“Kızlı-Erkekli Ev” Kampanyasının Gerçek Amacı

Yazıcı-dostu sürümSend by emailPDF

Ülkemizde son günlerin en çok tartışılan gündem maddesi, Başbakan Erdoğan’ın ortaya attığı “Kızlı-Erkekli Ev” konusu! Şimdi; evlerde, basında, televizyon kanallarında vs. en çok konuşulan konu bu!  

Başbakan Erdoğan, partisinin düzenlediği Kızılcahamam toplantısının son gününde;

 “Biz sorumluluk makamında, muhafazakâr demokrat bir parti olarak herkesin çocukları bize emanettir. Biz kızların, erkeklerin devletin yurtlarında karışık kalmasına müsaade etmedik, etmiyoruz. Valiliklerimizle, emniyet teşkilatımızla bu tür ihbarları değerlendirip, üzerine gidiyoruz” dedi.

Fakat ertesi gün Başbakan Erdoğan’ın yakın mesai arkadaşı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise yaptığı açıklamada, Başbakan'ın, "kızlı- erkekli aynı evde kalınmasıyla ilgili çalışma başlattığı haberlerini yalanlamış "düpedüz asparagas bir haber, ilgi alanımızda değil, böyle bir yetkimiz de niyetimiz de yok" diye olayı kapat istemişti.

Ancak Başbakan Erdoğan, 5 Kasım 2013 Salı günü AKP grup toplantısında, bir kez daha açıkça üniversiteli kız ve erkek öğrencilerin aynı evde kalmalarına müsaade etmeyeceklerinin altını çizerek, "Buralarda nelerin olduğu belli değil. Karma karışık. Her tür şeyler olabiliyor. Ondan sonra anneler babalar feryat ediyor, 'devlet nerede' diye. Devletin burada olduğunu anlatmak için bu adımlar atılmaktadır" diyerek Bülent Arınc’ın Başbakanı yalanlama gayretlerini boşa çıkardı.

Daha sonra İskandinavya ülkelerine siyasi seyahate çıkan Başbakan Erdoğan, Finlandiya ve İsveç’te bu konu ile ilgili kendisine soru yöneten yabancı gazetecileri dahi fırçaladı. Başbakan’ın bu konuda da sert, nezaketsiz ve tahammülsüz tavrı, bütün Avrupa’ya bir kez daha Başbakan’ın ne denli hırçın ve dikta hevesli bir siyasetçi olduğunu göstermeye yetti.

***

Kızlı-Erkekli Ev” tartışmasına hukuki açıdan yaklaşanlar, Başbakan’ın bu girişimini “Devletin Özel Yaşama Müdahalesi” biçimde yorumladılar. AİHM, “Devlet karışmaz, korur” duruşuyla bu değerlendirmeleri en yetkili ağızdan onayladı. Gerçekten de kız olsun erkek olsun, temel insan hakları çerçevesinde 18 yaşını doldurarak rüştüne ermiş her insanın istediği yerde ikamet etmesi, istediği tarzda yaşaması, onun en doğal evrensel insan hakkıdır. İnsanların, gençlerin “özel” yaşamlarına anne ve babaları dâhil hiç kimse, hatta devlet bile karışamaz!

Başbakan Erdoğan ise bu girişimine argüman olarak, partisinin “muhafazakâr” oluşunu göstermektedir. Bilindiği gibi muhafazakârlık; dini, ailevi ve geleneksel kültürel değerleri olağan üstü ön plana çıkaran bir siyasi ideolojidir. Başbakana göre kızların ve erkeklerin karışık bir arada oturmaları “muhafazakâr” ahlaka aykırıdır. Yani AKP; kızlı erkekli bir arada lığı ahlaksızlık olarak tanımlamaktalar ve bunu da toplumda giderek siyasete alet ederek, suç kategorisine sokmaya çalışmaktadır.

Nitekim Başbakan Erdoğan’ın “Kız - erkek öğrenciler aynı evde kalamaz. Talimatını verdik, denetimi yapılacak!” sözünü hemen ciddiye alan Adana valisi, derhal bu bağlamda harekete geçmiştir. Öte yandan; bazı basın haberlerine göre de İstanbul’da kızlı erkekli oturulan bazı evlere de baskın yapıldığı, fakat bunların resmi yetkililerce yalanlandığı da bir başka gerçektir.

Açıkçası, Başbakan Erdoğan tarafından üniversite ve yüksekokul gençlerine karşı kirli bir kampanya başlatılmıştır!

***

Başbakan Erdoğan’ın  “Kızlı- Erkekli Evler” girişimi, hiç şüphesiz hukuka aykırıdır ve üstelik bu bir anayasal suçtur! Çünkü evrensel hukuka göre, rüştüne ermiş insanların “özel” yaşamı dokunulmazdır. Devlet dâhil hiçbir kurum veya kişi insanların yaşama tarzlarına müdahale edemez!

