan ekonomimiz içinde yaşamlarını sürdüren şanslı kişiler…

Demek ki; Devlet’in Sayın Enstitüsü’nün pek değerli uzmanları ya sayı saymayı bilmiyorlar; ya da bu sonbahar gününde, örneğin, hiç dondurma yememişler...
İşte sorun bu noktadadır…

Bu 1 milyon Türk insanı, bu pek sayın “enstitü uzmanı” kadrolu beyefendilere sayı saymayı öğretmeye kalkışırlarsa ne olacaktır?..

İşte Sayın Başbakan’ın yanıtını araması gereken gelecek, bu noktadan başlamaktadır…
Açıklanan verilere göre, dört kişilik bir aile için açlık sınırı, toplam 635 TL’dir.

Gelin kaba saba bir hesap yapalım. Bu para ile, aç kalmayı dahi göze alsak, nasıl yaşarız?

Nasıl ısınacaksınız?

Çocuklarınız okula gitmeyecek mi? Defter, kitap, silgi ihtiyaçları olmayacak mı?
Diyelim ki, oğlunuzu sünnet ettireceksiniz... Veya kızınızı gelin edeceksiniz... Ne olacak? Ya üstünüz, başınız?.. Ya sabun? Ya sıcak su? Ya tuz? Ya sade suya çorba?.. Bütün bunları nasıl satın alacak, nasıl harcayacak? Nasıl yaşayacaksınız?..

Hiç mi hastalanmayacak aile efradı?.. Demek ki hastalandınız mı, atlayıvereceksiniz açlık sınırının üzerinden, cuppadanak Cennet’in kapısı…

Üstelik cenazenizi kaldıran cemaat dua bile okuyacak rahmetinize... Ve tabutunuz da oldukça hafif olacak bittabi...

Ve camideki musalla taşının ardında, sizi de “iyi” bilecekler...

Ve istatistikçi uzman amcalar, önlerindeki bilgisayardan size (de) bir çentik atacaklar ve açlık sınırı hesaplarından sizin adınızı düşüverecekler bir çırpıda...

Ve Türk varlığına armağan ettiğiniz ”var”lığınızı, “yok”a çevirecekler...

- Amin, diyecek cami imamı.

- Bizce bir mahsuru yok, diye karşılık verecek cami avlusundaki cemaat…

Ve bu işlere bakan bir büyüğümüz konuşacak ağır ağır:

- Sıradaki gelsin!..

Faruk.Haksal@PolitikaDergisi.com

 

Yorumlar

ÜFFF VE ÇÜŞŞŞ ORANLARI GERÇEK ENFLASYONDUR.

geçtiğimiz yıl enflasyon rakkamları % 7 olarak açıklanmıştı.
enflasyon rakamları istatistik kurumunun yaptığı,
katakülle rakkam oyunlarıyla hesaplandığını biliyoruz.
millet allahın saf köylüsü ya.
yaptıkları matamatiksel oyunları çözemeyelim diye ,
kafamızı karıştırmaya çalışıyorlar.
efendim tefe şu kadar , tüfe de bu kadar.
anlamıyoruz ya , nesini hesaplayalım deyip ,
açıyoruz bayramlık ağzımızı , veriyoruz ayarı.

onların enflasyon hesabı tüfe ve tefe olarak yapılıyor.
ama biz bugün enflasyon hesaplarını ,
daha anlaşılır şekilde ,
üffff ve çüşşşş oranları olarak yapmalıyız.
elektirikteki artış , aman aman tam bir numaralı üffff oranı.
doğalgaz artışı , iki numaralı dondum üffff oranı.
toplu taşıma zamları , gazlı üfffff oranı.
eğitim artışı , yandım bittim üffff oranı.
gıda artışı , aç kaldım üfffff oranı.
varsa , yerse , içerse ürünleri varya ,
ötv li olanlarada çüşşş oranı olarak sallayalım gitsin .
cigarettes artışı , ohaaa çüşşş oranı.
tatil artışı , kazık çüşşş oranı.
araban evin varsa , derdin var artışı , kazıkmasyon çüşşş oranı.

arakdaşlar tefe ve tüfe artşı diyerek ,
bizleri tufalara getiriyorlar.
en doğrusu benim yaptığım , köylü hesabıdır.
benim yaptığım üfffff ve çüşşş oranlarındaki artışı hesapları ,
gerçek enflasyon rakkamlarını ortaya çıkartır.

asgari ücret belli , emekli maaşları bellli.
benim işçim memurum , emklim maaşını alsın ,
faturaları yatırsın , bakkala çakkala borcunu ödesin , sıfır elde var sıfır.
elde avuçta sıfır kalmışsa , çepte kalmış sıfır paraysa.
tefe ve tüfe sıfırlı rakkamlar çıkar tabiki.

yeni buluş yaptılar , sıfırı icat ettiler ya.
altı sıfırı attılar ya , şimdi sıfırda devam ediyorlar.
sen aç kalmışın , fakirleşmişsin , kimin umurunda ki.
markulpaşa mı kaldı bu memlekette.
yağan yağmurda beraber yürüyenler ,
ayakta uyutuyorlar bu milleti beee.

kimse bu konuyu böyle anlatmıyor.
hep bu zor konular niye binim gibi ,
allahın saf köylüsüne kalıyor.
bu konular ben böyle anlatırım.
alooo millet sizin tuzunuz kuru galba ,
benimkini sormayın , yaş be yaşşşşş
_________(üçbeş_köyün_tiriviri_yazarı)_____________SPEKÜLATÖR_KUBİ

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.