2. Aydınlanma Dönemi

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF
Yazar: 
Naile DUMAN

 

Aslında “2.Aydınlanma Dönemi Başlangıcı” için benim uygun gördüğüm tarih, vatan topraklarını satanların, jet uçakları ile ABD ya da AB’ye sığındıkları gün olacaktı. Ancak o kadar üst üste geldi ki yine her şey, 1-2 Temmuz 2008 tarihini kendimce Türkiye’nin 2. Aydınlanma Dönemi Başlangıcı ilan ediverdim. Ben neymişim? Tarih de yazarmışım, şimdi haberim oldu. Şaka bir yana ciddiyim, o kadar ciddiyim ki, içimdeki alevleri söndürmek için sürekli olarak “sükunetle bekle” diyorum kendime. Zira bizim neslin en çok ihtiyacı olan şey “sabır-sağduyu”.<?xml:namespace prefix = o />

Benim gözlemlediğim kadarı ile her an harekete hazır genç ve genç yetişkin nesil ne zaman atağa geçecek, sokaklara dökülecek, biz de onları kırım kırım kıracağız, hapislerde çürüteceğiz diye bekleyen bir düşman söz konusu. Lütfen gaza gelmeyelim, lütfen bilinçli yol kat edelim. Zaten yakılarak, bombalanarak, kurşunlanarak ya da asılarak aydın katliamından topraklarında “akılcı” insan, düşün adam ve kadını kalmamış, magazin kahkahaları atarak kendi intihar senaryosunu her gün bir satır daha uzatan toplumun bizlere gerçekten çok ihtiyacı var! Öyle çok ki; o ayağımızın kaymasını ya da düşmemizi bekleyenlerin “içeri alıp, işkenceden geçirip, hayatı öğretelim” sırıtışlarından uzak durmanın yolunu bulmalıyız. Bulmak zorundayız. Aksi halde bizleri de sindirmeyi, bizleri de yok etmeyi matah bir iş sayacaklar kendilerine. Elleri tetikte bekliyorlar. Bir kıvılcım düşsün de milletin içine, bir patlasın da, bakalım nasıl kaçacaklar elimizden diye öylece sırıtarak bekliyorlar, hissediyorum!

Bizler; bu ülkede ATATÜRK’ü en çok sevenler,

Bizler; vatanı olan millet olarak kalmamızı sağlayan ecdadımızın hakkını ne yapsa da asla ödeyemeyeceğini bilenler,

Bizler; kadınlar ve erkekler yan yana, omuz omuza üretmekten ve yürümekten ayıpla, günahla, sözüm ona ahlakçılıkla asla vazgeçmeyenler,

Bizler; ezilmiş, işkenceden geçirilmiş, suçsuz yere zindanlara atılmış, bastırılmış, gözü korkutulmuş nesillerin evlatları ya da torunları,

Bizler; dedelerinden Kurtuluş Savaşı hikâyelerini ilk ağızdan dinleyenler,

Bizler; babalarımızdan Kıbrıs ya da Kore Savaşlarını ilk ağızdan dinleyenler,

Bizler; kardeşi, kuzeni, yeğeni, dayısı, abisi tüfeğiyle sınır bekleyenler;

Bizler; akılcılıktan korkmayıp, inancı ile görüşünün arasına kuma getirmeyenler;

Bizler; inadına okuyan, inadına aptallıktan sıyrılan, inadına düşünen, inadına yazan kadınlar ve erkekler,

Bizler; asan cellatları yuhalayan, haksızca asılan masumları ayakta alkışlayan ve unutmayanlar,

Bizler; Türk’ü katleden Türk’ün ne yaptığını bilmezliğiyle kutladığı festivallere, bayram havasında astığı bayraklara yansıyan neşesine lanet edenler,

Bizler; bu millet ne zaman akıllanacak, adam olacak ve kendini kuklalıktan kurtaracak diyenler,

Bizler; bu millet yabancı hayranlığını ne zaman bırakacak ve kendi özüne dönecek diye sabırla bekleyenler,

Bizler; binler, on binler, yüz binler, milyonlar… kendini kendi küllerinden yaratanlar,

