Bu Yazılar da İlginizi Çekebilir!
- Yeni Gündem
- Farklı 29 Ekimler
- Uyuyan Güzel
- Kürdistan, Denge Politikası ve Al Gülüm Ver Gülüm!
- Boş Kasım
- Yeni Devir
- Geriye Dönüş
- Son Osmanlı'nın Atatürk Hakkında Söyledikleri
- Saklanan Cevaplar
- Terör Konusunda Yakıcı Gerçekler
- Aydın Doğan'ın AKP Açılımı Başına İş Açtı
- Çözüm Bu Değil!
- Başaramayacaksınız!..
- Terör sorunu hemen unutuldu mu?
- Osmanlı Hanedanı Kimin Ecdadıdır?
“Dön Babam Dön” AKP ... ya da “Yürü Kim Tutar Seni” AKP...
Tezkere geçecek, geçmeyecek tartışması sürerken, tezkere ışık hızıyla meclisten geçti. Herkes “İşte şimdi oldu, AKP ciddi galiba!” ya da “Bu işin altında büyük bir iş dönüyor!” gibi düşüncelere kapıldı. Bunlar boyacı medyanın pençesindeki, elleri kolları bağlı zavallı milletin boş düşünceleriydi. Düşünmemesiyle (fikirsizliğiyle) eleştirilen Türk ulusunun artık durumuna kafa yorup beklemekten başka yapabilecek bir şeyi yok.
Size bir şeyi anımsatıyordur ister istemez, milli egemenliğin benimsenmediği düzenler gelmiyor mu aklınıza. Örneğin... Osmanlı Devleti!.. Belki de Nazi Almanyası!..
Osmanlı Devleti'nin hoşgörüsü yadsınamaz tabii ki halk karşısında...
Ama Osmanlı'nın mutlakiyetin (monarşi) gerektirdiği üzere, merkezi otoriteyi güçlü tutma çabalarının bir sonucu ve saltanat sisteminin vazgeçilmezi olan “Ülke, hanedan üyelerinin ortak malıdır.” daha sonra ise otoriteyi daha da güçlendirmek için “Ülke hükümdarın ve oğullarının ortak malıdır.” anlayışının benimsenmesi tabii ki Fransız Devrimi öncesi dünyada gayet normaldi.
Ama Türkiye Cumhuriyeti'nde bir Başbakan nasıl olur da kendisini oraya oturtmuş olan Türk milletinin önünde padişah gibi davranabilir?
Tam sonuna gelmişken bir kez daha PKK güvercinleri(!) elimizden uçup gidiyor, Türk milletinin ve Türk askerinin şaşkın bakışları altında...
Tezkere geçtiğinde herkes ani bir harekata hazırdı. Herkes “emin”di ilk defa. Bu iş bu sefer olacaktı. Ama yine kendimizi o macera filmlerindeki gibi bir büyüye kaptırdığımızı anladık. Çünkü asla gerçek hayatta böyle hızlı yapılan keskin dönüşler, değişen fikirler göremezsiniz!..
Irak ard arda ziyaretler, açıklamalar, uyarılar yaptı. Peşmerge “Gelirse tepki gösteririz.” derken Iraklı politikacılar “Aman abi!” ye düştüler. RTE'de sanki inanılacak insanlarmış gibi, sanki ilk defa böyle sözler veriliyormuş gibi Irak'a şartlarını, koşullarını bildirdi. Yani sınır ötesi yattı...
Önceki yazılarımda bir korkumu sizinle paylaşmıştım, demiştim ki; “Ya AKP askerimize 2 km. izin verip, operasyon başladıktan 4 gün sonra gerekenin yapıldığını söylerse. Yani bizi kandırırsa!”. AKP bunu bile yapmaya zahmet etmedi, Irak hükümetiyle anlaştık mesajı verdi, kısaca sınır ötesi yok dedi. Elimin altında internet olmasına rağmen ben bile takip edemiyorum. O kadar hızlı dönüyor ki, rüzgarın yönü bile bu kadar hızlı değişim göstermez. RTE'nin davranışlarını tanımlamak gerekirse, yönünü şaşırmış pusula denebilir en iyi deyişle...
Bahsettiğim gibi Osmanlı'daki halkın ezikliğine rağmen Sevr'in uygulanması engellendi. Şimdi de uygulanmaya çalışılıyor. Bu sefer karşı koyamıyoruz...
Bir şekilde eller, kollar bağlandı; medyayla gözler de tabii ki...
O zamanlar elleri kolları bağlı halk ayaklandı, evladını askere yollamakla kalmadı birlikte çarpıştı diye uygulanamadı Sevr. Halk ayaklanabildi, niye? Çünkü ilk başta Padişah devrilmişti. Padişah etkisini yitirmişti halk üzerinde. Peki ya şimdi? Şimdi sindire sindire, piramidin zirvesine dokunmadan paylaşılacak.
Çünkü zaten piramidin zirvesi en başından beri onlarındı...
Yamaç KONA
Yorumlar
Yeni yorum gönder