Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- 24 Ocak 1993
- Duvar Filminden Otuz Yıl Sonra Pozantı
- Panele Davet
- Didem Öğretmen ve Çiçekler
- Siyah Beyaz Bir Film (şiir)
- Sivas Ellerinde Ömrüm Çalınır
- Uçurtmayı Vurmasınlar
- KOĞUŞ (şiir)
- Mustafa Sarıgül : “Ben de başbakan olsaydım Öcalan’la görüşürdüm”!
- Maskeli İleri Demokratlar ya da 12 Eylül İntikam Tugayları
- Melekler de Ölür
- KKTC Üniversitelerinin Fikir Babası
- Bende Komünist Tipi Var mı?
- Annemi Dövme!
- 1993'ten 2012'ye Miras BİNGÖL
06 YR 245 Plakası Üstünde Bir İlk Aşk Hikayesi
12 yaşında bir kız olsaydım kitapların ve kahkahaların karıştığı güzel evin içinde. Babama aşık olsaydım, babama aşık olanlardan farklı olarak; görebilseydim dokunabilseydim hissedebilseydim her bir saç telini. Sırf benle vakit geçirsin diye kitapların arasındaki ayracın yerini değiştirseydim. Fıkralara tutunup sallansaydım gözlüklerinde kalemin üstünden salıncak misali.
12 yaşında bir kız olsaydım, ilk olsaydı babam ve annemi kıskansaydım. Benimle daha çok ilgilensin diye babam, annemi gönderebilseydim dışarıya. Ne bileyim annesinin yanına falan. 12 yaşında bir kız olsaydım yapardım hepsini şüphe yok. Ama 12 yaşındayken o, ben 7 yaşındaydım. Yapamadım yapamazdım, ben erkektim. Düşünemezdim o kadarını, ben daha çocuktum 12 yaşına göre; ben babam öldü diye değil; ölüp de hiç görmediği bir adam için ağlayan babamın ağlamasından ötürü ağladım o gün.
Plakası üstünde bir ilk aşkın gidişine şahitlik ettiği zaman kar taneleri, mahşeri kalabalık benzetmesi -ki en çok o güne yakışırdı bu benzetme- insan kalabalığından düşemedi yerlere. Çocuk da olsam onu hatırlıyorum. Çocuklar karı severdi o yüzden çıkmaz aklımdan o güne düşemeyen karlar.
YR 245. Yara.
İlk aşkı saklayan bir yara. Bitirmeyen ama saklayan. Belki de kutsallığı buradaydı, saklanıp herkes tarafından hatırlanmalıydı plakası üstündeki bu muhteşem aşk.
Yıl 2013. 93’ten bugüne 20 yıl geçti. O yıl doğanlar bugün “seçme” şansını elde etti. İyiyi kötüyü; güzeli çirkini ayırt edebilme yetisi kazandı (!) ve darmadağın araba ailesine verildi! Şöyle dedi devlet baba : Bu cinayeti çözmek devletin namus borcudur. Yıllar geçtikçe her yıl ve de özellikle aynı tarihte, devletin borcunu ödemediğini hatırlatmak da bizim borcumuzdur.
Ne diyordu kitabın kapağı:
UĞUR MUMCU ÖLÜMSÜZDÜR!
İlker EKİCİ
ilker.ekici@politikadergisi.com
- İlker EKİCİ içeriği
- 7374 okunma
Yorumlar
Yeni yorum gönder