Bizler; ikinci vatanı ve ikinci pasaportu olmayanlar,

Bizler; yine de gençlere güvenen gençler,

Bizler; gençler, genç yetişkinler…

Bu ülkeyi bize böyle teslim ettiniz diye yıldıracağınızı mı sandınız? Bir sıkma baş ekrana çıkıp Atatürk’e laf etti diye vazgeçeceğimizi mi sandınız? 1-2 Temmuz’u bayram yerine çevirdiniz diye tırsacağımızı mı sandınız? Atatürk’ü sevenleri kanun dışı kanunlarla yaka paça içeri aldınız diye susacağımızı mı sandınız? Merak ediyorum, tüm bunlar bir yana meydanlara dökülüp, sevgili coplarınızı yiyeceğimizi, zindanlarınızda çürüyeceğimizi mi sandınız? İşte görüyorsunuz… Yanıldınız…

Atatürk’ün gençliği, o en çok güvendikleri, vatanı emanet ettiği gerçek yurtseverler...

Kusura bakmayın biraz geç oldu ama, ancak… "ailelerinin okuyamadığı okullarda okuyup, alamadıkları eğitimleri alıp, gidemedikleri kurslara gidip, çalamadıkları enstrümanları çalıp, okuyamadıkları kitapları okuyup, göremedikleri yerleri gezip, kazanamadıkları paraları (hala kazanamayıp), bir yandan aile olup, bir yandan yuva dağıtıp, bir yandan insan kalıp, adam kalıp, kadın kalıp… Ancak yeni yeni başlarını kaldırıp, “n’oluyor yahu şeker mi dağıtılıyor?”... diye sorabildiler…

Zira onların eline hep şeker verilmişti. Ne zaman soluk almak isteseler; ortaokul şekeri, lise şekeri, dersane şekeri, kurs şekeri, üniversite şekeri, mezuniyet şekeri, iş başvuruları şekeri, işe girme şekeri, işe devam etme şekeri, yaşın geçti evlen şekeri, ee daha niye çocuk yok şekeri, ee çocukların şekerlerine başlanacaktı ki araya “akide şekeri” girdi, bozdu düzeni…Artık en tatsız şekerlerin bile tadı var… Şimdi o akide şekerini yedirmek sırası kimde? Hadi siz tahmin edin… Ama asla tahmin ettikleri gibi yiyemeyecekler. Çünkü; bizim nesil, o tatsız şekerleri yıllardır yiye yiye, akide şekerinin nasıl yedirileceğini de anladı! Usul usul… Yavaş yavaş… Hissettirmeden…

İşte bu yüzden, bu bilinçle açılan bir dönemin başlangıcıdır 1-2 Temmuz 2008.

Milletin Türk milletinin kendini kendi içinde bitirişinin ve bu bitirişine sevinişinin rezilce ortaya serilişidir.

Türk’ün Türk’ü katledişini festival ve bayram havasında kutlayışına maalesef 1-2 Temmuz tanıklık etmiştir.

Atatürk’ü sevenler, aydınlar, düşünürler, yazarlar artık yağlı urganla, bombayla, kurşunla değil kanun dışı kanunsuzluklarla apar topar, saygısızca, rezilce, adice hiçbir usule uymayan usulsüzlüklerle içeri alınmaktadır. Ve halkım izlemektedir, halkım alkışlamaktadır, halkım kutlamaktadır, halkım bayraklarla donatmaktadır yurdun dört bir yanını 1-2 TEMMUZ’da.

“YAŞASIN TÜRKLERİ KATLEDEN TÜRKLER”

“TÜRKLERİ KATLEDEN TÜRKLERİN GAZASI MÜBAREK OLSUN”

“TÜRKLER İÇİN YAKILAN BİR TÜRK DÜNYAYA BEDEL!”

“NE KADAR TÜRK VARSA YAKIN ARKASINDAN DA KINA YAKIN!”

“YAKIN MÜSLÜMAN TÜRKLER'İ ÜSTÜNE DE FESTİVAL KUTLAYIN”

“MÜSLÜMAN TÜRKLER'İ KATLEDEN MÜSLÜMAN TÜRKLER'İN CENNETTE YERİ HAZIR!”

1-2 Temmuz Türkiye’de, Türk Milleti'nin, "2. Aydınlanma Dönemi Başlangıcı"dır.

Herkesten önce yazayım dedim, zira tarih zaten yazacak, yazdı da!

Anladınız siz!

03.07.2008 Naile DUMAN

iletisim@politikadergisi.com

Yorumlar

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.