Fakat bence, Başbakan Erdoğan’ın bu inisiyatifi, tamamen siyasidir. Kamuoyunda kimi gazeteci, siyasetçi ve önde gelen şahsiyetler, Başbakan’ın bu girişimini, “Siyasi Gündemi Değiştirme”  olarak yorumlanmaktadır. Bence hiçte değil! Başbakan Erdoğan’ın bu girişimi, gündemi değiştirmenin ötesinde çok daha önemli bir başka siyasi amaç taşımaktadır. O da Başbakan Erdoğan’ın önümüzdeki seçimlere, özellikle de 2014 yılı Ağustos ayında yapılması gereken Cumhurbaşkanlığı seçimleri için yapılmış bilinçli bir siyasi projedir!

AKP; emperyalizme, küresel finans kapitale dayanarak 11 yıldır iktidardadır. İktidarı süresince AKP ve önde gelen yöneticileri, birçok ve ağır anayasal ve yasal suçlar işlemişlerdir. Ayrıca iktidarın baştan çıkarıcı nimetleri nedeniyle de AKP, asla iktidarı bırakma niyetinde değildir. Atatürkçü Türkiye Cumhuriyeti rejimini tasfiye süreci de henüz tamamlanmamıştır. Asıl bu nedenle AKP, nihai hedefine varmadan asla iktidardan gitmek niyetinde değildir. Zaten Başbakan Erdoğan’ın konuşma biçimi de AKP’nin bir daha asla iktidarı bırakmayacağını göstermektedir. Başbakan Erdoğan’ın; durmadan “2023” ve hatta “2053” hedeflerinden bahsetmesi, iktidarının da en az bu yıllara kadar süreceğinin mesajından başka bir şey değildir!

Ancak ne var ki son zamanlarda AKP’nin bu uzun vadeli iktidar planları için işler pekiyi gitmemeye başladı. Özellikle aşağıda sıraladığım üç siyasi olay, bu planların bozulmasını fazlasıyla etkilemektedir:

  • Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da emperyalizm tarafından AKP ve Erdoğan’a atfedilen “Ilımlı İslam Modeli” misyonu iflas etti. Özellikle Mısır’daki halk devrimi ve Suriye’de Esad’ın direnci bu planları alt-üst etti;
  • Haziran-Temmuz Büyük “Gezi” Direnişi, arkasından sonbahardaki ODTÜ direnişi, Erdoğan ve AKP’nin kimyasını iyice bozdu;
  • AKP’nin, 11 Yıllık AKP iktidarının gizli ortağı olan Gülen Cemaati ile arası iyice bozuldu.

Mısır’daki Temmuz devrimi ve Esad’ın emperyalist ve teröristlere karşı direnişi, ABD ve AB’nin Erdoğan’a olan desteklerinin azalmasına neden oldu. Bu desteğin azalması kendisini özellikle, Türkiye’deki “sıcak para” nın çekilmesi, döviz sepetinin pahalı olmasıyla kendisini hissettirdi.

Öte yandan 11 yıldır AKP iktidarını destekleyen F. Gülen cemaati de, ABD’nin tavrına paralel olarak AKP’den desteğini çekti.  Her ne kadar her iki taraf ta resmi açıklamalarda bunu durmadan yalanlasalar da; bugün AKP ile Gülen arasındaki bu koalisyonun iyice bozulduğu, F. Gülen cemaatine ait olduğu bilinen “Zaman” gazetesinin Erdoğan ve hükümetine yönelttiği ağır eleştirilerden açıkça belli oluyor.

Bilindiği gibi önümüzdeki yıl iki önemli seçimler var. Mart sonunda yerel seçimler ve Ağustos ta bu defa halk tarafından seçilecek olan Cumhurbaşkanı seçimi. AKP önümüzdeki yıl olması gereken bu seçimlerde, yukarıda sıraladığım iktidarını derinden sarsan siyasi olaylardan sonra, büyük bir seçmen desteğini arkasına alarak Türkiye’ye ve bütün dünyaya AKP’nin yıkılmadığını, dimdik ayakta durduğunu göstermek istiyor.

Bu nedenle AKP, seçimlerde kullanmak üzere, “Sinekten dahi yağ çıkarmaya” çalışıyor!

  • Önce, seçimlerde övünmek ve iktidar gücünü göstermek için Atatürk’ün kurduğu, modern Türkiye Cumhuriyetini yaratan devrimleri gerçekleştiren meclise gericiliğin ve karşı devrimin sembolü olan türbanı soktu.
  • Bu arada PKK’yı tavizlerle oyalayarak, terörü geçici olarak durdurdu.
  • Asrın projesi olarak tam tamamlanmadan ve yeterli güvenlik önlemleri almadan “Marmaray” ın açılışını yaptı.

Başbakan Erdoğan’ın son seçim hazırlığı ise geçen hafta ortaya attığı “Kızlı-Erkekli Ev” projesidir. Sanıldığı gibi, Başbakan Erdoğan’ın bu proje ile amaçladığı, muhafazakâr anne babaların oylarını avlamak değildir. Çünkü o zaman bu hesap, yanlış ve çok riskli bir hesap olur; çünkü muhafazakâr anne ve babaların oyunu alacağım derken modern ve özgürlük düşkünü gençlerin oyunu kaybeder.

Kızlı-Erkekli Ev” projesi ile Başbakan Erdoğan, esasında bir taşla iki kuş vurmak istiyor:

  1. Gençlerden, özellikle üniversite ve yüksekokul gençlerinden “Gezi” ve ODTÜ direnişlerinin intikamını almak ve
  2. İkamet için sıkıntıya düşecek üniversite ve yüksekokul gençlerini F. Gülen cemaatine kurban ederek, onunla koalisyonunu devam ettirmektir. Çünkü F. Gülen ile koalisyonun tamamen bozulması, Cemaatçi olarak bilinen A. Gül’ün 2014 Cumhurbaşkanı seçiminde Başbakan Erdoğan’a rakip olarak aday olma riskini içinde taşımaktadır.

Aslında Başbakan Erdoğan’ın “Kızlı-Erkekli Ev” projesi, “Dershanelerin Kapatılması”  projesinin bir parçasıdır. Çünkü her iki proje de F. Gülen cemaatine hükümet tarafından üniversite ve yüksekokul gençlerini veya adaylarını teslim etme projesidir. Bu iki proje ile Başbakan Erdoğan cemaatle pazarlık yapmaktadır. Bu açıdan “Kızlı-Erkekli Ev” projesi, AKP hükümetinin üniversite ve yüksekokul gençlerini sokağa atma projesidir de denebilir.

Bilindiği gibi ülkemizde 197 üniversite ve yüksekokul vardır. Buralarda yüksek eğitimini yapan yüzbinlerce üniversite ve yüksekokul gençlerinin ikamet etme sorununa ise Kredi ve Yurtlar Kurumu ancak % 10’nu karşılayabilmektedirler. Bu durumda gençler, zorunlu olarak, apart dairelerde veya özel yurtlarda kalmak durumundadırlar..

Şimdi Başbakan Erdoğan, “Kızlı-Erkekli Ev” projesi ile baskınlarla, dedikodularla kirli bir biçimde öyle bir kampanya başlatıyorlar ki ev sahipleri artık gençlere ev kiralamakta pek istekli olmayacaklar, özel yurtlar ise sık sık denetleneceklerinden gençlerin tercih etmeyecekleri mekân haline geleceklerdir. İşte bu durumdan en çok faydalanan F. Gülen cemaatinin yurtları olacaktır. Bu sene ODTÜ yeni öğretim yılının açılışında nasıl kurtlar gibi gençleri kendi yurtlarına almak için F. Gülen ve adamları pusuda av peşinde idilerse, şimdi de, “Kızlı-Erkekli Ev” kampanyasından sonra artık bütün üniversite ve yüksekokul olan yerlerde gençlerimiz, ikamet için cemaat yurtlarına mahkûm olacaklardır. İstenilen budur!

Kısaca Başbakan Erdoğan ve AKP, bu projelerle hem üniversite ve yüksekokul gençlerinden intikam almakta, hem de bu gençleri cemaate peşkeş çekerek, cemaatle ortaklığa devam gayreti içindedir.

Ancak Başbakan Erdoğan ve AKP yanılmaktadır!

Gençlerimiz artık uyanmıştır! Onlar vatanlarını, namuslarını, onurlarını, doğayı korumasını çok iyi bildikleri gibi evrensel haklarını ve özgürlüklerini de hiçbir siyasi manevraya alet olmadan, tuzağa düşmeden korumasını çok iyi bilecek kadar olgun siyasi görüşe sahiptirler. Sonunda gençler değil,  AKP kaybedecektir.

Birleşe birleşe kazanacağız!”

 

Mehmet ÇAĞIRICI

mehmet.cagirici@politikadergisi.com

 

Yorumlar

tebrikler

çok güzel bir araştırma ve yorum gerçeklerin ta kendisidir. düşüncelerinize ,yüreğinize sağlık...

Yeni yorum gönder

Bu alanın içeriği gizli tutulacak ve açıkta gösterilmeyecektir.
Doğrulama
Dikkat: Sitemize üye olan takipçiler "Doğrulama" uygulamasından muaftır.